Kent Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Oğuz Poyraz, “Terör Örgütü Üyeliği” iddiasıyla 15 yıla kadar ağır hapis istemiyle yargılandığı davada beraat etti.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından KHK ile kapatılan BOSİAD adlı derneğin üyesi olduğu gerekçesiyle, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında FETÖ/PDY üyesi olmak iddiasıyla soruşturma başlattığı Dr. Oğuz Poyraz, 26 Temmuz 2016’da gözaltına alınmış, savcının tutuklama talebiyle sevk ettiği Bodrum Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Savcılığın yaptığı itiraz üzerine 15 Ağustos 2016 tarihinde tekrar gözaltına alınarak tutuklanan Poyraz, 25 gün Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra, değişen soruşturma savcısının mütalaası üzerine Bodrum Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararla tahliye edilerek serbest bırakılmıştı.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen davanın 6. celsesinde ise karar çıktı. Mütalaasını açıklayan savcının da beraat talep ettiği Poyraz ile ilgili kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy birliği ile beraat kararı verdi.
Kent Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Oğuz Poyraz konuyla ilgili yaptığı açıklamada, adaletin tecelli ettiğini ifade ederek; “50 yıllık bir ömür ve 25 yıllık yayıncılık hayatının her anında demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, Anayasa’ya ve kanunlara bağlı, dünya görüşü ve yaşam tarzı itibariyle tüm Bodrum’un gözü önünde olan bir insan olarak böyle bir suçlamaya maruz kalmak çok düşündürücü ve üzücü bir durum tabii. Ancak masumiyetin verdiği rahatlıkla en başından beri hep, kaotik ve olağanüstü dönemlerde yapılan bu yanlışlığın eninde sonunda anlaşılacağına ve adaletin mutlaka tecelli edeceğine inancımı hiç kaybetmedim. Beni şahsen tanıyan herkesin ve Bodrum’da 18 yıldır yayın organlarımızı takip eden izleyicilerimizin hiçbir zaman itibar etmediği bu iddiaların, Türk Adaleti tarafından da tescil edilmesi kamuoyu vicdanı açısından sevindirici bir durum tabiki. Dileğim, adaletin mağdur tüm vatandaşlarımız için de bir an önce tecelli eder hale gelmesi ve gerçek suçlularla masum insanların en başından ayrıldığı, bu tür acı süreçlerin yaşanmadığı demokratik hukuk devleti normlarına bir an önce ulaşmamızdır. Unutulmasın ki adaletin olmadığı bir ülkede hiç kimse gerçek anlamda güvende değildir” dedi.