Türkiye Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit; “Eğer bu depremin merkezi deniz değil de Bodrum’da, yani karada olsaydı hasar çok büyük olurdu.”
Bodrum’da evlerin iki katlı olması nedeniyle hasar veya tehlike olmadığının doğru bir söylem olmadığını ifade eden Koçyiğit; “Bina hasarının kat yüksekliği ile değil, binanın oturduğu zeminin sağlamlığı ile ilgisi vardır. Deprem merkezine yakın yerlerde genellikle az katlı, uzak yerlerde ise çok katlı binalar daha çok zarar görür. Bu bir fizik kuralıdır” dedi.
Türkiye’nin deprem haritasını hazırlayan 3 uzmandan birisi olan Türkiye Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Milas’ta deprem konulu seminer verdi. Prof. Dr. Koçyiğit, Milas’taki deprem gerçeğine dikkat çekerek birtakım açıklamalarda bulundu. Koçyiğit, Milas’taki fayların en çok 5.9 büyüklüğünde deprem üretebileceğini söyledi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Jeoloji Bölümünden emekli ve Türkiye’nin önde gelen deprem uzmanlarından olan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nın davetiyle Milas’a geldi.
Prof. Dr. Koçyiğit; MİTSO Toplantı Salonu’nda dün gerçekleştirilen konferansta, Milas’taki deprem gerçeğine dikkat çekti. 21 Temmuz gecesi Gökova Körfezi açıklarında meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin ardından Koçyiğit, oluşturduğu deprem haritasını yaptığı sunumla paylaştı.
Koçyiğit, fay oluşumlarını ve çeşitlerini yaptığı konferansla dinleyicilere aktardı. 21 Temmuz gecesi gerçekleşen depreme atıfta bulunan Koçyiğit, “21 Temmuz gecesi Bodrum ve Kos Adası açıklarında deprem meydana geldi. 6.5 büyüklüğündeki deprem, herkes tarafından şiddetli hissedildi. Bu yörede daha önce deprem incelemelerinde bulunmuştum. Biz teorik olarak depremden önce, 6.8 olarak hesaplamıştık. Ana depremden sonra oluşan depremlerin bazıları artçı değildir. Ana depremin kaynağı ve ana deprem, kendisine en yakın olan fayları aktif hale getirdi ve bu faylar deprem üretti. Bunlar orta ölçekli depremlerdi. Oluşan ana deprem sonrasında enerji kuzeydoğu yönünde, karaya göç etti.” dedi.
Bodrum bölgesinde bilinen ve kayda geçmiş olan en eski depremin 1493 yılında Bodrum’un batısında, deniz içinde meydana geldiğini, 1869 yılında da yine büyük bir depremin Ören-Ula depremi olduğunu ve depremin de önce denizde başladığını ve daha sonra Ula’ya doğru ilerleyen 6 büyüklüğünde bir deprem olduğunu anlattı. Bölgede yine büyük bir depremin 1941 yılında meydana geldiğini ve o günden bu yana bu fay hattı üzerinde çok büyük bir enerji birikiminin olmasının mümkün olmadığını, büyük enerji birikimi için en azından 500 veya 600 yıl geçmesi gerektiğini ifade etti. 7 büyüklüğündeki depremlerin “büyük” depremler olduğunu açıkladı.