Arena Bodrum Haber – Yalıkavak Beldesinin son belediye başkanı Mustafa Saruhan’da CHP’den Bodrum Belediye başkan aday adaylığını açıkladı.
Kalabalık bir partili grubuyla CHP Bodrum İlçe Başkanlığı’na gelen Mustafa Saruhan, 2019’da başkan adayı olmasından sonra yaşanan yasal sürecin sona erdiğini, adaylığı konusunda herhangi bir engel olmadığını söyledi.
Saruhan, adaylık başvurusu sonrasında bir restoranda basın mensuplarıyla bir araya gelerek yaptığı değerlendirmede, Bodrum’la ilgili durum tespitlerinde bulunarak şunları ifade etti:
“Antik dönemde Halikarnassos adıyla ünlü bir başkent. Sonrasında uzunca bir süre kendi halinde bir kasaba. Hatta o kadar ki Halikarnas Balıkçısı’nın sürgün yeri! Derken 1970’lerde Mavi Turlar sayesinde dünyaca ünlü bir turizm beldesi haline dönüşen güzide Bodrumumuz…
Dünya ve ülke genelindeki siyasi konjonktür, peşi sıra yaşadığımız salgın ve deprem faciaları neticesinde gelişen bölgesel göç unsurundan Bodrum da nasibini fazlasıyla aldı. Hızla artan nüfusu ile Bodrum’un sosyal yapısı, çok hızlı ve öngörülerin dışında büyüdü. Sosyal yapıdaki bu değişim, ekonomik ve kentsel yapıdaki beklentileri, hatta coğrafi eşikleri dahi etkiledi ve Bodrum’un kimliğini yeniden hızlı ve keskin bir değişim sürecine soktu.
Bodrum’un yerlisi olanlar, başka coğrafyalardan gelip yerleşmiş olanlar, yazlık evleri olanlar, tatil için gelen yerli misafirler, yabancı misafirler arasında Bodrum’un kimliğine, Bodrum’u nasıl görmek isteklerine ilişkin artık bir fikir birliği olmadığı gibi; merkezi idarelerle yerel idareler arasında da Bodrum’un geleceğine dair herhangi bir uzlaşma bulunmuyor.
Merkezi idarenin siyasi erk mücadelesi temelinde kurguladığı “Ulusal Planlama Projesi” kapsamında Muğla il genelinin, 2014 yılındaki yerel seçimlerde büyükşehir yapılmasıyla, coğrafi olarak dağınık bir yerleşim olan Muğla ilinde, yerinden / yerelden yönetim ilkesi yok sayılarak katılımcı demokrasi bilinçli olarak zayıflatıldı.
Sit ilanları ile -sözde- korunmaya, turizm merkezi ilanları ile -sözde- geliştirilmeye, büyükşehir ilanı ile -sözde- bütünleştirilmeye çalışılan Bodrum, gerçekte freni patlamış bir kamyon gibi bayır aşağı doğal kaynaklarını ve marka değerlerini tüketerek ilerliyor. Geldiğimiz noktada kendimizi; sırf yamaçlardan bakınca yeşil görünsün diye tarım arazilerini korurken buluyoruz… Sırf denize nazır uyanmak için, geleneksel ahşap yat imalat atölyelerimizi Bodrum’un dışına taşırken buluyoruz…
Bodrumumuzun önümüzdeki süreçte daha hangi rollere bürüneceğini belirlemenin tek başına bir belediye başkanının veya kurumsal olarak bir belediyenin elinde olduğunu iddia etmek kuşkusuz gerçekçi değil.
Biz diyoruz ki; Bodrum’un doğal güzelliklerinin tadına birlikte varmak, yerel geleneklerine birlikte saygı göstermek, Bodrum’u daha mutlu, daha umutlu, daha refah bir geleceğe hep birlikte taşımak mümkün.
Biz diyoruz ki; seçilmiş belediye meclis üyelerimizle, liyakati ön planda tutacağımız belediyemiz kadrolarıyla, seçilmiş mahalle muhtarlarımız ve mahalle temsilcilerimizle, meslek odalarımızla birlikte performans denetimine dayalı etkin bir ekip çalışmasıyla; akıl ile, bilgi ile, bilim ile, Halk ile birlikte; olağanüstü hızla değişen Bodrum’u marka yapan tüm sektörlerinde ekonomik dengeleri ve uzlaşmayı sağlamak mümkün.
Çünkü hep birlikte, Biz Bodrumuz!
Bodrumumuza verebileceğimiz tek ve en önemli söz kararlı olacağımız; ekibimle birlikte elimizdeki her imkânı, her gücü bu amaçla kullanacağımızdır.”