Arena Bodrum Haber – Muğla Büyükşehir Belediyesinin billboardlarında yayınlanan “Anneler Günü” mesajlarının “Muğla ilindeki cinsiyetçiliğin, kadının hizmet ve evde bakım görevine indirgendiğinin bir örneği olarak karşımıza çıkmıştır yine!” saptaması yapılarak, kadına yapılan saygısızlığa tepki gösterildi.
“Bir kadını, anne rolü üzerinden evde yaşayanların kirli çamaşırının temizliğine, beslenme sorumluluğuna ve her türlü bakım, talep ve isteklerinin koşulsuz karşılanmasına indirgenmesini ve yükümlü görülmesini esefle kınıyoruz.” ifadeleriyle başlayan BKD açıklamasında, birçok konu başlığı altında Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Osman Gürün eleştirildi.
Biz kadınlar biliyoruz ki, kadını aile ve ev içine hapsetmek erkek egemen bakış açısı ve politikanın mahsulüdür, cinsiyetçilik ve ayrımcılıktır.
Dünyanın her yerinde kadınlar cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle ağır tehlike ve ihlal altındadır.
Türkiye’de her gün ez az 3 kadın erkekler tarafından öldürülmektedir. Ve bu cinayetlerin büyük bir çoğunluğu aile(!)/ev içinde işlenmektedir. Şiddet kaynağının temel nedeni ise de toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bu yönde uygulanan politikalardır.
Bilindiği üzere, Muğla ili, kadına yönelik erkek şiddeti konusunda ülke genelinde ilk beş il arasında yer almaktadır.
Hal böyle iken, yerel yönetimin yükümlülüklerini yerine getirmemesi kabul edilebilir değildir!
Yerel yönetimlerin uluslararası alanda imzalanan başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, iç hukuktaki ana mevzuat olan 6284 sayılı Kanunun hükümlerinin, istisnasız ve eksiksiz uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür.
Yerel yönetimlerin kadına yönelik erkek şiddetini önlemekle yükümlü ve sorumlu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Oysa gerek Muğla Büyükşehir Belediyesi gerekse seçilmiş başkanı olan Osman Gürün görevde olduğu süre içerisinde kadına yönelik erkek şiddetine karşı yükümlülük ve sorumluluklarını hala yerine getirmemiştir. Bu yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirme konusunda da direnmektedir; görevi ve yükümlülüğü olmasına rağmen toplumsal cinsiyet eşitliği alanında hiç bir çalışma geliştirmemiş ve politika üretmemiştir.
2019 yılında tüm il genelinde sadece iki ilçede “Kadın Danışma Merkezi” tabelası asmış ancak amacına yönelik, kanun ve yönetmeliğe uygun danışma merkezleri olarak faaliyet yürütmesini sağlamamıştır.
Defalarca dile getirmiş olduğumuz üzere Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak hala en az bir kadın sığınma evini kurmamış ve faaliyete geçirmemiştir. Bu yükümlülüğü yerine getirmeme bahanesi olarak da yıllardır uygun bir yer bulamadığını gerekçe olarak gösterilmiştir.
Bu yaklaşım cinsiyetçidir, görevini yerine getirmemektir ve asla kabul edilemez!
Biz kadınları oyalamalarına ve sözde fedakârlık beklentisiyle geçiştirmelerine izin vermiyoruz! Somut ve kesin politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz! Aksi halde ısrarla işgal ettiğiniz koltukları terk etmenizi istiyoruz!
Hatırlatırız; İstanbul Sözleşmesi gereği imzacı devletler, devlet kurumları ve yerel yönetimler, toplumsal cinsiyete duyarlı, kapsayıcı ve eş güdümlü politikalar uygulayarak, kadın erkek eşitliğini sağlayabilir, dolayısıyla kadına yönelik erkek şiddetini, eşitsizliği ve ayrımcılığı önleyebilir ve bu yönde yükümlüdürler!
Muğla İli Yerel Yönetimine de bir kez daha görev ve yükümlülüklerini hatırlatalım:
– Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla ilinin tüm ilçelerinde toplumsal cinsiyet eşitlik politikalarının benimsenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitlik birimlerinin kurulması ve faaliyete geçirilmesi
– Muğla’nın her ilçesinde kadın danışma merkezlerinin kurulması, yönetmelik kurallarına ve amacına yönelik hizmet sunması
– Muğla’nın her ilçesinde cinsel taciz ve saldırıya karşı destek birim/ merkezlerinin kurulması
– Muğla’nın her ilçesinde 7/24 faaliyet gösteren ALO ŞİDDET HATTI hizmete açılması
– 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi, her ilçede yerel yönetimler tarafından etkin bir şekilde uygulanması. Bu yaklaşım yerel yönetimin yasal yükümlülüğü ve sorumluluğudur; lütuf değildir.
Kadınlar çiçek değildir! Ve basmakalıp cümleler ve temenniler ile tanımlanamazlar!
Vergilerimiz ile “pembe ve cinsiyetçi basmakalıp sözlü billboardlar” değil, kadınları erkek şiddetine karşı etkin olarak koruyacak mekanizmaları hayata geçirmenizi ve sağlamanızı istiyoruz!
Devletin ve tüm kuruluşlarının yasaları uygulamasını, kadınların yaşam hakkını koruması ve erkek şiddetini önlenmesi görevinizdir!
Yaşamın her alanında hemen şimdi
toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları uygulansın!
Yaşadığımız kentlerde, ayrımcılık ve cinsiyetçilik üretmeyen, tüm eşitsizlikleri ortadan kaldıracak, kadına yönelik erkek şiddeti önleyecek politikaların uygulanması için birlikte, mahalle mahalle örgütlenerek, taleplerimizin sahipleri ve beyan edenleri olarak hayatın her alanında var olmaya, sözümüzü söylemeye, bu sözümüzü siyasi alanda ve özel alanda hayata geçirmeye kararlıyız!
Biz kadınlar hayatın her alanında eşitlik temelinde, şiddet ve ayrımcılık üretmeyen bir yaşam biçiminin sağlanması için taleplerimizin hayata geçirilmesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz!
#YaşasınFeministMücadelemiz
#BodrumKadınDayanışmaDerneği
#AnneDeğilKadınızDünyanınYarısıyız
#OsmanÇorabınNerede
#OsmanÇorabınNeredeBıraktıysanOrada
#ZıkkımınKöküDolaptaİsyanSokakta
#İstabulSözleşmesi #628üUygula
#KadınlarıAşağılamaOsman
#KadınlarınSabrınıTaşırmaOsman