Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi’nde yapılması planlanan yat limanı projesi, aylardır süren gerginliğin ardından ÇED toplantısında önemli bir kırılma noktasına ulaştı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, halkın yoğun tepkisi ve çevrecilerin kararlı direnişiyle adeta bir protesto sahnesine dönüştü.
Proje, 450 yat kapasiteli bir marina inşa etmeyi hedefliyor ve bu kapsamda kazıklı iskeleler, yüzer iskeleler, pontonlar, ve çeşitli rıhtımların yapılması planlanıyordu.
Ancak, Kumbahçe Mahallesi sakinleri ve Bodrum genelindeki geniş bir vatandaş grubu, projenin doğal ve tarihi çevreye vereceği zararlar konusunda derin endişeler taşıyor.
Çevrecilerin ve Halkın Tepkisi
Toplantının başında projeyi savunan konuşmalar yapıldığında, Bodrumlular sert tepki gösterdi. Bodrumlu vatandaşlar, ellerindeki dövizlerle ve attıkları sloganlarla projeye olan tepkilerini dile getirdiler: “Kumbahçe’de Marina İstemiyoruz”, “Ormanı Yakıp, Otel Yaptınız. Denizi Doldurup, Marina Yaptınız. Nereye Kadar?”, “Havama, Suyuma, Kumsalıma Dokunma” gibi mesajlar, halkın doğayı ve tarihi koruma konusundaki kararlılığını gösterdi.
Bilim ve Ahlak Yoksunluğu
Toplantıda, ÇED Raporunu hazırlayan şirketin çevre mühendisi sunumunu yaparken, bir inşaat mühendisi, raporun bilimsel ve etik temelden yoksun olduğunu vurguladı.
“Sizinle meslektaş olmaktan utanıyorum. Hazırladığınız raporun en ufak bir bilimsel temeli yok” diyerek, projeye karşı tepkisini dile getirdi. Başka bir katılımcı, 450 yat kapasiteli proje için hazırlanan 490 sayfalık ÇED dosyasının yanlışlarla, eksiklerle ve halkı kandırmaya yönelik bilgilerle dolu olduğunu belirtti. “Bu proje iskele filan değil resmen marina projesi, siz kimi kandırıyorsunuz? Projede sürekli varlıklı insanlar adı geçiyor. Burada sadece varlıklı insanlar mı yaşıyor? Marinaların halka hiçbir faydası, kamu yararı yoktur.”
Hukuksuzluk ve Halkın Tutanağı
Toplantı, ÇED komisyonunun ve danışman firmanın adeta kaçarcasına salonu terk etmesiyle son buldu.
Halk, toplantının yapılmadığına dair kendi tutanaklarını tutarak, süreci kayıt altına aldı. Bir şehir plancısı ve çevre mühendisi, projenin hukuka aykırı olduğunu ve gerekli izinlerin alınmadan başlatıldığını vurguladılar. “Bu alanda ön izin sözleşmesi yapılmadan ÇED toplantısı yapılamaz. Herhangi bir izin sözleşmesi olmadan bu çalışmaların yapılması hukuka aykırıdır.
Hiçbir şekilde bu izin alınmadan, jeolojik etütler, hidrografik raporlar, modelleme raporları yapılmadan hiçbir şey yapılamaz.”
Bodrum’un Geleceği İçin Birlik
Bodrum’un doğal ve tarihi zenginliklerinin korunması, sadece Kumbahçe Mahallesi sakinlerinin değil, tüm Bodrumluların ortak mücadelesi haline gelmiştir. Bu projeye karşı verilen mücadele, doğaya, tarihe ve halkın yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesidir. Bodrum’un güzelliklerini korumak için birlik olan halk, çevreye ve geleceğe duyduğu sorumluluğu kararlılıkla sürdürmektedir.
Bodrum’un tarihi ve doğal mirasının korunması için verilen mücadele, sadece yerel bir olay olmadığını, aksine tüm dünyada benzer projelere karşı verilen mücadelenin bir parçası olduğunu göstermektedir. Bodrum’un güzelliklerini ve tarihi mirasını korumak için sürdürülen bu direniş, gelecekte de çevre ve doğa dostu politikaların benimsenmesi için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Halkın birliği ve kararlılığı, doğayı ve tarihi koruma mücadelesinde büyük bir güçtür.