ASPAT / (Kültürel Varlıklar İhaneti -4)
“Bodrum’un; kültür, tabiat, miras ve kıymet bilmez, hukuk tanımaz şürekanın pençesinden kurtulması dileğiyle…”
Piri Reis, 1520’lerde bitirdiği el yazması Kitab-ı Bahriye’sinde Aspat’ı şu şekilde tarif etmiştir; “İspot Kalesi deniz üstünde sivri bir tepeye kurulmuş. Kalenin önünde harap binalar var; su ihtiyacı binaların kenarındaki sarnıçtan sağlanır Burdan akan su denize kadar uzanır.Poyrazda kaleönü iyi sığınak yeridir.” (1*)
(Resim 1: Aspat harabeleri; fotoğraf)
Evliya Çelebi, 1672’de çıktığı Batı Anadolu-Mekke hicaz seyahatı sırasında görüp gezdiklerini not ettiği seyahatnamesinde, “Ispat” dediği Aspat’tan şöyle bahsetmiştir:
Daha once Malta kafiri Venedik elinden alıp harap etmiş. Sonra Menteşe oğulları fethedip mamur etmişler. Hala Menteşe toprağında Kara Bağlar kazası adlı bir burunda gokyuzune uzanmış bir sarı kaya Bisutun Dağı uzerinde henuz usta elinden cıkmış bir sağlam kaledir. Limanında demir atıp ruzgar biraz insin deyip bekleyip kaleyi gezdik. Yalcın kaya uzerinde yuvarlak bir kucuk kaledir, buyukluğu 700 adımdır. Kuzeye bakar bir kapısı var. Ama gayet yuksek olmakla onda insan olmayıp atıl yatar. Ancak vilayet halkı kafir korkusundan coluk cocuklarını ve mallarını oraya koyup korurlarmış.
(Resim 2: Aspat-Çıfıt Kalesi; fotoğraf)
Dizdarı, neferi, top ve tufengi yoktur. Aşağı limanında yalcın kayalar dibinde deniz kıyısında bir abıhayat suyu kaynayıp cıkar, 10 değirmen yurutur bir tatlı sudur. Tum gelen giden gemiler ondan sulanırlar, zira suyu bir yıl dursa bozulmaz, gayet şeker gibi sudur. Oradan yine firkateye binip Isbat Kalesi dibinden kıyı sıra 2 mil gidip yalcın kayalar uzere vardacılar koyup kafir gemileri olmadığının haberini alıp Allah’a sığınıp 6 mil karşı sıyırma ruzgar ile hamd olsun kolaylıkla gecip…” (2*)
Karya Ülkesi ve onun yükseklerde kurulmuş şehirlerinden bahseden Homeros, Heredot, Pliny, Vitruvius, Strabo gibi tarihçilerin, az ya da çok Termera’yı da tarif ettiğini biliyoruz. Ortaçağ ve sonrasında ise, Aspat’ı(Termera-Strobilos-Asarlık) arkeolojik boyutlarıyla ele alan en ünlü şahsiyet; 1856 senesindeki güzergahı, programı gereği Halikarnas’a gelen, kazılar yapan, yanısıra etrafı keşfeden ve bu arada kazdığı Mausoleum’u İngiltere’ye taşıyan ünlü diplomat, gezgin, kaşif, arkeolog Sir Charles Thomas Newton’dur.
(Resim 3: Sir C.T. Newton, İngiliz Donanması askerlerinden müteşekkil kazı ekibiyle Bodrum’da-1856; fotograf)
Sir C.T. Newton, 1856’da Bodrum’da bulunduğu günlerde kazanın ileri gelenleriyle tanışıp kimisiyle de ahbap olmuştur. Bu arada, aklı da elindeki bazı gümüş sikkelerdedir. British Museum’a da vermiş olduğu bu sikkelerden biri onun için çok önemlidir. Çünkü, onu Cos’ta bulunduğu yıllarda Kaliminoslu bir dalgıçtan satın almıştır. Bu Gümüş Sikke, Termeralılara aittir. Bölge tarihini iyi bilen C.T. Newton, Termeralıların Lelegler olduğunu; Leleglerin karşı adalara sık sık korsanlık yaptığını da çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla, etrafta bu paralardan gani gani bulunabileceğini düşünmektedir; ama önce Termera nerede, onu bulmak zorundadır. Mausoleum kazıları nasıl olsa sorunsuz devam ettiği için, günün birinde katırlardan oluşan bir kafile düzer. En iyi adamlarını yanına alarak keşif ve arama gezisine çıkar. İstikamet Aspat’tır. Kafilede muhtemelen Bodrum’un ileri gelenlerinde Aspat-Asarlık havalisinin sahibi zatı muhterem de vardır. Ünlü Arkeolog, bu hikayeye kitabında şöyle devam eder:
(Resim 4: Termera parası-fotoğraf)
“Aspat Kalessi de denilen Chifoot Kalessi, denize bakan yüksek çorak bir tepeye inşa edilmiş. Kafile halinde Assarlik’ten Chifoot Kalessy’ne doğru harekete geçtik. Dağın eteklerindeki eski patika yolun izini at sırtında takip edemedik. Sonra daha dolambaçlı olan sahil yolunu kullandık. Chifoot Kalessy; dik, sarp kayalık sırtlarda aniden yükselen bir zirvede ortaçağ kalesi kalıntılarıyla taçlandırılmış gibidir. Zirvede Türk ya da Bizans köy kalıntıları, hemen doğuda Bizans tonozlu birkaç mezar, kayalığın kuzeybatı tabanında bir bataklık, denize doğru akan tatlı bir su bulunmaktadır. Kayanın etrafını dolaşıp denize doğru bakan tarafa geldik…
(Resim 5: Sir C.T. Newton ve ekibi Bodrum’da; fotograf)
Assarlik’in tepesi Chifoot Kalessy’den görülebiliyor…Chifoot Kalessy’deki harabelerde Hellen yazıtları görmedim, ancak Budrum’da ikamet eden bu bölgenin sahibi olan zengin Türk, tam aksini söylüyor… Bir zamanlar Bizans Kalesi’nin işgal ettiği kayalar üzerinde eski bir akropolisin durduğuna şüphe yok…Termera’nın bu yer olduğuna inanmamam için hiçbir sebep kalmadı…” (3*)
Sir C.T. Newton; Akropolis kalıntılarının bulunduğu yerden, Strabon’nun Termera hakkında yazdıkları ile Kos’ta satın almış olduğu gümüş sikkenin örtüşmesinden, muhtemelen o sikkeyi bulan Kaliminoslu Dalgıç ile Kos’lu satıcının yer tarifinden,Asarlık bölgesinin sahibi Türk’ün verdiği bilgilerden (veya gümüş sikkelerden) yola çıkarak aradığı yeri nihayet bulmuştur. Tabii muhakkak ki çocuklar gibi de sevinmiştir.
Sir C.T. Newton, Chifoot Kalessi’nin Termeralılar zamanında hapishane olarak kullanıldığını da sanmaktadır. Ünlü İngiliz arkeologlardan John Manuel Cook ve George Ewart Bean de Termera’daki bu kalenin, site yöneticisi Tiranlar tarafından yüzlerce yıl boyunca sanki bir adetmiş gibi hapishane olarak kullanıldığı belirmektedir. (4*)
(Resim 6: Aspat Yönetin Planı- Nida Avcı)
Bu yazı dizisi, “Kültürel Varlık” alanlarımızdan biri olan Aspat’ta hukuka aykırı biçimde 3 ay önce başlayan ve an itibarıyla devam eden inşaat faaliyetlerine kamuoyunun dikkatini çekmek maksadıyla kale alınmıştır.
Mehmet Çilsal / 25.08.2018
(Resim 7: Aspat Hukuksuz inşaat alanı)
SONUÇ: “…Aspat örneğinde olduğu gibi, bugün birçok arkeolojik alan, tarihi, mimari, estetik ve sanat tarihi değeri yüksek bir grup eser olmanın ötesinde doğal, kırsal, kentsel, tarihi ve sosyal değerlerle bütünleşmiş daha büyük bir kültürel peyzaj bağlamının önemli öğeleridir. Bugün bir antik kenti ve onun eserlerini değerlendirirken, bu alanların eskiçağlardan itibaren içinde konumlandıkları doğal çevrenin kullanımı ve yorumlanması sonucu ortaya çıkan mimari ve kentsel biçimlenmeler olduğu, bu nedenle doğal çevre yönetimi, geleneksel tarım, ticaret vb üretim faaliyetleri, günlük yaşam ve inanışlara ilişkin önemli bilgi kaynakları olduğu dikkate alınmalıdır…”
NİDA AVCI-ARKEOLOJİK ALAN YÖNETİMİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR YAKLAŞIMLAR/Mersin Ünv. Mimarlık Bölümü. (5*)
KAYNAK DİZİNİ
(1*) Bkz-Kitab-ı Bahriye-Piri Reis/Tercüman yayınları
(2*)Bkz- EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNÂMESİ 9.Cilt /YÜCEL DAĞLI – SEYİT ALİ KAHRAMAN – ROBERT DANKOFF
(3*) HALICARNASSUS, CNIDUS, AND BRANCHIDAL VOLUME II. IN TWO PARTS. PART II. C. T. NEWTON/ M.A., KEEFER OF THE GREEK AND ROMAN ANTIQUITIES, BRITISH MUSEUM: ASSISTED BY R. P. PULLAN, P.R.I.B.A. LONDON:DAY & SON, LITHOGRAPHERS TO THE QUEEN, GATE STREET, LINCOLN’S-INN FIELDS. 1863. The Bight of Translation is Reserved.