Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon mahkeme tarafından verilen 38 günlük kamu haklarından mahrumiyet cezasıyla ilgili olarak 4 günlük izninin ardından görevi bıraktı.
Bu arada bu cezanın imar affı kapsamına girdiği iddiasıyla yeniden yargılanmak üzere de başvurusunu yaptığı söyleniyor.
Bugün de Bodrum Belediye Meclisi toplanarak Mehmet Kocadon’un yokluğunda görev yapacak Başkan Vekilini seçti. Kocadon’un işaret ettiği meclis üyesi Dursun Göktepe CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla seçildi.
İlginçtir, Mehmet Kocadon’un daha önce tutuklu olduğu dönemde de yine Başkanvekilliğine Dursun Göktepe seçilmişti.
Seçimle gelmiş bir yöneticinin mahkeme kararıyla görevden alınması demokratik bir yöntem değil kuşkusuz, ancak mevcut yasalar gereği alınan bu kararı sorgulamak da bizim işimiz değil. Fakat Bodrum’un sürekli bu tür konularla gündeme gelmesi de bir anlamda Bodrum için prestij kaybı.
Yasal süreç nasıl işler, bu sürenin sonunda nasıl bir uygulamayla karşılaşırız bilemem.
Beni işin yasal boyutundan çok siyasi yanı ilgilendiriyor.
Yerel seçimlere çok az bir zaman kala, siyasi partilerin aday belirleme çalışması yaptığı bir dönemde, geç uygulanan bu mahkeme kararı kimin işine yarar? Doğrusu pek kestirmek mümkün değil.
Kamuoyundaki yansımasına baktığımızda halkın bu konuyla pek de ilgili olmadığı görülüyor. Önceki görevden alma sırasındaki duyarlılık ve sahiplenmeyi bu kez pek göremiyoruz.
Aslında uygulamada pek de görülmeyen böyle bir kararın, üstelik de yerel seçimler öncesi, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına ısrarlı adaylığı sırasında Mehmet Kocadon’a uygulanması doğal olarak siyaset sahnesinde çok tartışılacağa benzer.
Olayın bir başka ilginç yanı, CHP cephesindeki sessizlik, kayıtsızlık!
Ne il yönetiminden, ne Genel Merkezden, ne de bölge milletvekillerinden an itibariyle tek bir açıklama yok. Bunu nasıl değerlendirmek gerek bilemiyorum.
İktidar partisi de bu konudaki sessizliğini koruyor.
İYİ Partili Mehmet Tosun’a yakınlıklarıyla bilinen bağımsız belediye meclis üyeleri grubu da aday çıkarmayıp, seçimde de boş oy kullanarak siyasi tavırlarını gösterdi. CHP içerisinden ikinci bir aday çıksa idi, tavırları nasıl olurdu acaba?
Bir ay; yaşamımızda öyle çok uzun bir zaman dilimi değil, Kocadon açısından da önemli bir kayıp sayılmaz. Göktepe eliyle nasıl olsa Belediye’yi yine istediği gibi yönetir.
Asıl merak edilen konu, CHP Genel Merkezi ve Kılıçdaroğlu’nun nasıl tavır alacağı?
“Bizim en başarılı, en karizmatik başkanımıza haksızlık yapılmıştır, onun arkasındayız” deyip, yeniden aday mı gösterecekler; “bu tür olaylarla yıpranmış bir Mehmet Kocadon’la seçimkazanamayız” diyerek üzerini mi çizecekler?
Bu olayda her ne kadar CHP meclis grubu, Kocadon’un mağdriyeti üzerinden, grup kararı alarak onun işaret ettiği kişiyi başkan vekili seçseler de, henüz onlarda sessizliklerini bozmuş değiller.
Meclis üyeleri içerisinden en az 5-6 tane belediye başkan adaylığı düşünenler olsa da, Genel merkeze ters düşer miyiz, ya da yarın Büyükşehire aday gösterilirse Kocadon’u karşımıza almayalım diye şimdilik bir siyasi pozisyon almıyorlar.
İlçe örgütü bu olaya dahil olmamaya özen gösteriyor ama İl örgütü ve Osman Gürün’ün nasıl bir tavır alacağını ileriki günlerde göreceğiz.
Demem o ki, Kocadon’un görevden alınması üzerinden siyaset yapmak, bunu fırsat bilerek avantaj elde etmeye çalışmak dürüst bir tavır olmayacağı gibi siyaseten de doğru değil.
Ancak, bu olaydan yola çıkarak umarım Sayın Başkan da şimdiye kadar uyguladığı siyaset tarzını, çevresinde oluşan menfaat gruplarını ve en önemlisi de yönetim anlayışını yeniden sorgulama fırsatı bulur.
Mehmet Kocadon’u en çok eleştirenlerden biri olarak, bu olayda haksızlığa uğradığını düşünüyorum ama kimilerinin yaptığı, her koşulda, hiç sorgulamadan “en büyük başkan, bizimbaşkan” tavrını da kabul edemiyorum.
Sayın Kocadon’un fırsat buldukça övgüler yağdırdığı, yöntemlerine öykündüğü Sayın Cumhurbaşkanına koşulsuz biat edenlerden ne farkınız kalır?
Başkanın egolarını okşayarak, her davranışını olumlayarak aslında ona kötülük yapıyorsunuz.
Bir insanın başarılı olabilmesi için, kimi zaman yanlışlarını söyleyecek, hatalarını hatırlatacak, gerektiğinde yol gösterecek insanlara da ihtiyacı var.
Ama ne yazık ki; bugün Bodrum’da siyaset yapanların büyük bölümü, Bodrum’a en küçük bir değer katmadıkları gibi, her koşulda Bodrum’dan beslenenlerden, siyaseti bir rant kapısı, bir meslek gibi görenlerden oluşuyor.
Sayın Başkan, fırsat bu fırsat; bu bir ayda hem iyi bir tatil yap, hem de dönüp biraz geçmişinle yüzleş. Kendine ayna tuttuğunda arkandan oyun oynayanların, tezgah kuranların görüntüsü inan çok net yansıyacaktır.
Bir Bodrum sevdalısı ve sizin gibi Anadolu kültürünü çok benimseyen biri olarak bu iyi niyetle yapılmış uyarı ve önerilerimizi dikkate alırsanız seviniriz.
Anadolu’da sık kullanılan bir söz vardır. ”Bildiğin düşman, bilmediğin dosttan iyidir.”
