Bodrum Belediyesi Meclis Toplantısı geçtiğimiz Perşembe günü Herodot Kültür Merkezi’nde yapıldı.
5 Maddesi ‘sokak isimlerinin değişmesi’ konulu 14 Maddenin görüşüldüğü toplantıya meclis üyeleri eksiksiz katılım gösterdi.
Başkan Tamer Mandalinci’nin es vermeden yaptığı değerlendirme konuşmalarının dikkatlerden kaçmadığı toplantıda, kaynak kullanımı konusunda sarf ettiği kararlı sözler de hafızalara not edildi.
Dikkat çeken diğer bir söylemde, CHP Gurup sözcüsü Niyazi Atare’nin, Başkan Mandalinci’nin kaynak kullanımı konusundaki uyarılara destek vermek maksadıyla “artık yurt dışı programlarında istakoz yemeyeceğiz” cümlesi oldu. Bu cümle, izleyenleri şaşırttığı kadar, daha önce gerçekleşen seyahatlerdeki durumunu da ifşa eder gibi oldu adeta..
CHP ve AK Parti grubunun genel anlamda birbirini güzelleyerek gerçekleştirdiği meclis toplantısı, yeni başkan yardımcılarının maaşlarının belirlenmesiyle tamamlandı.
MHP İlçe Başkanı Tayyar Şafak’ın gecikerek katıldığı toplantının notları arasına, CHP ve AK Parti İlçe Başkanlarının toplantıya katılmadığı da girdi.
***
Mandalinci’nin başkanlığında yapılan ikinci meclis toplantısında dikkatleri çeken başka bir konuda, AK Parti grup sözcüsünün performansı oldu.
İlk meclis toplantısında; özellikle belediye meclis komisyonları belirlenirken, AK Parti grubunun dikkatleri çeken tecrübesizliği izleyici kitlesini şaşırtan bazen de gülümseten düzeyde olmuştu.
Bu toplantıda da pek bir şey değişmedi..
Ahmet Aras döneminde de AK Parti’nin tek belediye meclis üyesi olan ve bu dönemde de grup sözcülüğü görevini yapan Ayşen Kılıç Bozan’ın, siyasi diploması sınırlarını zorlayan samimiyetteki sığ değerlendirmeleri, CHP grubunun bu dönemde rahat edeceği öngörüsünü oluşturmaya yetecek düzeyde sanırım.
Başkan Mandalinci’yi, yapacağı her işte destekleyeceğini ve destekleyeceklerini farklı gündem konuları içerisinde sık sık ifade eden Bozan’ın ortaya koyduğu bu performansın, AK Parti teşkilatlarının dikkatini çekeceği düşüncesindeyim.
Ayrıca, siyaset mekanizmasının azami hizmeti gerçekleştirebilmesi için, rekabetin en kötü ihtimalle asgari düzeyde bir kalite içermesi gerektiği konusunu da hatırlatmak istiyorum.
***
Benim düşünceme göre; mecliste grubu bulunan partiler grup sözcülerini seçerken; asgari değil, azami düzeyde hassasiyet göstermeleri konusunda da sorumlu olmalıdır.
Daha açıkçası..
Partilerin grup sözcüleri; genel ve yerel siyasete hakimiyet, kentin ve yaşayanlarının sorunlarını yakından takip edebilme yeteneği ile söz söyleme konusunda yeterli siyasi tecrübeye ve literatüre sahip olma durumu içeren, entelektüel kişilerden oluşmalıdır.
Daha da açıkçası; “Sözcü” sadece ulusal bir gazete adı değildir.
Bodrumlunun bu kadarını isteme lüksüde var sanırım.