Bodrum Kent Konseyi’nin Kültür Sanat Meclisi tarafından organize edilen, Bodrum Belediye Meydanı önünde, yelkene resimler çizerek “Bodrumlu Sanatçılar Bodrum’a Sahip Çıkıyor” dediler. Etkinliğe, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon fırça ile yelken bezine imzasını atarak destek verdi. Gazetecilerin soruları üzerine, Kocadon şunları söyledi:
“Öncelikle Kent Konseyimize teşekkür ediyorum, “Bodrumlular Bodrum’a Sahip Çıkıyor” diye bir kampanya başlattılar. Yürüyüşler yaparak ya da sizin de gördüğünüz gibi sanatçı arkadaşların vasıtası ile medeni bir şekilde protestosunu gösteriyorlar. Gönül ister ki Türkiye’nin her yerinde protestolar böyle olsun. Fırça ile olsun, resimle olsun, yürüyerek olsun. Öncelikle bu güzel protestonun Türkiye’ye ve dünyaya örnek olmasını diliyorum.”
“Bodrum’un en büyük özelliği kentsel kimliğidir. Bugün Türkiye’nin geneline baktığımızda turizm her bölgede bir başkadır. Kimi zamanlar bazı bölgelerin ismi çok öne çıktı, hatta Bodrum’un önünde olan yerler oldu. Ama orada bir şeyi fark edemediler. Neyi edemediler, kentsel kimliği fark edemediler. Yani turizm yükselirken bina boyları da yükseldi. Ama Bodrum’da turizm yükselirken kentsel kimliğimiz aynı boyda kaldı. Şimdi bunu bozacak herhangi bir fiiliyatın içine girmek Bodrum’a yapılan en büyük haksızlıktır diye düşünüyorum. Şu anda Bodrum’un %33’ü yapılaşmıştır sadece geri kalan öyle duruyor. Ben iki yıldır yarımadanın belediye başkanıyım. İki yıldır da imara açtığımız bir yer yok. Şu anda zaten öyle bir yetkimiz de yok. Bütün yetkiler bakanlıkta. Bakanlık istediği yere imarını açabiliyor ve bir tek imza ile de inşaat ruhsatı kesebiliyor.
Bodrum’da yapılması düşünülen Dini Tesis ve TOKİ projesi ile ilgili olarak halkla yerelin karşı karşıya getirilmemesi gerektiğine vurgu yapan Mehmet Kocadon, Bodrumluların kendi yararlarına olan projeleri destekleyeceğinin altını çizdi. Kocadon sözlerine şöyle devam etti “Halkla yereli birbirine düşürmemek lazım. Bu projeler iyi olduktan ve Bodrum mimarisine uygun olduktan sonra Bodrum halkı niye hayır desin ki? Ama gelin şu yereli bir dinleyin, bir fikrini alın, mimarlarla görüşün, Bodrum’un özelliklerine bir bakın ondan sonra da yapılacak ne ise hep beraber yapalım. Niye yangından mal kaçırır gibi yapılıyor bunlar? Bodrum’u Bodrum yapan bu halk değil mi? Bugün Türkiye’nin ve dünyanın gündemine oturan bir turizm beldesi olarak bu halk yapmadı mı? Bizim büyüklerimizin hoşgörüsü, birlikteliği, beraberliği, misafirperverliği, paylaşımcı ruhumuzu bugünlere taşımadı mı? Aynı ruh yine devam ediyor. Bizim Bodrum’da hiçbir tane kırdılı döktülü eylemimiz olmamıştır. Buna müsaadede etmeyiz zaten. Gelir şurada bir bildiri okuruz, ya da folklor ekibimizi getiririz ve ya ressam ve sanatçılarımızı getiririz. Yaptığımız eylem bu. Bunun örnek olmasını ve mevcut hükümetimizin yüzünü biraz daha Bodrum’a dönmesini istiyorum” dedi.