Bodrum, her geçen yıl hızla büyüyen bir yerleşim merkezi olarak, doğal güzellikleri ve iklimiyle cazibe merkezi haline gelmiştir.
Bu gelişim sürecinde, özellikle site projeleriyle dolup taşan bölgede kamuya terk edilen arazilerin işgali önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu alanlar, hem sürekli ikamet edenler hem de yazlıkçılar tarafından gasp edilmekte, adeta özel mülkleriymiş gibi kullanılmaktadır.
Bu durum, Bodrum’da yaygın bir hal almış ve maalesef normalleştirilmiştir. Oysa, kamuya ait bu alanların amacı topluma hizmet etmek, tüm vatandaşların kullanımına sunulmasıdır.
Kamuya Terk Edilen Araziler Ve İmar Kanunları
İmar kanunlarına göre, bir araziye imar uygulandığında, toplam arazinin %35-40 civarında bir bölümü kamuya terk edilir. Bu terk edilen alanlar, yol, okul, yeşil alan, spor tesisi gibi kamu hizmetleri için kullanılmak üzere bırakılır.
Ancak Bodrum’da siteler inşa edildikten sonra, site sakinleri – hem sürekli yaşayanlar hem de yazlıkçılar – kamuya terk ettikleri bu alanları fiilen işgal etmekte ve sadece kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanmaktadır.
Bu alanlar, imar kanununun belirlediği amaçlar doğrultusunda kullanılmamakta, tam tersine toplumun geneline kapatılmaktadır.
Kamu Alanlarının İşgali: Özel Mülkiyet Gibi Kullanım
Site sakinleri, kamuya terk ettikleri bu arazileri adeta kendi mülkleriymiş gibi sahiplenmektedir. Genellikle site çevresindeki yol kenarlarında kamuya ait olan bu alanlar, trafik hunileri, beyaz zincirler, ferforje demirler veya gölgelendirme gibi yöntemlerle işgal edilmekte ve diğer vatandaşların bu alanları kullanmaları engellenmektedir.
Bu uygulama, sadece bir kesimin bu alanlardan faydalanmasına olanak tanırken, kamuya ait olması gereken bu yerler, toplumun geneline kapatılmaktadır. Hem yazlıkçılar hem de yıl boyu Bodrum’da yaşayanlar tarafından yapılan bu işgaller, Bodrum’da şehirleşmenin adaletli bir şekilde ilerlemesini engellemekte ve toplumsal huzursuzluğa neden olmaktadır.
Yıl Boyunca Kilitlenen Alanlar
Bu işgallerin bir başka boyutu da yazlıkçılar tarafından kamuya terk edilen alanların yalnızca yaz aylarında kullanılması, geri kalan dokuz ay boyunca ise kilitli tutulmasıdır. Yazlıkçılar, Bodrum’da bulundukları üç ay boyunca bu alanları kendi park yerleri ya da özel alanları olarak kullanırken, geri kalan dokuz ay boyunca bu alanlar hiçbir vatandaşın kullanımına açılmamaktadır. Sürekli yaşayanlar da benzer şekilde bu alanları işgal etmeye devam etmekte ve kamuya ait alanları kişisel çıkarları doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu da toplumsal kaynakların israfına ve kamu hakkının gasp edilmesine yol açmaktadır.
Denetim Eksikliği ve Toplumsal Eşitsizlik
Bodrum’da kamuya ait alanların bu şekilde işgali, yerel yönetimlerin denetim eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kamuya terk edilen alanların kullanımı konusunda yeterli denetim yapılmaması, bu işgallerin yaygınlaşmasına ve adeta normalleşmesine neden olmuştur. Oysa bu alanların amacı, toplumun her kesimine eşit şekilde hizmet etmek ve şehirleşmenin adaletli bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır. Ancak hem yazlıkçılar hem de sürekli ikamet eden site sakinleri tarafından gasp edilen bu alanlar, toplumsal eşitsizliğin derinleşmesine neden olmaktadır.
Ne Yapılmalı?
Bu sorunun çözümü için yerel yönetimlerin daha etkin bir şekilde denetim yapması ve kamuya terk edilen alanların gerçek amacına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaları gerekmektedir. Kamuya ait olan bu alanlar, yalnızca bir grup site sakini tarafından değil, Bodrum’da yaşayan tüm vatandaşlar tarafından kullanılabilmelidir. Ayrıca, hukuki yaptırımların artırılması ve bu alanların işgalinin caydırıcı hale getirilmesi, toplumsal eşitlik açısından büyük önem taşımaktadır. Yerel yönetimlerin ve belediyelerin bu konuyu ciddiye alması ve gerekli düzenlemeleri yapması, Bodrum’da şehirleşmenin adil bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Bodrum’da kamuya terk edilen alanların site sakinleri – hem yazlıkçılar hem de sürekli yaşayanlar – tarafından işgal edilmesi, toplumsal eşitlik ve adalet açısından büyük bir sorundur. Bu alanların herkesin kullanımına açık olması, Bodrum’un gelecekteki şehirleşme süreci için kilit bir rol oynayacaktır. Kamuya ait alanların işgalinin önüne geçilmesi, yerel yönetimlerin denetim ve düzenleme yapmasıyla mümkündür.