Geçtiğimiz hafta içinde Kumbahçe Mahallesi’nde yapılması planlanan marinaların ÇED toplantısında tepkilerin; bilimsel, hukuksal, sosyolojik, duygusal başlıklar altında ve mükemmel bir ahenkle ifade edilmesi halini hep beraber yaşadık.
Tepkilerin zirve yaptığı anda kimin söylediğini kaçırdığım etkili bir cümle, toplantının önemli notları arasında yerini aldı.
“Yap – İşlet – İç Et – Tüket – Olmadı Yok Et”
Toplum olarak iç etmeye, tüketmeye ve yok etmeye oldukça meyilli bir hale geldik. Bu yozlaşmanın pek çok nedeni de var elbette…
Konuyu dağıtmadan yukarıda dikkat çektiğim sloganda ki “iç et – tüket – olmadı yok et” bölümünü B.B.Bodrumspor özelinde irdelemek istiyorum.
***
Bodrum Belediyesi Bodrumspor’un olağanüstü seçimli kongresi 2 Temmuz 2024 Salı günü yapıldı.
Yazılarımı takip edenler bilir, 15 Yıldır yakından etkileştiğim bir STK’dır Bodrumspor..
Bazı STK’lar vardır ki; içinde yaşananlarla toplumun bileşenlerini, şifrelerini, bakış açılarını ortaya koyar, açık eder.
Bodrumspor tamda böyle bir STK’dır, benim için..
İçinde; yerlisi, gelmesi, iş insanı, emekçisi, taraftarı ve sporla aşk yaşayanı gibi birçok unsuru barındıran Bodrumspor’un her hali ayrı bir analiz konusudur.
Yerlisini anladık da gelmesi de nesi derseniz bilmeyen için söyleyelim. Bodrum’a başka coğrafyalardan gelip yerleşenlere denir, “gelme”..
Tıpkı güney batı Ege’ye gelen; Hititler, Frigler, Lydialılar, Dorlar, Ionlar, Karyalılar, Lelegler, Megeralılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Türkler gibi..
Birde adalılar var, onları da unutmayalım..
***
Birçok Bodrumspor kongresinde bulundum. Ama böylesine şahit olmadım desem yeridir.
Bin 100 küsur kayıtlı üyesi olan Bodrumspor, kongre yeter sayısı olan 48 kişiyi bulmakta çok zorlandı. Az daha kayyumluk oluyordu.
Gerçi; 4 yıl önce vefat eden kulübün 1 numaralı üyesi Vedat Kurutaş’ın hala üye göründüğü binin üzerinde üyenin güncel durumunun ne olduğu da ayrı bir inceleme konusu..
Geçmiş ve yeni görev alacak olan yönetim kurulu üyelerinin büyük bir bölümünün olmadığı seçimli genel kurulun neresinden başlasam bilemedim.
Bodrumspor’a 13 yıl başkanlık yapan Rıza Karakaya’nın; gelmediği, teşekkür ve başarı mesajı göndermediği hatta bir çiçeğinin bile olmadığı, tespitiyle başlayalım değerlendirmemize..
Karakaya’nın jet hızıyla siyasete girme kararı alıp, istifa etmesinin ardından ne olduğunu anlamadan kulübün başkanlık koltuğuna, yönetim kurulu kararıyla oturan Başkan Hadi Türk’ün; mental, teknik ve mali anlamda hazır olmadığıyla da devam edelim.
Başkan Türk’ün yaptığı açılış konuşmasının içeriğinde ne bir durum analizi, ne de bir planlama görebildik. Teşekkür ve destek isteğiyle yaptığı vasat konuşmasında, Goca Bodrumspor’u kucaklayamayan haline şahit olduk.
Bu konuşma bize bir yıl sonra yapılacak olağan seçimli kongreye kadar nasıl yürüneceğini de az çok ifade etti. İdare-i maslahat kafasıyla yönetilen bir Bodrumspor izleyeceğiz anladığım kadarıyla diyerek, burada bırakmak istiyorum değerlendirmemi.
Neden mi? Sonucun içerisinde hemen hemen hiçbir dahlinin olduğunu düşünmüyorum da ondan Başkan Türk’ün..
Gelelim geçmiş dönem başkanı Rıza Karakaya döneminin yıllar itibarıyla ibrasına..
Kulübün hesaplarını tutan mali müşavirin, mali tablolarını okurken yaptığı makyajlamayı Divan Başkanı Sayim Keskin, mali ibrayı “sadece dernek giderlerini okuyarak yapamayız” diyerek duruma müdahale etti.
Keskin, iktisadi işletmelerin de borçlarının da kongrenin konusu olduğunu ifade ederek, yeni yönetimin nasıl bir yükün altına gireceğini bilmesi gerekiyor uyarısında bulundu.
Uyarı sonrasında kürsüde okunmayan ama hazır olan diğer rakamlarda okundu. O ana kadar 4 milyon lira civarında olan borç önce 9-10 milyona, sonrasında piyasa borçlarıyla 12 milyona ulaştı.
Bodrumspor yıllardır keyfi kariyer planlamalarına hizmet etmek için harcanan ve yerine konulamayan rakamlarla ibra edildi..
Alt yapı yatırımlarında kullanılması gereken kaynaklar vizyonsuz yöneticiler ve hamilerinin rüyaları için tüketildi..
Altından kalkılamayan boyutlara ulaşan borçlanmalarla, kulübün değerleri de üç kuruş denilecek paralara satılarak yok edildi..
Bu kongrenin tek artısı; ne yaptığını ve nasıl yapılacağını bilen, başarılı bir spor insanı ve mali müşavir olan Sayim Keskin‘in divan başkanlığını yapmasıydı.
Keskin; belgelerle ve reel bilgilerle olası hatalara engel olmaya çalışan açıklamalar yaparak, yeni başkan ve yönetime yerinde müdahalelerle bilgilendirmeler yaptı.
En azından bu kongrede üyeler; şimdiye kadar ama bilerek ama bilmeden imza attığı tutanağı okumayan ve sorgulamayan divan başkanlarından korundu.
Kongrenin dikkat çeken başka bir konusu da yeni spor kanunundan haberi olmayan mali müşavirin, kongreye tahmini bütçeyi yapmadan gelmesiydi.
Yine Divan Başkanı Keskin’in uyarısıyla hızlıca bir tahmini bütçe yapıldı, basıldı, okundu ve kabul edildi.
Tahmini bütçenin giderler tarafında yer alan 15 milyonluk voleybol branşı giderinin yapılamayacağı da gözden kaçırıldı.
Durum yine aynı, değişen bir şey yok. Sen, ben ve bizim oğlan oturmuşlar, olan borcu ne yapacaklarını düşünmeden, olmayan parayı harcamaya karar vermişler. Nasıl olsa yapamazsak önce şirketleştiririz sonrada borcuna karşılık satıp, geçeriz düşüncesiyle..
Durumu da; büyük bir iş başardık, şubeyi çok iyi bir aileye ve iyi bir rakama sattık diyerek, üzerine de tüyü dikerler.
Sonuçta işlem usul olarak yerine getirildi ama 12 milyon borcun karşılığı, kabul edilen kaynaklar tarafından taahhüt edilmeden, yeni bir borçlanma yapılamayacağı konusunun, herkesin gözünden kaçtığını tekrar hatırlatalım.
Nasıl kaçırmasınlar ki, bilmiyorlar yeni spor kanununu..
Divan Başkanı Keskin’in; aralarda uyarılar yaparak spor kanunundan okuduğu bilgi notları boşa gitti, yönetimin eskisi de yenisi de salonda olmadığı için..
Burada ara veriyorum..
Yani anlayacağınız “Goca Bodrumspor” Allah’a emanet desem yerinde olur.
Bu arada kongre gündemi içerisinde kulübün cimnastik branşının açılması ve ilgili federasyona başvuru yapılması konusunda yönetime yetki verildiğini de unutmayalım.
***
Bodrum Belediyesi’nin bu kongrede Bodrumspor yükünü sırtından atması gerektiği konusundaki beklentimiz hayata geçmedi maalesef.
Bu konuda Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin de iyi bildiğini düşündüğüm yaşanmışlıkları hatırlatmak isterim.
Bodrumspor’un özellikle inşaat firmaları üzerinden kullandığı sponsor gelirlerinin bedellerinin zaman içerisinde Bodrumlular tarafından fazlasıyla ödendiği aşikar.
Neden Bodrumlular diyorum sizce..
Bodrum Belediyesi, onu kimin yöneteceğine karar veren Bodrumlunundur. Bodrum Belediyesi’nin bu tip kaynak yaratma işlerinde verdiği her tavizi sorgulama hakkımız da saklıdır düşüncesiyle..
Peki nasıl ödendi bu bedel; fazla imara göz yumarak, uygunluğu olmayan projelere iskan vererek, yasaklı işlere zabıtanın müdahalesi engellenerek vs vs..
Yeni dönemde B.B.Bodrumspor’un biz belediye takımıyız diyerek plansız, programsız yapılan keyfi işler için kapı kapı dolaşıp, para isteme konusu da var. Başkan Mandalinci’nin bu konuya da bir disiplin getireceği umudundayım..
En azından Bodrumspor’a istenen her paranın karşılığında, Bodrum Belediyesi’nin vereceği bir tavizin olma ihtimali olduğu için..
3 Yıl önce futbol şubesinin satılmasıyla sıfırlanan borçlardan sonra, yine 10 milyonu aşan borç rakamına ulaşmışız çok şükür..
Durumu nasıl anlatmak lazım bilemiyorum. Şöyle desem uygun olur sanırım..
Yiğidin kamçısı olan borç, Bodrumlunun prangası olmaya devam ediyor.
***
Sonuç..
Goca Bodrumspor; kimsenin babasından kalan miras değildir, üzerinden keyfi para harcanacak yer zaten değildir, değerlerinin keyfi harcamaların bedeli olarak satılıp savılacağı bir kurum da değildir.
Adından dolayı da, bu coğrafyada yer alan benzer STK’ların haklarının yendiği, adaletsizliğin legalleştirileceği yer hiç değildir.
Bu kulübü yönetmeye aday olan herkes önce kendi parasına zahmet etsin. Kamunun üzerinden yapılması planlanan hovardalığa karnı tok artık Bodrumlunun.
Bu konuda işler yoluna girene kadar yazmaya, uyarmaya ve hatırlatmaya devam edeceğim. Tekrara düşüyorsun, şahsileştirmeye başladın, falanını filanını kafaya takmadan..