“Evden çıkmayın dediğiniz insanların gelir durumunu da düşünmek zorundasınız” diyen Girgin, “Kısa çalışma ödeneği başvurularının 23 Mart’ta başlayacağını ancak sigortalı olarak çalışmakta olan herkesin bu haktan yararlanamayacağını, bu mağduriyetin önlenmesi için şartsız olarak sigortalı herkese kısa çalışma ödeneğinin verilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır” dedi.
Girgin şu açıklamalarda bulundu: “Küresel Koronavirüs Salgını hayatımızı altüst eden etkiler yaratmayı sürdürüyor. Bu etkilerin en can yakıcılarından biri kuşkusuz çalışma yaşamının sekteye uğrayacak hale gelmesi. Salgın öncesinde, emekçi halkımızın yaşamını altüst eden derin bir ekonomik kriz içerisindeydik. Şimdi salgınla beraber, şartlar giderek ağırlaşıyor. Bu krizin en büyük göstergesi: İşsizlik.”
Girgin TÜİK rakamlarına dayanarak şu istatistikleri verdi: “işsizlik oranı yüzde 13,7 oldu. Geçe sene 4 milyon 302 bin olan işsiz sayısı 92 bin kişi daha artarak 4 milyon 394 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranına iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile mevsimlik çalışanları dahil ettiğimizde işsiz sayısı 6 milyon 984 bine yükseldi. Zamana bağlı eksik istihdam ve yetersiz istihdam da eklendiğinde geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 172 bin kişi olurken işsizliğin de yüzde 23,6’ya yükseldiğini görmekteyiz. Salgına karşı gerekli bütün bilimsel tedbirleri uzlaşı yoluyla almamız gerekirken, en büyük sorunumuz olan işsizliği de unutmamalıyız.”
“Küresel koronavirüs salgını çerçevesinde kısa çalışmaya geçen ya da kapanan işyerlerinin işsizliği arttıracağı, emekçi halkımızı mağdur edeceği açıktır” diyen Girgin şöyle devam etti: “Yasalarımızda Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) diye bir uygulama var. KÇÖ eğer bir işyeri haftalık çalışma süresini en az üçte bir oranında azaltıyorsa, ya da faaliyetini tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durduruyorsa, işyerinde üç ayı aşmamak üzere -Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir- sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulama.
Fakat işçinin KÇÖ alabilmesi için şu şart var: İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması gerekiyor. Bu da kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün çalışmış olmak ve son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olmak anlamına geliyor. Ayrıca KÇÖ kapsamında yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülüyor. Yani 3 aylık KÇÖ aldığınızda ve daha sonra işsiz kalıp işsizlik ödeneği talep ettiğinizde, 3 ay eksik olacak şekilde işsizlik maaşı alıyorsunuz.”
Girgin “Korona belasına evinde hapis, işsiz, parasız, köşeye sıkışmış vatandaşın, “elektrik, su, doğalgazı nasıl ödeyeceğim’’ feryadına karşı açıklanan tedbirler hiçbir yaraya merhem değildir. İktidarın dalga geçer gibi internetten ödeyin demesi de ayrı bir vahamettir.
Evinden çıkamayan vatandaş 3 öğün taş mı yiyecek? Evden çıkmayın dediğiniz insanların gelir durumunu da düşünmek zorundasınız!
Dolayısıyla bütün sigortalılara kısa çalışma ödeneği hiçbir şart aranmadan verilmelidir” dedi.
Verdiğimiz kanun teklifiyle, Küresel koronavirüs salgını nedeniyle kısa çalışmaya geçen işyerlerinde kısa çalışma ödeneği şartları ortadan kaldırılarak, ödeneğin kısa çalışmaya geçen işyerlerinde hali hazırda sigortalı olan herkesi kapsaması ve bu süreç boyunca yapılacak ödemelerin İşsizlik Sigortası ödemelerinden düşülmemesini hedefledik.”
KÇÖ için ön şart olan işsizlik sigortası ödeneği hak etmenin şartlarının da adaletsiz olduğunu belirten Girgin, “2019’un Ocak ayında işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının hafifletilmesi amacıyla da bir kanun teklifi vermiştik. İşsizlik Fonu’nun işsizler için kullanılması durumunda bu fonun işsizlerimizin ihtiyacını karşılayacağı açıktır. Fakat, iktidar ne yazık ki bu fonu sermayeye destek için kullanıyor” dedi.