Darbeli sezon: 2016 yılı 15 Temmuz’unda, darbeyle sarsıldık tüm ülke olarak. Gece on sularında, sokak ve çarşıların bir anda boşalıp, bankamatik, petrol istasyonları ve alışveriş merkezlerinde kuyruklar oluştu Bodrum’da. Darbenin bastırılıp, kontrol altına alınmasının ardından, tüm memur izinleri durduruldu. Gerçekleşen olay sonucunda, tüm ülke ekonomisi ile birlikte, Bodrum Turizmi de darbeyi yemişti. Ardından hükümet, bir dizi ekonomiyi kurtarma önlem paketi açıkladı. Bunlardan biri de turizmi kurtarmak ile ilgili idi. Sonrasında göreve getirilen Naci Ağbal Bodrum Salamakis Otel’de açıkladı, daha doğrusu açıklamaya çalıştı, söz konusu paketi. Sayın bakanın anlattığı ve daha önce duymadığım Nasrettin Hoca fıkrası, hükümetin turizm politikasını özetler nitelikteydi.
Anımsadığım kadarıyla fıkra şöyleydi; ”Hoca Nasrettin’in iki kızı varmış. Kızlarından biri çiftçiyle, diğeri de kiremitçiyle evliymiş. Zaman zaman kızlarını ziyarete gidermiş Hoca. Bir gün kiremitçiye verdiği kızını ziyarete giden Hoca yemek, ikram faslından sonra durumunu sormuş kızına. Kızı da; “Toprağı taşıdık, eledik, yoğurduk, kalıplara doldurduk, güneşe serdik. Ama, yağmur yağarsa anamız ağlar” diyerek cevap vermiş Hocaya. Ertesi gün küçük kızınıziyarete gitmiş Hoca. Hoş beş, derken, onunda durumunu sormuş. Kızı Hocaya şöyle cevap vermiş; “Babacığım toprağı sürdük, otunu ayıkladık, tohumu attık, gübreyi döktük. Ama, yağmur yapmazsa anamız ağlar”
Akşam eve dönen Hoca’ya kızlarının halini merak ederek soran eşine cevap veren Hoca şöyle demiş: “Vallahi hanım durum ne olursa olsun, sen ağlayacaksın…” diye cevap vermiş.
Dediğim gibi, durumun özetini veren açık yürekli, gerçekçi ve cesur bir açıklama olarak aldım bu mesajı kendimce.
Depremli sezon: 2017 yılının 20 Temmuz’unda deprem ile sarsıldık. Tüm ajansların verdiği deprem sonrası, aynen darbe sezonunda olduğu gibi, Bodrum çıkış istikametinde araç kuyrukları oluştu. Devam eden bir ay boyunca yatağımız ve evimiz artçı sarsıntılarla sallandı durdu, tıpkı bir beşik gibi. Bir önceki sezonun açtığı ekonomik yara daha sarılmadan, yeni bir krizle yüzleşmek zorunda kaldı Bodrum Turizmi. Şükürler olsun ki can kaybının yaşanmadığı Bodrum’da, afet bölgesi ilan edilmediğinden dolayı, kapsamlı ekonomik kurtarma paketi açıklanmadı. Hasar görmüş ev ve iş yerlerinin zararı kısmi olarak giderilmeye çalışıldı. Ama, iptal edilen rezervasyonlar ve bir anda boşalan Bodrum’un, turizm yatırımcısı ve esnafı açısından karşılaştığı ekonomik zarar açık bir yara olarak halen duruyor.
Devalüasyonlu sezon: geçmiş iki sezonun darbe ve depremi ile yüzleşen Bodrum turizmi, yeni sezonda yaralarını sarmaya uğraşırken, “Papaz Krizi” kisvesi adı altında, antipatik çizgi film kahramanı karakterli Amerikan Başkanı sözcülüğünde, ülkemizi tehdit ve şantajla başlayıp, kirli bir ekonomik savaşa dönüşen döviz kurunun kontrolsüz arttırılıp, paramızın oldukça değer kaybettiği yeni bir devalüasyonla karşı karşıya geldik ülke olarak. İktidarın yıllardır, ekonomik kırılganlık, dış güçlerin ekonomik müdahalesi artık söz konusu değil, IMF’ ye borç verdik, söylemi ABD tarafından yeterince ciddiye alınmamış olacak ki: yine, yıllar öncesinde kaldığını sandığımız devalüasyonla yüz yüze geldik. Şu an için fotoğraflarda her şey yolunda görünüyor Bodrum için. Son yılların doluluk oranının rekor seviyesinde olduğu deklare ediliyor ilgili birimlerce.
Yazının başlığını okuyup, içeriğinde teknolojik ayrıntı arayan var mıdır bilmem ama, Bodrum Turizmi, merkezi ve yerel idare tarafından ele alınan uygulamalar neticesinde hak ettiği yerde bulunmadığından, ivedilikle çözüm ve çıkış çareleri aranmalıdır…