Normale dönmek lazım….
Resmi olmayan kesin sonuçlara göre Muğla’da Osman Gürün, Bodrum’da ise Ahmet Aras seçimleri kazandı. Mazbatalarını aldı ve beş yıl süreyle görevlerine başladı.
Bize düşen görev de sona erdi. Siyasi görüşlerimizi eyleme dönüştürdük, tercihimizi yaptık ve oyumuzu kullandık.
Artık normale dönmemiz gerekiyor.
Çünkü, bu seçimlerde Muğla ve Bodrum çok yoruldu. CHP ve Genel Merkez yönetiminin aday belirleme süreci herkesi çok yordu hatta gerdi..
Aslında CHP’nin Muğla siyasetini iyi okumadığını anlamak için, biraz daha gerilere dönmek, 24 Haziran seçimleri öncesine gitmek gerekiyor. Çünkü, bugünkü gerilimin asıl kaynağı milletvekili aday belirleme sürecidir.
Biraz gerilere giderek o süreçte yaşananları kısaca hatırlatmak istiyorum.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün sahnede. Gürün, CHP yönetimi üzerinde baskısını arttırarak üç eski milletvekilinin yeniden aday olmasına engel oluyor.
Üstelik, kendine yakın isimleri aday yapmayı da başarıyor. O tarihte, aday listesinin Ankara’ya gidene kadar değiştiği de iddia ediliyor. Ancak, eskinin üç vekili ile yeni dönemin dört milletvekilinin Meclis performansını da iyi takip etmek gerekiyor.
24 Haziran’da istediğini elde eden Osman Gürün, “Muğla’da tek seçici” olarak, kendisine yakın, yeni seçilen milletvekilleriyle birlikte, 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanmaya başlıyor.
CHP Genel Merkezi üzerindeki baskısını arttırarak, belediye başkan adaylarını belirlemede de söz sahibi oluyor.
Ardından Muğla Büyükşehir’e soyunan Mehmet Kocadon’la mücadelesini başlatıyor. Amacı, Büyükşehir adaylığını kaybeden Kocadon’u, Bodrum adayı da yaptırmamak.
Başarıyor da..
Kemal beye, önce Muğla’da kendi ismini ilan ettiriyor. Sonra da CHP’yi Bodrum’da parçalıyor.
Osman Gürün, Mustafa Saruhan’ın adaylığı döneminde, rakibi Mehmet Tosun’u desteklediği bile gündeme geldi. Gazetecilerin bunu Mehmet Tosun’a soracak kadar iddialar zirve yaptı.
Ve, Kocadon’un CHP’den istifasına kadar giden bir dönem.
CHP Genel Merkezi’nin kararsızlığı, Osman Gürün’ün çabalarıyla krize dönüştü. Bodrum Türkiye siyasi tarihinin gündemine oturuyor. Adayı en son belirlenen iki ilçeden biri oluyor.
CHP yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yapılan hataları görüyor ve “Kocadon’u, Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ve Muğla milletvekillerimiz istemedi” diyerek günah çıkartıyor.
İşte CHP sayesinde yaşanan bu süreç, herkesi çok yordu ve çok gerdi.
Sonuç, CHP’nin Muğla politikasını masaya yatırmasını gerektirecek bir şekilde çıktı.
Muğla’da, CHP’nin oyu, yüzde 49 dan, 13 puan azalarak yüzde 36’a düştü. Osman Gürün bağımsız girseydi bu oyu da alamazdı.
Çünkü, yerel seçimde seçmen, adaya değil, partiye oy verir.
Bu sözün doğru olduğu Bodrum seçimlerinde yaşandı. Aday olarak en çok çalışan ve önde görülen Mehmet Tosun partisinin azizliğine uğradı ve yarışa en son katılan CHP’ye yenildi.
Mehmet Tosun sürecin başında gündeme geldiği gibi; Millet İttifakı’nın ortak adayı olarak CHP listesinden aday olsaydı, bugün açık ara seçimi kazanmış ve başkanlık koltuğuna oturmuştu.
Muğla ve Bodrum siyaseti ve seçim süreci ile ilgili daha çok şey var yazılacak.
Bu dönemde yaşananları, kulislerin her aşamasını Ankara’dan yazdım. Bazen tepki de aldım. Ancak yazdıklarımın hepsi doğru çıktı. Baş döndürücü ve siyasi entrikalarla dolu o günlere ilişkin yazılarımı 11 Şubat 2019 tarihinde dondurdum.
Neredeyse iki aydan bu yana Muğla ve Bodrum siyaseti üzerine tek kelime yazmadım.
Bugün de normale dönülmesi gerektiğini, herkesin yeni yaşamına alışmaya başlamasını söylüyorum.
Yarışa geç katılmasına rağmen ipi göğüslemeyi başaran Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı kutluyorum.