Bodrum Kent Konseyi Ekoloji Çalışma Grubu bugün Turgutreis Mahallesinde düzenlediği ‘Sahiller Halkındır Halkın Kalacak’ eylemin düzenledi. Bölgede bulunan bir otelin yöneticisi ve görevlilerinin eyleme sözlü müdahalesi sonucu basın açıklaması karakolda sona erdi.
Bodrum Kent Konseyi Ekoloji Çalışma Grubu, bazı STK üyeleri ve çevreciler bugün saat 12.30’da Turgutreis Mahallesinin Bahçelievler mevkinde buluştu. Ellerinde ‘Sahiller Halkındır Halkın Kalacak’, ‘Plajlardaki İşgallere Son’ yazılı dövizlerle sahilde yürüyerek beş yıldızlı bir otelin sahiline gelerek çevreci sloganlar atarak basın açıklaması yaptı.
Kent konseyi Ekoloji Gurubu adına basın açıklamasını yapan Çiğdem Erko “Bu şahıs kesinlikle biryerlerden emir almış ve üzerimize gönderilmiş, tamamen basın açıklamasını ve sahillerin halkın olduğunu anlatan konuşmamızı provoke etmeye gelmişti, ama bu sahillere onları peşkeş çektirmeyeceğiz” diyerek şunları söyledi;
“Bizler Bodrum yarımadasında yerleşik yaşayan, yaşam alanlarının tüm insanlar tarafından eşit ve adil kullanılmasından yana olan vatandaşlarız. 12 ay boyunca kent yaşamına ekonomik, sosyal, siyasal ya da idari anlamlarda katkı veriyor, emek harcıyoruz. Buranın bir turizm bölgesi olduğunun bilincinde olarak, sezon boyunca tatile gelen yerli-yabancı misafirlere hoşgörü ile bakıyor, kalabalıkların yol açtığı bazı kentsel sorun ve yetersizlikleri anlayışla karşılıyoruz. Ancak tek taraflı iletişimlerin sonu mutlaka çıkmaz yollarda kaybolmaktır. Çünkü geçmişten gelen ve nedenleri herkesçe bilinen yerel ve merkezi yönetimlerin önünü açtığı kayırmalar, rant içeren izinler sonucu, neredeyse tüm kıyılar işletmeler tarafından , amiyane tabirle “babalarının malı” imiş gibi fütursuzca kullanılmakta, adeta işgale varan yeni alanlarla faaliyet sahaları genişletilmektedir. Üstelik tüm kıyıların kullanımının, yurttaşların Anayasal bir hakkı olduğu 43.cü maddede belirtilmişken.Yani Devlet ve alt kurumları, kendi hüküm ve tasarrufu altında olan kıyıların kullanım hakkını vatandaşının elinden alıp, daha çok para kazanmak için gasp eden bu hakim anlayışa dur dememekte, hatta bir takım sözleşmeler, ya da ecr-i misil denilen garabet güya cezalarla işlerini kolaylaştırmaktadır.Yarımadamızın pek çok kıyı bölgesinde, hiçbir yasal dayanak barındırmaksızın kıyı işgalleri yaşanmakta, halk plajları işletmeci firmalarca kendi alanlarına katılmakta, betonlar, iskeleler hoyratça inşa edilmektedir.Hukukun yeniden işlerlik kazanmasının ve bunun sağlanması için de tüm duyarlı ve hukuksuzluğun yarattığı sonuçlardan kaygı duyan yurttaşların öncülüğüne olan ihtiyaç, bütün ihtiyaç ve sorunların önüne geçmiş bulunmaktadır. Çünkü hukuka olan ihtiyaç toplumun yaşamsal değerlerinin ihlaline neden olmakta, eğitimsizliğin, işsizliğin önünü açarak toplumsal gelişimi engellemekte, mafyatik oluşumların artarak, kaba kuvvetin her alanda uygulanır olmasını normalleştirmektedir.
Bizler Anayasadan aldığımız gücün elimizden alınmasına sessiz kalamayız, kalmamalıyız, kalmayacağız. Bodrum’da sezonda para kazanmak için bulunan işletme sahipleri ve maalesef onların emrinde çalışan emekçi kesim, halkı hakir görmekte, 2. sınıf vatandaş muamelesi yapmaktadır. Pis, rengi kaçmış, kırık-dökük plastik şezlonglarla kaplı sözde kiralanmış alanlara vatandaş sokulmamakta, çalışanlarla kavgalara varan itiş-kakışlar yaşanmakta, kentin asıl sahipleri huzursuz edilmekte, hatta korkutulmaktadır. Öyle ki, vatandaş ve balıkçılara ait bağlı sandalların bile zarara uğratıldığını duymakta, görmekteyiz. Bu gün Turgutreis’deyiz, yarın bir başka beldede olabiliriz, olacağız. Denizden ve kumsaldan bedelsiz yaralanmak hakkımızdır ve bu hakkımızı da, gasp edilmeye çalışan diğer tüm haklarımızı da korumaya kararlıyız.Onlar yasaları ayaklar altına alsalar da , biz yasalara saygılıyız. Her şeye rağmen, bu çerçevede davranacak, ancak sokakta, kıyıda, otel önünde, plajda bu işgallere ve gasplara karşı haykıracak, yapanları da kamuoyuna deşifre edeceğiz. Bizler demokratik haklarımızdan asla vazgeçmeyecek, hukukun yeniden tesisi için, eşit adil, paylaşılabilir düzen için, toplumsal alanlarımızı korumak için, tüm yurttaşlarla mücadelemizi sürdüreceğiz.Bu olayların sorumlularına, yetkili makamlara ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Kamuya ait ve halkın kullanımına açık olması gereken kıyı şeridinin otel tarafından beton ve tel örgülerle çevrildiği plajda slogan atarak bir basın açıklaması yapmak isteyen çevrecilere ve eylemcilere, otelin yöneticisi olduğunu söyleyen Birol Bekdemir, eyleme engel olmaya çalışarak karşı açıklamalarda bulundu.