Bodrum ve Milas ilçelerini kapsayan Fesleğen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi, Türkiye’nin son dönemdeki en tartışmalı imar planlarından biri haline geldi.
Bu plan, bölgedeki doğal güzellikleri ve yerel ekosistemi tehdit ettiği gerekçesiyle çevreciler, yerel halk ve sivil toplum kuruluşları tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor.
TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan basın açıklaması, bu planın doğa ve toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor.
Doğal Kaynakların Yok Olma Tehlikesi
Planlama alanı, ormanlar, tarım arazileri, dereler ve vadiler gibi zengin doğal kaynaklara ev sahipliği yapmaktadır.
Bölge, Milas-Bodrum Havaalanı’na yakınlığı ve turizm potansiyeli nedeniyle yatırımcılar için cazip hale getirilmiştir. Ancak, bu cazibe merkezlerinin imara açılması, bölgenin ekosistemini ve doğal su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Özellikle Mumcular Barajı’nı besleyen su havzalarının bu projeden zarar göreceği ve bölgenin su kaynaklarının tehlikeye gireceği öngörülmektedir
Yangından Zarar Görmüş Ormanlar da İmara Açılıyor
Planlama alanının bir kısmı, Milas ilçesi Beyciler Mahallesi’nde Haziran ayında meydana gelen yangınla zarar gören ormanlık alanları kapsamaktadır. 48 hektarlık ormanlık alan ve 5 hektarlık ziraat alanının yok olmasına neden olan bu yangının ardından, bu bölgelerin imara açılması, TMMOB ve çevreciler tarafından “rant uğruna doğaya ihanet” olarak nitelendirilmektedir. Bu bölgelerin yeniden ağaçlandırılması ve doğanın iyileştirilmesi beklenirken, imar planları ile yapılaşmaya açılması büyük bir tepki toplamaktadır…
Bölgenin Ekosistemi ve Kırsal Yaşam Tehdit Altında
Bölgedeki kırsal yaşam, mevcut imar planının hayata geçmesi durumunda ciddi şekilde olumsuz etkilenecektir. Tarım ve hayvancılık gibi yerel ekonomik faaliyetler yerini beton yığınlarına bırakacak, bölgenin kırsal dokusu bozulacaktır.
TMMOB, bu planın tarıma dayalı yerel ekonomiyi yok edeceği konusunda uyarılarda bulunurken, aynı zamanda planın çevre dostu olmadığı ve koruma-kullanma dengesini gözetmediğini vurgulamaktadır
Vahşi Sermayenin Pençesi
Bu plan, yalnızca çevresel tahribatı değil, aynı zamanda vahşi sermayenin yarattığı tehlikeleri de gözler önüne seriyor.
Bu tür projeler, toplumsal adaleti ve kamu yararını göz ardı ederek, yalnızca sermaye sahiplerinin çıkarlarını gözeten bir düzenin sonucudur. Kapitalist sistemin, doğayı ve insanları yalnızca kâr amacıyla kullanarak yok ettiği gerçeği, Fesleğen’de bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.
Vahşi sermaye, rant uğruna doğal kaynakları talan ederken, yerel halkın ihtiyaçlarını, doğanın korunmasını ve uzun vadeli sürdürülebilirliği tamamen göz ardı etmektedir. Bu tür planlar, toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirirken, doğanın tahrip edilmesine neden olmaktadır.
Sonuç olarak Fesleğen’i Korumak İçin Birlik Olma Zamanı
Fesleğen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ndeki bu imar planı, sadece bölgenin doğal güzelliklerini değil, aynı zamanda burada yaşayan insanların kültürel ve ekonomik yaşamlarını da tehdit etmektedir. TMMOB ve yerel halk, bu plana karşı mücadele etmeye kararlıdır. Geçmişte olduğu gibi, bugün de doğayı ve insan yaşamını korumak için birlik olma zamanı. Fesleğen’in yok olmaması için, bu plana karşı durulmalı ve sürdürülebilir bir turizm politikası oluşturulmalıdır. Doğayı korumak in sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın sorumluluğudur.