AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Evet oyu verenler, Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet ediyordur” açıklamasına yönelik, “Bu sefalet bir söz. Çok yakışıksız, ilkel buluyorum. Bu nihayetinde bir tercih değil mi? Bu siyasal katılım hakkıdır. Hak kullanımında hainlik sözü kullanılamaz.” diye konuştu.
Kanal 7 televizyonunda yayınlanan Başkent Kulisi adlı programda Mehmet Acet’in gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Yazıcı, pazartesi günü TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanacak anayasa değişikliği teklifinin bu ay içinde kabul edilmesini beklediklerini söyledi.
Anayasa değişikliği teklifi üzerinden yapılan “diktatörlük” tartışmalarına yönelik Yazıcı, “Cumhurbaşkanımızın beşeri ilişkileri, haksızlık karşısında dik duruşuyla tebarüz etmiş kişiliğini dikkate aldığımızda, bu tür yaklaşımlar Türkiye Siyaset kültürüne büyük bir yara. Böyle bir şeye AK Parti zaten alet, araç olmaz.” ifadelerini kullandı.
“FESİH DEĞİL SEÇİMLERİN YENİLENMESİNE KARAR VERİYOR”
Anayasa değişikliği teklifinin cumhurbaşkanına Meclis’i feshetme yetkisi veren maddesine getirilen eleştirilere yönelik Yazıcı, “Parlamentoyla, yürütme organı arasında bir muhalefet olduğunda sorun nasıl giderilecek, ne yapacaksınız. Bu teklife getirilen en önemli denetim, check-balance mekanizması, seçimlerdir. Fesih değil aslında seçimlerin yenilenmesine karar veriyor. Cumhurbaşkanının ‘seçimleri yeniliyorum’ demesi halinde hem parlamento hem cumhurbaşkanı yenilenecek.” diye konuştu.
Bu tür durumlarda seçime giden milletin, cumhurbaşkanı haksızsa ona göre, parlamento haksızsa ona göre oy kullanacağını hatırlatan Yazıcı, “Gerek cumhurbaşkanı gerek Meclisin seçimleri yenilemesi, sorunu çözmek için milletin hakemliğine başvurmanın demokratik mekanizmasıdır.” dedi.
Söz konusu teklifin, hem dünyadaki gelişmeler, hem siyasal birikim dikkate alınarak şekillendirildiğini dile getiren Yazıcı, “Dünyadaki her modele bakmışızdır. Bunun Amerika modeli var, Fransız modeli var. Parlamenter sistem dediğimiz zaman İngilteresi, Almanyası var. Bizim geçmiş deneyimimiz var. Bizim müktesebatımız bir hayli zengin. Bu müktesebatı dikkate alarak böyle bir modeli formüle ettik.” ifadelerini kullandı.