Bodrum Yarımadası’nda richter ölçeğine göre 6, Milas’ta 6,5 şiddetinde deprem bekleniyor.
Türkiye’nin deprem haritasını hazırlayan 3 uzmandan birisi olan Türkiye Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Bodrum Kaymakamlığı’nın davetlisi olarak geldiği ilçemizde, “Bodrum Yarımadası’nın Depremselliği, Deprem Gerçeği ve Deprem Kaynakları” konulu bir konferans verdi. Herodot Kültür Merkezi’ndeki konferansı Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz ve Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu da izledi.
HENÜZ ENERJİSİ BOŞALMAYAN HATLAR VAR…
Bodrum’un deprem gerçeğini bir sunum eşliğinde anlatan Koçyiğit, Muğla bölgesindeki tüm aktif fay hatlarını, deprem potansiyelleri ve mevcut deprem tehlikeleri ile ilgili bilimsel verileri paylaştı. Koçyiğit, özellikle Milas fay hattının en az 6.5 şiddetindeki bir depreme gebe olduğunu söyledi.
BODRUM BİRİNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİNDE…
ODTÜ Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Bodrum’da deprem hareketliliğinin 21 Temmuz 2017’de meydana gelen 6.6 şiddetinndeki depremle başlamadığını, bu hareketlerin ciddi anlamda 1 Mayıs 2014’ten itibaren izlendiğini söyleyerek “Bodrum genç volkanların olduğu bir bölgede. 500 yıl içinde bu bölgede 15-16 adet 6’nın üzerindeki şiddette deprem meydana geldi. Bodrum yarımadası olarak birinci derecede deprem bölgesindeyiz” diye konuştu.
DEPREMLERİN HEPSİ ARTÇI DEĞİLDİ…
Bodrum yarımadasının ve çevresindeki bölgenin pek çok fay hattı ile çevrili olduunu ve bunlardan bazılarının Milas’tan Didim’e uzandığını, bazılarının Gökova körfezi boyunca devam ettiğini ve Bodrum’a kadar ulaştığını belirten Koçyiğit, “Bu faylardan bazıları aktif. Bazıları da 21 Temmuz’da aktif hale geldi ve kendilerine özgü ayrı depremler yarattılar. Yani yaşadığımız depremlerin hepsi artçı değildi. Işınsal enerji, Karaada, Yalı ve içmeler ile Havaalanı bölgesine kadar uzanan ancak bugüne kadar bir deprem yaratacak enerjiye sahip bulunmayan faylara enerji ekledi. Bu sayede yeni depremler üredi. Bu bir enerji göçüydü. Mumcular ve Karaova’yı da içine alan ve gökova koyunun hemen yakınından geçen Yeniköy Fayında 13 ve 14 ağustos 2017 tarihlerinde yaşanan depremler 5 şiddetindeydi. Biz bu faylardan 6 büyüklüğünde deprem bekliyoruz. Olursa, bu bölge rahatlar. Nitekim, etkinilk devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Bodrum yarımadasında uzunlukları birkaç kilometre ile 13-16 km arasında değişen faylar bulunduğunu söyleyen Koçyiğit, şöyle devam etti:
“Pazar dağı yamacında, Karaada’nın kuzeyinde, Kumbahçe’de, Akyarlar’da, Bitez Koyu’nda, Bağla kıyılarındaki faylar, 5-6 şiddetinde deprem yaratabilecek potansiyeldedir. Bunlar karadaki fay hatları. Ancak deniz tabanındaki fayları bilmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, bu fayları araştırarak haritasını çıkarabilcek güçtedir.Bu konuda çalışmaların bir an önce başlatılmasında yarar var.”
BU BÖLGEDE AKTİF ÜÇ ADET YANARDAĞ VAR…
Bodrum’un 1481 yılından 21 Temmuz 2017 tarihine kadar pek çok deprem yaşadığını ve bunlardan büyük bölümünün de 7 ve üzerinde olduğunu anlatan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, bölgede “volkanik” oluşumlara özellikle dikkat çekti. Bodrum’un volkanik etki altında olduğunu, Datça Yarımadası’nın Knidos antik kenti bölgesinden başlayarak Atina’nın güneyine kadar uzanan bir yanardağ sırası olduğunu ve Bodrum’un da bu hattın en doğu ucunda yer aldığını kaydeden Koçyiit, “Yalı Volkanı, Nisyros volkanı ve Tilos volkanı aktif yanardağlardır. Magma bu bölgede yukarıya doğru yükselmiş durumda. Dolayısıyla ısı yukarıya yansıyor. İçmeler’deki sıcak su buradan kaynaklanıyor. Faylar, ısıyı yüzeye çıkarıyor. Tüm sorun bunların yerini bilmek ve bilinçlenmek” diye konuştu.
AFRİKA PLAKASI MAGMA İLE ARAMIZDAKİ TEK ENGEL…
Bodrum’u da etkisi altına alan bölgede en büyük depremin 1481 yılında Rodos’ta yaşandığını ve 7.5 şiddetindeki bu deprem nedeniyle 3.5 metre boyunda tsunami dalgaları oluştuğunu belirten Koçyiğit, bu dalgaların Bodrum Datça, Marmaris ve Fethiy kıyılarına ulaştığında 1.5 metreye indiğini anlattı. Bodrum yakınlarındaki depremlerin 1493, 1926 ve 1933 yıllarında yaşandığını ve bunların tümünün 6 ve üzerinde şiddette meydana geldiğini kaydeden Koçyiğit, “Bu demektir ki Bodrum’da 500 yıl içinde 15-16 adet 6 ve üzerinde deprem yaşandı. Biz, genç volkanların olduğu bir yerdeyiz ve kabuk çok ince. Yerden gelen ısı miktarı fazla. Bunun dışında Girit’ten itibaren Güllük körfezine kadar olan bölgede yerin 50 km kadar derinine indiimizde burada magma ile aramızda African Plate adını verdiğimiz bir tabaka olduğunu görüyoruz. Bu tabaka, magmayı bizden ayırıyor. Aynı zamanda Afrika kıtasının Anadolunun altına doğru ilerlemesini sağlayan doğa olayı da bu bölgede yaşanıyor. Tüm depremleri kontrol eden alan burası” dedi.
MİLAS’TA TEHLİKE VAR…
Milas’ın zayıf bir zemin üzerinde konuşlandığını ve yerleşim alanının deprem bölgesinde yer aldığını da anlatan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, “Milas bölgesinde doğuyu sınırlayan Menteş Fayı ile Milas fayı bulunmakta.. Bir de Bafa’ya kadar uzanan 35 kilometre uzunluğunda bir fay var. Bu fayların tamamı aktif ve 6.5 şiddetinde deprem üretme potansiyeline sahip” diye konuştu.
Koçyiğit, Muğla il genelinin, Gökova Körfezi’nin ve Ören’in depremselliği ve deprem hareketlilliği hakkında da ayrıntılı bilgiler verdi.
DEPREM EĞİTİMİ OKULLARDA VERİLMELİ…
Bodrum yarımadası ve çevresinn birinci derece deprem kuşağında yer aldığını ve Muğla il sınırları içinde 7 ve üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip aktif fay hatları bulunduğunu söyleyen Koçyiğit, “Bunlar gerek tarihsel ve gerekse aletsel dönem depremleriyle de kanıtlanmıştır” dedi.
Konferansın sonunda önerilerini de paylaşan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Türkiye’de bireylerin ilk ve orta öğretim düzeyinden itibaren deprem başta olmak üzere tüm doğal afetler konusunda örgün öğretimv e eğitime tabi tutulması gerektiğine işaret etti. Koçyiğit, bu konuda zorunlu derslerin orta öğretim programlarına konulmasını, Türkiye’de acil olarak güncel bir deprem haritası çıkarılmasını ve imar izinleri ile yapılaşmanın bu haritalar dikkate alınarak depreme dayanıklı bölgelerde yoğunlaştırılmasını da sunumunun sonuç bölümünde dile getirdi.