Ramazan ayının biz müslümanlar için önemi büyüktür. Bu mübarek ayın güzellikleri ile bir kez daha kucaklaşmanın sonsuz sevinci içerisindeyiz. Ramazan ayı kilo vermenin bir yolu olarak düşünülmemelidir, çünkü manevî yönü sağlık yönünden daha ağır bastığı bir gerçektir. Fakat; “Fiziksel yararlar da elde etmek için harika bir şanstır ramazan ayı.”
Ramazan ayı konusunda yaygın yanlış anlamalardan biri, tüm Müslümanlar’ın katılması gerektiğidir. Bununla birlikte, hasta veya savunmasız olanlar için durum farklıdır. Hamileler, yaşlılar ve özellikle gençler de dahil olmak üzere istisnalar vardır. Kalp, böbrek, karaciğer, ve şeker hastalığı gibi bazı kronik hastalıkları olanlarda, yaşlılarda, hamilelerde olumsuz sonuçlar doğurabileceği bilinmelidir.
Güneş doğumundan gün batımına kadar uzanan oruç günü iki ana öğünle sınırlıdır. Şekerli besinlerin aksine zeytin yağlı ve Mevsim sebzelerinden olan Enginar, Bezelye, Bakla, Semizotu, Barbunya, taze patates, taze fasulye, yeşil biber, patlican, dolmalık biber, kabak, rezene, sivri biber, üzüm yaprağı, marul, soğan, sarımsak, dereotu, fesleğen, biberiye, nane, maydonoz, tere gibi besinler kullanarak enerji yakmaya daha kolay bir geçiş sağlanmalıdır. Ağır şerbetli tatlılardan kaçınılmalı can erik, çilek, kiraz, kayısı, şeftali, dut, vişne, mürdüm eriği gibi mevsim meyveleri sağlık yönünden tercih edilmelidir ve tüketilmelidir.
Bu uygulamayla kilo kaybedilebilir, kaslar korunabilir, kolestrol seviyeleri düşebilir, diyabet ve kan basıncı oranları kontrol altında tutulabilir.
Bunun yanı sıra, Ramazanda birkaç gün boyunca, vücut yeni yeme ve içme modeline uyum sağlanmaya başlandığından, kanda daha yüksek endorfin seviyeleri görünmeye başlar, kişi kendini daha mutlu hisseder ve genel olarak daha sağlıklı zihinsel bir his ortaya çıkar.
Genel olarak, vatandaşlarımız hızlı pişirilmiş, aşırı yağlı ve uzun süre kızartılmış gıdalardan kaçınmalı, bunun yerine günde iki öğün sulu yemek pişirmeyi, ızgara pişirmeyi ve az pişmiş kızartmayı tercih etmelidirler.
Gün içersinde aşırı su kaybını takiben herhangi bir yolla vücudun tekrar normal suyunu kazanması için bol miktarda su içmek, vücudun canlanmasını sağlar, ani tepkimelerinide azaltır.
Ramazan ayında tutulan orucun ardından 1-1.5 saat hafif tempoda yapılan spor hazmı kolaylaştırarak metabolizmayı dengede tutmaya yardımcı olur. İftarın hemen arkasından bünyeye yüklenerek ağır tempolu spor yapmak ise sağlık sorunlarına davetiye çıkarır. düzenli sporun büyük faydaları vardır, ancak düzenli spor yapan kişilerin dahi Ramazan ayında oruç tutarken tempolarını iyi ayarlamaları gerekir. Ramazan ayında yapılan sporun temposunun düşürülmesi ve süresinin mutlaka kısaltılması gerekmektedir. Sağlığımız için çok yararlı olan spor düzeyinin ayarlanmasıyla Ramazan ayı süresince vücudun mevcut formunu korumanın da mümkün olacağını söyleyebilirim.
İftardan sonra hafif spor yapmak hem metabolizmayı dengede tutmaya, hem de yenilen yemeğin hızlı hazmedilmesine olanak sağlar. mutlaka iftardan 1 saat sonraya ertelenmesi ve acele edilmemesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Ramazanda sporun rahatlamak ve formu korumak için yapılmasının önem taşıdığına da işaret ederek, ”Kilo vermek amacıyla yapılan spor kişide metabolik bozukluklara yol açabilir”
”YAŞI İLERLEMİŞ OLAN VATANDAŞLARIMIZIN DAHA DİKKATLİ OLMASI LAZIM”
Yapılacak olan sporun şiddetinin ve süresinin mutlaka düşürülmesi gerektiğini ısrarla belirtmek istiyorum, nasıl olması gerektiğine ilişkin şunları söyleyebilirim.
Oruç tutanların Ramazanda egzersiz yaparken vücudun tüm gün besin almadığını mutlaka göz önünde bulundurması gerekir. Örnek olarak, yapılacak egzersizde koşu yerine hızlı yürüyüş tercih edilmelidir. Vücut tüm gün besin ve su ihtiyacı duyduğu için iftardan sonra yapılacak olan şiddeti yüksek egzersizlerle kalp rahatsızlığı başta gelmek üzere bir çok sağlık problemine istemeden davetiye çıkarılır. Böylece de formda kalmaya çalışırken sağlığının bozulmasına istemeden sebebiyet verirsiniz.
Bu arada, iftar saatinden sonra kan şekeri yükseleceğinden ötürü egzersiz yapmakta acele edilmemelidir. Yaklaşık 1-2 saat dinlenilmelidir. Vücudun besinsiz ve susuz kaldığı unutulmamalıdır. Daha sonra yapılacak 45-60 dakikalık tempolu bir yürüyüş metabolizmanın yavaşlamasını engelleyeceği gibi, formda ve sağlıklı kalmayı da sağlar. İftardan sonra yapılan şiddetli spor kişinin daha önce geçirmiş olduğu rahatsızlıkları yeniden aktif hale getirecek ve kişiyi istenmeyen sağlık problemlerine götürecektir. Bu nedenle, genç yaştaki kişilerin dahi bu konuya hassasiyetle yaklaşmaları gerekmektedir. Yaşı ilerlemiş olan kişilerin ise metabolizma hızları düştüğünden yapılan egzersizlerde genç yaştaki kişilerden daha dikkatli olmaları ve mutlaka bilinçli eğitmenle eşliğinde spor yapmaları önem taşımaktadır.”
Ramazanda sağlıklı beslenme ile ilgili her türlü danışmanlık hizmetleri için Aile Hekimlerinize ve Sağlıklı Yaşam Merkezlerimizdeki Diyet Polikliniklerimize başvurabilirsiniz. Bu vesile ile Ramazanımızın hayırlara vesile olmasını temenni eder, sağlıklı günler dileriz.
Uzm.Dr.Mustafa Nuri Ceyhan
Muğla Halk Sağlığı Müdürü