330 dönüm ve 35 milyon liralık Bargilya Antik Kenti’nin sahibi 87 yaşındaki Hüseyin Üçpınar, “Ömrümüz burayı satmaya çalışmakla geçti. İki kardeşim vefat etti. Devlet ya takas etsin ya da istimlak ederek satın alıp açık hava müzesi yapsın. Burada hiç kazı olmadı” dedi.
Milas’a bağlı Boğaziçi köyündeki dünyaca ünlü Tuzla Sulak Alanı’nın kıyısında yer alan 330 dönümlük Bargilya Antik Kenti’nin, babası tarafından Hazine’den satın alındığını belirten 87 yaşındaki Hüseyin Üçpınar, babasının aynı zamanda Enver Paşa’nın yaveri olduğunu söyledi. 35 milyon liralık antik kenti uzun yıllardır satmaya çalıştıklarını söyleyen Üçpınar, “1978’de tam satıyorduk. Hatta peşinat bile almıştık ama satış tamamlanmadan 1. Derece SİT Alanı ilan edildi” diye konuştu.
İKİ KARDEŞİM BU UĞURDA ÖLDÜ…
1980’de Hazine arazisiyle takas konusu çıktığını ve başvurduklarını belirten Üçpınar, “Bodrum’da 150 dönüm arazi ile takas etmeye karar verdik. Fakat ilgili bakanlık onaylamayınca takas gerçekleşmedi. Hatta takasa uygun olup olmadığı, imar verilip verilmeyeceği ilgili kurumlara soruldu. Hepsinden olumlu cevap geldi” dedi ve halen pazarlık için gelenler olduğunu söyledi. Üçpınar şöyle devam etti:
“Pazarlık etmeye gelenler var. Sanırım takas amaçlı kullanacaklar. Başka türlü kullanılması imkansız. İçinde 500 zeytin ağacı var. Onların bakımını yaparken bile sıkıntı yaşıyoruz SİT’ten dolayı. Amacımız buradan kurtulmak. 30 yıldır uğraşıyoruz. Uğraşırken iki kardeşim öldü. Üç kardeş kaldık. Yaşım 87, buranın elden çıktığını görmek istiyorum. Başka yerimiz olmasaydı, çok büyük bir servetle sefalet içinde yaşardık.”
KORUMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ…
Tarihi eserlerin korunmasından yana olduklarını vurgulayan Üçpınar, “Devlet istimlak etsin, takas yapsın. Konumu ve manzarasıyla çok büyük bir açık hava müzesi olur. Burada kazı çalışması yapılmadı. Zaman zaman kaçak kazıcıların geldiğini sanıyoruz. Koruyamıyoruz. Ayrıca zeytinleri de verimli” ifadelerini kullandı.
Babası Ahmet Üçpınar’ın, Enver Paşa’nın yaverlerinden olduğunu ve 1953’te öldüğünü anlatan Üçpınar, “Babam ölmeden önce arazinin temizlenmesi için Konyalı işçilerle anlaştı. İşçiler bir süre çalıştılar ve bir gece alacaklarını bile almadan kayboldular. Sanırım temizlik çalışması sırasında değerli bir şeyler buldular”
ADINI MİTOLOJİK ÖYKÜDEN ALIYOR…
Koruma altındaki dünyaca ünlü, onbinlerce Flamingo ve Pelikan’ın yaşadığı Tuzla Sulak Alanı’nın kıyısında bulunan Bargilya Antik Kenti’nin, Atina Dellos birliğinde şehrin adının geçmesinden dolayı İ.Ö. 5. yüzyılda kurulduğu düşündürüyor. Bargilya isminin Karya lisanına göre yüksekteki yer anlamına geldiği gibi isminin mitolojik bir efsaneyle ilgili olduğu hakkında görüşler var. Bu mitolojik hikayeye göre Likya bölgesinde korku salan ve ağzından alevler çıkaran canavar Chimera’yı öldürdüğü için halk kahramanı olan Bellerophon’un, tüm kahramanlık hikayelerinde ona yardımcı olan ve sürekli bindiği kanatlı atı vardı. Bu at bir gün çifte atarak en yakın arkadaşı olan Barglos’u öldürür. Buna çok üzülen Bellarophon yeni kurulan bu kente arkadaşının ismini hatırlatmak amacıyla Bargilya adını verir. Bargylia paralarında kanatlı atın yer almasını bu hikayeye bağlanır.
Haber: Yeni Asır