Uzunca zamandır yazmamak konusunda kendimle verdiğim mücadeleyi kaybettim.
Yayın sahibi yazmamalı düşüncemi bir kenara bırakıyorum. Arena Bodrum Gazetesinin sloganı haline gelen kurucu irademiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” sözünün ışığında yazacağım artık…
***
1978 yılından itibaren belli aralıklarla geldiğim Bodrum’un, 2008 yılından bu yana da parçasıyım, ailemle birlikte…
Sermayenin sahip olduğu büyükşehir İstanbul’dan; doğanın ve keyifli yaşam kriterlerinin en üst düzeyde yaşandığı Bodrum’a kendimizi atmanın 9. Yılındayız. Bodrum’u, Muğla’yı arada ki farkı unutmadan, yaşamanın gayreti içindeyiz…
***
Bodrum’da 2009 yılında çıkardığım spor dergisi ve sonrasında çıkardığım günlük gazeteyle devam eden gazetecilik yaşantım, her geçen gün hızla dijitalleşen medya dünyasında, internet ortamına kayarak devam ediyor. Gündemini yakından takip etmeye çalıştığım Bodrum ve Muğla’yı haber sitemizde ve artık haftalık bir yayın haline gelen gazetemizde yazarak, sizlerle paylaşma gayreti içinde olacağım.
***
Mavi gezegenin en güzel coğrafyalarından olan Bodrum ve Muğla’nın sıkıntıları büyük… Hızla değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmakta zorlanıyorlar, adeta araftalar…
Geleceklerini ellerinde tutabilecekler mi yoksa sermayeye kaybedecekler mi?
Bu durum kimin umurunda ola ki…
Statükocu yaşamlar, bu yaşam tarzını yansıtan yönetimler, ranta dayalı ilişkiler ve siyaset, dedikodular, lanet olası dengeler, sigarasını sokağa atandan-ormanını yakanına kadar, anti çevreci insan yığınları… yaz yaz bitmez.
İstisnalarsa kaideyi bozamayacak adette, bir avuç…
***
Her şey bu kadar kötü mü? Değil tabii ki. Bodrum ve Muğla hakkında lehte olan düşünceler ve yaşam tarzları da var tabii ki. Ama yazık ki; toplantı, söyleşi, panel ve çalıştay salonlarının dört duvarı arasında kalıp, söyleyenlerle dinleyenlerin psikolojisini rahatlatmaktan pek öteye gidemiyor…
Siyasetin Bodrum ve Muğla hakkında olumlu söylemleriyse, seçimden seçime. Çoğu zamanda pratikte uygulanmayan, uygulanamaz söylemler…
Yerel yönetimler zaten toplum için çalışamaz duruma gelmiş. Sistem aktif görev yapanların, geleceğinin ve bekasının üzerine kurulu…
***
Yaşayan insanların mezarlığı, ölenlerinkinden kat be kat fazla Bodrum’da, Muğla’da…
Statükocu yaşam tarzı, ranta teslim ilişkiler, çapsız siyasi planlar, birbirine girmiş çıkar ilişkileri, ne yazık ki yaşarken dört kolluya bindiriyor, birikim ve tecrübe sahiplerini…
Tarif edilebilir, güvenilir, dürüst, etik insan sayısı azaldıkça, kurumlarda aynı paralelde kirleniyor…tablo sıkıntılı.
Bardağın boş tarafını da dolu tarafını da yazacağız, konuşacağız, tartışacağız.
‘Marka Bodrum, Büyük Muğla’ya ulaşmak düşüncesiyle birlikte, bir yandan da aşağıdaki sorunun cevabını arayacağız…
Çözümün anahtarı, Muğla’da doğmak da mı? Muğlalı olmak da mı? gizli…