Kamusal alanda erişilebilirlik ilkeleri doğrultusunda, dezavantajlı vatandaşların mağduriyetine yol açan uygulamaları daima gündemine alan Bodrum Yarımada Engelli Haklarını Koruma Derneği (BOYENDER), bu konudaki mücadelesine devam ediyor.
Son olarak, 2019 yılında Turgutreis’te yapılan “yaya geçidi” düzenlemesinin engelli ve dezavantajlı vatandaşlar için maksada uygun olmadığından hareketle, “Cimer” üzerinden şikayette bulunan dernek yönetimi, gelen cevaptan tatmin olmadı. Bunun yanısıra, yine Karayolları’nın tasarrufunda olan Oasis Alışveriş Merkezi önündeki yılın büyük bir bölümünde arızalı olan “engelli asansörü “ için de rahatsızlığını dile getiren dernek yönetimi, konunun ele alınışı protesto edeceklerini bildirdi.
BOYENDER Denetleme Kurulu Başkanı Halim Kaya: “Devletin resmi bir kurumunun, devletin koymuş olduğu ‘kamusal alanda erişilebilirlik’ ilkelerine uymamak bir yana, konuyu adeta muhalefet edercesine ele almaları bizim için oldukça düşündürücü. Yaklaşık iki yıl önce İçişleri Bakanlığı’nın yayalara yönelik genelgesi ile Turgutreis’te de bu proje hayata geçirildi. O zaman dikkatimizi çekmişti, kaldırımla cadde arasındaki kot farkı ve engelli sandalyelerinin bu geçidi kullanamayacak olması. Durumu yazıyla ilgili makama iletilmek üzere başvuruda bulunduk. Gelen cevap ‘iş programı ve ödenekler çerçevesinde değerlendirileceği’ yönündeydi. Bu çalışma yapılırken, çalışmanın kendisinin yanında oldukça basit olan ele alış bilincinin koskoca kurumda eksik olması oldukça üzücü” dedi.
BOYENDER Başkanı Efendi Can’da konuyla ilgili şunları söyledi:
“Sosyal hayatın bir çok aşamasında dezavantajlı bireylerin, eşitlik çizgisine yaklaştırılabilmesi adına devlet önemli çalışmalarda bulunuyor. Bunların en başında ve bizim için en önemli uygulama ‘kamusal alanda erişilebilirlik’ ilkesidir. Konu hakkında bilgi edinmek isteyenler, bu anayasal hakların neler olduğuna dair dijital ortamda tüm detaylara ulaşabilirler.. Ama ne yazık ki, kendilerine tevdi edilen görev gereği, selahiyet sahibi yetkililer işin ayrımına varamayabiliyor, daha vahimi ise göz ardı edebiliyorlar.
Bu durumu duyarsızlıktan ziyade hak gaspı ve gaflet olarak tanımlıyorum. Çünkü ortada bir grubun yaşam kalitesini ilgilendiren bu anayasal haklar ve bu durumun derhal düzeltilmesini isteyen bizler, dernek çalışmalarımızda aksaklılarla mücadele üzerine eğiliyoruz.
Şikayete konu olan durum, ilgili makamlara iletildiğinde, ‘istediğiniz yere şikayet edin’ karşılığını aldığını dile getiren tanıdıklarım var.
Biz mücadeleden geri durmayacağız. Görev bilincinde olan selahiyet sahibi insanlar müstesna, bu tarz olumsuzlukları gayri ciddi şekilde ele alan kurum, kuruluş ve yetkilileri ‘kamu vicdanı önünde ifşa ve şikayet etmeye devam edeceğiz.”