Bilinen tarih kayıtlarına göre sürekli olan ancak 17 Ağustos 1999’dan beri, sonuçları itibariyle ciddi yaralar açan, en son olarak da 06 Şubat 2023 de bütün Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerde onbinlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, Türkiye’de deprem gerçeğini bir kere daha yüzümüze çarptı.
Deprem kuşağı içinde yer alan Bodrum’un da her yıl 2,5 cm batıya kaydığını biliyoruz. Nitekim 2017 yılında yaşanan 6.6 büyüklüğündeki deprem, Bodrum’u korkutmaya yetmiş, herhangi fiziki bir yıkım ve can kaybı olmasa bile turizme yönelik ciddi sonuçları olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti devleti 2021 yılını “Türkiye Afet Eğitim Yılı” olarak ilan etmiş ve 1-7 Mart tarihleri arasında deprem bilincinin gelişmesini sağlamayı hedefleyen bir “Hafta” oluşturmuştur.
Bir gazeteci arkadaşımın uyarısı sonucu, malum seçim atmosferine girilen şu günlerde Deprem Haftasının kaynadığını gördüm ve başta kendi adıma uyarmadığım için utandım. Oysa belki de en çok konuşmamız ve yerel yönetici adaylarından beklentilerimizi ifade edeceğimiz, söz alabileceğimiz zaman, bu zaman. Öyle ya Bodrum’u yönetmeye talip olanların bu konuda doyurucu ve nitelikli projeleri olacak mı acaba?
Yerel yönetime talip olanlar, Bodrum’un bir afet planlamasının nasıl olması gerektiğine ilişkin projeler koydu mu ya da koyacak mı önümüze ? Hadi geçmişi sorgulamayalım ama geleceğe güvenle bakma hakkımızı kullanmamız gerekmez mi ?
Doğrusu şimdiye kadar sadece “yapı envanteri çıkarılması gereği”ni duyduk ama sonrasında “Afet Eylem Planlaması”na ilişkin somut bir proje duymadık henüz. Sorsanız şimdi “elbette var, tabiiki yapacağız” falan diyeceklerdir ama sanki biraz somut öneriler olsa daha iyi olur diye düşünürüm.
Örneğin azıcık bahsedelim. Mevcut yapı stoğumuzun envanterini çıkarıp, olası afetler karşısında zarar görmesi olası yapıların tespiti, doğal çevrenin heyelan riski taşıyan eğimli arazileri, taşma riski taşıyan dereleri, tsunamiye hazırlıklı kıyı alanları gibi risklerin hesaplanması gerekir. Bu riskler karşısında neler yapılacağının açıkça bilinmesi gerekir. Felaketlerin sonrasında ekonomiyi ve lojistiği ayakta tutacak önlemlerimiz hazır olmalı.
Felaket anında ve sonrasında yapılacak işlerin kurumsal koordinasyon biçimleriyle birlikte nasıl olacağına yönelik bilgilerin verildiği bir hafta yaşasaydık belki daha mı iyi olurdu ? Şu süreçte doğal afet bilgilendirmesini içeren toplantılar yapsanız kimse gelmez. Ama devlet babanın kurumları acaba halkın ayağına gidip anlatsa daha mı rasyonel olur bilmiyorum.
Elimizde sadece gayet yeterli bir mevzuat, bilimin ışığında yapılması gerekenler listesi var. Güçlü bir şekilde sorarsak, yönetimlere talip olanlar derslerine çalışmak zorunda kalacak ve gerçekleştirilecek somut projelerle yarınlara daha güvenli bakabileceğiz.
O halde bizi yönetmek isteyenlere Bodrumlular olarak güçlü ve ısrarlı bir şekilde soralım mı ?