Yıl 1929.. Mustafa Kemal Atatürk yüzlerce binlerce defa tarihe koyduğu notlara bir yenisini daha eklemiş..
Demiş ki!
“Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır. Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır. Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz.”
Kurucu liderimiz gazeteciye uyarıyı “kamunun menfaati” konusunu öncelemesiyle, kamuya da konu “kamunun menfaati” olması nedeniyle de gazeteciye müdahale hakkının olmadığı şerhini koymuştur.
Her konuda olduğu gibi ince gören zekasıyla “samimiyet” kelimesinin altına da etik kuralları gizlemiştir.
Bu sözün içindeki öznenin tarifi uzun yıllardır süregelen tartışma konusudur.
Gazeteci kimdir?
Gazeteci; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplaması ve yayımlanması sürecinde gayret gösteren, yayımlanan haberlerin işlenmesi sürecinde; dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma sorumluluğunu gösteren kişidir.
Peki gazeteciliği kimler yapabilir?
İletişim kuramları, iletişim hukuku, iletişim etiği, haber toplama ve yazma teknikleri, internet gazeteciliği, dergi haberciliği, radyo televizyon haberciliği, uzman gazetecilik, haber sosyolojisi, web tasarımı, sayfa tasarımı gibi konularda eğitimi ve yeterliliği olan herkes yapabilir.
Zaman zaman bu hatırlatmalara gerek oluyor maalesef..
Neden mi?
Bu mesleğe dünya üzerinde yaşayan hemen hemen herkesin söz söyleme tasarrufu varda ondan..
Söyleyecek hiçbir şeyi olmasa da “çekme kardeşim” der bu kafa yapısı..
Bunun yanında haddini ve maksadını aşarak; tariflere, sınıflandırmalara, not vermelere, bu gazetecidir bu değildir değerlendirmelerine, haberin nasıl yazılacağına, işin nasıl yapılacağını öğretmeye kadar vardıranlarda çıkabiliyor maalesef..
Böyle durumlarda İbn-i Haldun’un dediği gibi “Fazla tevazunun sonu vasat insandan nasihat dinlemeye kadar vardırabiliyor işi.”
Bodrum Belediyesi’nin içerisinde gönüllük esasına dayalı olarak yapılan görevlendirme ile yetki kullanmaya başlayan Levent Arkan’ın, Bodrum’un yerel basınına emeği geçen insanlar hakkında bir süredir devam eden saldırılarını şaşkınlık içinde izledim, kınıyorum.
Görevinden dolayı çok ağır eleştirel bakış açılarına maruz kalmasına rağmen, mükemmele yakın bir hoşgörüyle basınla ilişkisini devam ettirmeyi başaran Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ında dikkatini çekmek istiyorum.
Sayın Aras bu kasabanın Belediye Başkanı sizsiniz.. Bu görevi de sizin gibi seçilerek göreve gelen meclis üyeleriyle birlikte yürütme sorumluluğunuz var.
Kendinizi ve kasabanın belediyesini olan bitene müdahale etmeyerek zor durumda bırakıyorsunuz.
Diğer taraftan biz Atatürk’ün dediği gibi, gördüklerimizi, düşündüklerimizi, bildiklerimizi samimiyetle yazmaya devam edeceğiz..