arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
34,4829
EURO
36,1584
ALTIN
2.973,42
BIST
9.367,77
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Yağmurlu
14°C
Bodrum
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Açık
14°C

MUÇEP, ‘SİT’ AÇIKLAMASINDAN TATMİN OLMADI

MUÇEP, ‘SİT’ AÇIKLAMASINDAN TATMİN OLMADI
19 Şubat 2017 14:44
A+
A-

 

KORUMA GENEL MÜDÜRÜ TEKİNSOY’UN AÇIKLAMALARI TATMİN ETMEDİ

Çevre Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Kemalettin Cengiz Tekinsoy’un doğal sit alanlarının derecelendirmesini değiştiren proje ile ilgili olarak Hürriyet yazarı Fatih Çekirge’ye yaptığı açıklama, Muğla çevrecilerini tatmin etmedi. Tekinsoy’un kamuoyundan gelen ‘tepki’ üzerine açıklama yaptığını, bunu Ak Parti Milletvekili Nihat Öztürk ile Muğla Valisi Amir Çiçek’in açıklamalarının izlediğini bildiren MUÇEP sözcüleri, “Bugün ‘sadece inceleme’ olduğu söylenen çalışmanın aslında tüm sürecin temel taşı olduğu ve nereye nasıl yapı yapılabileceğinden tutun da, bu yapıların yoğunluğunun ne olacağına kadar tüm kararların da bu bilimsel araştırma çalışmalarına bakarak verileceği, bizzat Sayın Genel Müdür tarafından 2016 yılında yayınlanan bir haberde ayrıntısıyla açıklanmıştı” dedi.
MUÇEP tarafından yapılan açıklamada Kemalettin Cengiz Tekinsoy’un 28 Kasım 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi’ne verdiği demeçte şu ifadeleri kullandığına dikkat çekildi: ‘’ Yeni sistem eskisinden daha korumacı. İlk kategoride yapı yok, ikincide (Nitelikli doğal koruma alanında) geleneksel köy evinin tamiratına izin verilecek, örneğin ahşaptan teras yapılabilir. Üçüncü kategoride ise sürdürülebilir alanlar kriteri var. Burada çok düşük yoğunluklu turizm tesisi ve konut yapılabilecek. Örneğin, bir turizmci 5 bin metrekarelik bir arsa elde etmişse, buraya 0.30 yoğunluk verilecek. Ama büyük bir tesis yapmak istiyorsa ve elinde 30 bin metrekarenin üzerinde arsa varsa o zaman yoğunluk artışı sağlanacak. Bu da turizm sektörünün dar bir alanda boğulmaması için yapılıyor.’’
MUÇEP tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Muğla Çevre Platformu olarak başlattığımız imza kampanyası ve bölgelerde yaptığımız toplantıların ardından, yeni sit alanları düzenlemesine karşı oluşmuş kamuoyu tepkisini dindirmek için yapılan pek çok açıklama birbirini takip etti.
Muğla Milletvekili Sayın Nihat Öztürk, Türkiye genelinde böyle bir çalışmanın sürmekte olduğunu kabul ederken; ‘Muğla’yı bu çalışmadan çıkardık, Muğla için yapılan düzenleme rafa kalktı’ diyordu.
Muğla Vali’si Sayın Amir Çiçek ise, açıklamasında ‘Çevreciler yarın inşaat başlayacakmış gibi bir endişe içindeler. Ama böyle bir şey yok’ diyordu.
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Sayın Kemalettin Cengiz Tekinsoy ise, ‘ İhaleyi alan firmanın projesi sanki bir hükümet kararı gibi algılanmış’ derken, ortada bir karar olmadığına ve bunun sadece bir ön inceleme olduğuna vurgu yapmaya çalışıyordu.
Açıklamaların bütünü incelendiğinde, birbiriyle çelişen pek çok ifade olsa da; söz konusu çalışmaların inceleme ve hazırlık olduğu ve içimizin rahat olması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını söyleyebiliriz.
Ama ne yazık ki rahat değiliz, çünkü daha önce bu çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu duyurduğu açıklamasında Sayın Kemalettin Cengiz Tekinsoy (28 Kasım 2016, Hürriyet), yapılan çalışmanın niteliğini açıkladıktan sonra şu ifadeleri kullanmıştı;
‘’ Yeni sistem eskisinden daha korumacı. İlk kategoride yapı yok, ikincide (Nitelikli doğal koruma alanında) geleneksel köy evinin tamiratına izin verilecek, örneğin ahşaptan teras yapılabilir. Üçüncü kategoride ise sürdürülebilir alanlar kriteri var. Burada çok düşük yoğunluklu turizm tesisi ve konut yapılabilecek. Örneğin, bir turizmci 5 bin metrekarelik bir arsa elde etmişse, buraya 0.30 yoğunluk verilecek. Ama büyük bir tesis yapmak istiyorsa ve elinde 30 bin metrekarenin üzerinde arsa varsa o zaman yoğunluk artışı sağlanacak. Bu da turizm sektörünün dar bir alanda boğulmaması için yapılıyor.’’
Bu haberde, bugün ‘sadece inceleme’ olduğu söylenen çalışmanın aslında tüm sürecin temel taşı olduğu ve nereye nasıl yapı yapılabileceğinden tutun da, bu yapıların yoğunluğunun ne olacağına kadar tüm kararların da bu bilimsel araştırma çalışmalarına bakarak verileceği, bizzat Sayın Genel Müdür tarafından ayrıntısıyla açıklanmış ve şöyle denilmiş;
‘’Şirketlerin raporları önce illerde kontrol teşkilatına, oradan muayene ve kabul komisyonuna, ardından Tabiat Varlıkları Bölge Komisyonu’na geliyor. İl müdürlüğünün onayından sonra da genel müdürlük inceleme ekibine ulaşıyor. Son olarak da Bakan onayına sunuluyor. Birinci kategoride yer alan ‘Kesin Korunacak Alanlar’ ise Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilecek.’’
İfadelerde, tamamen bürokratik bir süreç olarak tarif edilen aşamalarda kamuoyu denetiminin olmadığı bir eksiklik dikkatimizi çekmiştir. Yani yerel sivil toplum bileşenlerinin, yıllardır bölgede çalışan uzman derneklerin vb. bu konuda bir sözü olabileceği düşünülmediği anlaşılıyor. Son nokta olan Bakanlar Kurul kararı ve Bakan onayı ile çalışma tamamlanıp duyuru için askıya çıktıktan sonra bize tanınan itiraz hakkıyla da, ne yapılaşmanın önünü tutulabilir, ne de tahribat engellenebilir, iş işten geçmiş olur.
Söz konusu süreci tarif eden yönetmelikte de bu durum çok açık olarak belirtildiği için, gerçekten de ‘sanki yarın inşaat başlayacakmış gibi bir endişe’miz var. Bu endişenin ne kadar haklı olduğunu görmek için, Muğla bölgesinde birkaç gün geçirip, söz konusu sit alanlarında inşaat hazırlığı yapılan yerleri görmelerini tüm sayın yetkililere öneriyoruz.
Biz gerçekten endişeliyiz, çünkü bunun daha önce de böyle olduğunu, çevre konularıyla ilgili merkezi kararlardaki hataların, bölgede tahribatı nasıl körüklediğini yakından gördük. Biz hala daha bu “bilimsel” çalışmaya neden ihtiyaç duyulduğunu duyabilmiş değiliz. Biz yalnızca, ihale yoluyla satın alındığını bildiğimiz “Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi” nin adından yola çıkarak bir bilimsel çalışmaya “ihtiyaç” duyulduğunu anlıyoruz. Kamuoyu adına Bakanlık yetkililerinden şu sorularımızın cevaplarını duymak istiyoruz:

DAHA ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR YETERİNCE ‘EKOLOJİK TEMELLİ’ DEĞİL MİYDİ?

İhtiyaç duyulan bu bilimsel çalışmaların kapsadığı alanlarda daha önce yapılmış olan bilimsel çalışmalar yeterli ya da yeterince “ekolojik temelli” değil miydi? Hangi yetersizlik ya da eksiklikler bu çalışma ile giderilmiştir? Önceki bilimsel çalışmaları yapan bilim insanları ve uzman kuruluşlarla bu süreçte görüş alışveri yapılmış mıdır? Çalışma alanlarında yerel yönetimlerle, halkla, sivil toplum kesimleri ile birlikte hangi çalışmalar yürütülmüştür? Muğla İli Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi Hizmet Alımı İşi olarak ihale edilen ve hizmet alım sektörünün “Mimarlık, Mühendislik” olarak belirlenmesi ekolojik temelli bilimsel bir “iş” için yeterli midir?
Doğayı daha iyi koruyabilmek için ekolojik temelli yeni bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğini, önceki çalışmaları yapan bilim insanlarının raporlarından biliyoruz. Ancak bu çalışmaların yerel yönetimlerin, halkın, uzman kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, bilim çevrelerinin etkin katılımının sağlandığı süreçlerde, ortak akılla hareket ederek, bütüncül bir anlayışla oluşturulan bütünleşik yönetim planları çerçevesinde yapılmasını istiyoruz.
Bu isteklerimizin dikkate alınmasını talep eden ve aksi durumda çalışmayı hazırlayan bilim insanlarının imzalarını çekmesini öneren imza kampanyamız da açıklanan çerçevede sürmektedir, kamuoyuna duyururuz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.