Arena Bodrum Haber – Turgutreis Gündem’de yayınlanan yazıda 3 Bin yıllık doğal liman olarak kullanılan koyu farklı bir açılardan ele alan Karadut, aşağıdaki değerlendirmeleri yaptı.
“Gümüşlük koyu 3 bin yıldır doğal liman olarak kullanılan bir koy. Üç bin yıldır tekneler bu korunaklı limanda konaklıyor. Ben bu limanın içini dışını ve su altını 80’li yıllardan bu yana biliyorum. Bu 40 yılın son on yılı köyün her geçen gün ölümünü izlemekle geçti. Koyun ölümüne 4 ana etken var.
Birincisi karadan gelen evsel atıklar. Bunlar kanalizasyon sisteminden sızanlar ve en kötüsü Gümüşlük’te bulunan arıtma tesisinin, tam arıtmadan azmaktan deşarj ettiği foseptik. Bu durumun Turgutreis arıtmasının devreye girmesi ile düzebileceğini umuyorum.
İkinci etmen, yörede “Ak Toprak” dedikleri asbestli olduğunu da düşündüğümüz toprağın kıyı şeridinde yürüme yollarına serilme alışkanlığı. Bu malzeme her işletme tarafından sezon başında restoran önlerine serilir ve deniz suyu ile sulanarak sertleştirilir. Kışın yağan yağmurla da yüzlerce tonu bulan bu malzeme denize akar. Bu durum yıllar içinde hem kıyının dolmasına, hem de bu ak toprağın, deniz çayırlarının ölmelerine neden olmaktadır.
Üçüncü etmen denizdeki teknelerden kaynaklanan kirlilik. Bunun nedeni bu limanın kapasitesinin çok üstünde kışlama yapılması. Marina paraları denizciliğin belini bükmektedir. Turgutreis D- Marin ilk yapıldığında teknemi oraya bağlamıştım. 8 metre bir yelkenli için yıllık 800-900 Euro gibi makul bir ücreti vardı. İsmi “Keyif “ olan teknem, üç sene kadar marinada kaldı. Her sene bu ücret Euro bazında arttı. Şimdilerde aynı boyutta bi tekne 8-9000 Euro bağlama parası ödemek durumunda tabi marinada yer bulabilirse. Geçen gün eski bir arkadaşımla karşılaştım . Kendisi ülkenin en önemli kontrbasçısıdır. Oğulları da dünya çapında sanatçı. Büyük oğlu Berlin filarmonide baş kontrbasçı. Yılların denizcisi küçük bi yelkenlisi var. Marinada bağlıydı. Artık marina parasına yetişemediğini tekneyi yakmayı düşündüğünü söyledi. Marina problemi denizcileri delirtecek seviyede. Bu nedenle teknelerini kışlamak için Gümüşlük Limanında bırakan tekne sahipleri de delirmiş olmalı. Koyun sonunda birbirlerine “aborde “ olmuş tekneler çok büyük risk taşıyor. Teknenin birinde çıkması muhtemel yangın çok büyük bir facia ve koyun sonsuza kadar ölmesine neden olacaktır.
Son olarak günlük gelen teknelerin koy içine demir atıp toplamaları koyun dip yapısını bozması. Günümüz tekne çapalarının çoğunluğu “Pulluk çapa” şeklindedir. Zaten adı da çapa. Her demir atılıp çekildiğinde deniz dibi tarla gibi sürülmekte ve dipte hiç bir şekilde deniz bitkilerinin özellikle ” erişte” dediğimiz deniz çayırlarının yaşamasına el vermemektedir. Artan deniz trafiğiyle son yirmi yılda gümüşlük limanının dip yapısı derinliği 1 metreyi bulan bir çamur tabakası ile kaplanmıştır. Bu durumun çözümü limana yeterince tonoz atılarak demir atmanın yasaklanması olacaktır.
Umarım ilgili ve yetkili birilerine bu tespit ve önerilerim ulaşır. Kabotaj bayramınız kutlu olsun..“