Terör ve Güvenlik konusunun masaya yatırıldığı, sivil toplum örgütü üyelerinin ve vatandaşların önlemler konusunda görüşleri ve ne yapılması gerektiği tartışıldı.
Toplantıya konuşmacı olarak, AK parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk katıldı. Öztürk konuşmasında, “Suriye meselesi, o da bugünün meselesi değil. Bizim ne işimiz var Suriye’de? Bana kalırsa ‘Ne işimiz var Suriye’de’ demek işin en basiti. Ama eğer Kilis’e düşen füzeyi engelleyemiyorsanız, Antep’te bir düğünde 2-3 teröristin gelip hain saldırı yapmasını engelleyemiyorsanız bir şekilde güvenlik tedbiri almak zorundasınız. Sonuç itibariyle hiçbir kimse Mehmetçik Suriye’nin içerisinde kendi kendine girip bu mücadeleyi yapmıyor. Bunun tek sebebi var, 80 milyon insanımızın bir şekilde güvenliğini sağlamak, derdimiz bu. Bunun için uğraşıyoruz, ama başka bir yol başka bir çözüm varsa üretelim. Ama şuna inanıyorum siz Kilis’te, Antep’te, Adana güvenliği sağlamadan Bodrum’un güvenliğini sağlayamazsınız” dedi.
Bodrum’da gazeteci Ayhan Ongun’un yönetiminde gerçekleşen Bodrum Küçük Millet Meclisi toplantısı, AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk’ün konuşmacı olarak katılımı ile yapıldı. Toplantıya, AK Parti Bodrum İlçe Başkanı Macit Gündoğdu, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, AK Parti Bodrum İlçe Yönetimi, sivil toplum örgütü temsilcileri, vatandaşlar katıldı. Terör ve Güvenlik konusunun masaya yatırıldığı toplantıda, Milletvekili Öztürk, önce vatandaşların görüşleri ve sorularını dinledi. Vatandaşların görüşlerini ve sorularını not alan Öztürk, daha sonra açıklamasını yaptı.
Kilis’te, Antep’te, Adana’da güvenliği sağlamadan Bodrum’un güvenliğini sağlayamazsınız.
Vatandaşların Suriye’deki savaşa değinmeleri üzerine, Öztürk, “Dünyanın hiçbir yerinde terör olayı olmasın istiyoruz. Ama terör dediğiniz şey Adem’den başlayan insanoğlunun yaradılışından bu yana gelen bir hadise. Bugünün meselesi değil, bugünün meselesi gibi görmek hatalıdır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne, Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği mücadeleyi biliyorsunuz. Biz kolay gelmedik bu günlere, ülke açısından kolay gelmedik, geçmişten bu yana mücadele ediyoruz. PKK dediğimiz olayda dünün, bugünün meselesi değil, 40 yıllık bir mesele. Suriye meselesi, o da bugünün meselesi değil. Bizim ne işimiz var Suriye’de? Bana kalırsa ‘Ne işimiz var Suriye’de’ demek işin en basiti. Ama eğer Kilis’e düşen füzeyi engelleyemiyorsanız, Antep’te bir düğünde 2-3 DEAŞ’lının gelip hain saldırı yapmasını engelleyemiyorsanız bir şekilde güvenlik tedbiri almak zorundasınız. Sonuç itibariyle hiçbir kimse Mehmetçik Suriye’nin içerisinde kendi kendine girip bu mücadeleyi yapmıyor. Bunun tek sebebi var, 80 milyon insanımızın bir şekilde güvenliğini sağlamak, derdimiz bu. Bunun için uğraşıyoruz, ama başka bir yol başka bir çözüm varsa üretelim. Ama şuna inanıyorum siz Kilis’te, Antep’te, Adana’da güvenliği sağlamadan Bodrum’un güvenliğini sağlayamazsınız” dedi.
DAHA ÖNCE SURİYE’YE GİRİLMESİ GEREKİYORDU…
Öztürk, Türkiye’nin çıkarlarını korumak için Suriye’ye girildiğini belirterek, “Suriye’ye atılan bombaları, füzelerimiz biz atmıyoruz. Sonuçta orada bir bela var ve orada başkaları bize destek olmadığı için biz oradayız. Türkiye’nin ulusal çıkarlarını korumak için, kendi gücümüze güvenerek girdik. Bana göre daha önce girilmesi gerekiyordu. Yani bu olaylar bu hale gelmeden önce daha önceden girip, en azından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırlarının güvenliğini daha önceden sağlamamız gerekiyordu. Türkiye jeopolitik konumu gereği, enerji, ulaşım koridorunun ortasında yer aldığı için, birçok konuda insanların gözünün önünde” dedi.
BARIŞ SÜRECİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK…
Öztürk, Barış süreci ile ilgili olarak, yapılan terör saldırılarına kadar, süreci korumak için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, “Barış gerekiyordu, bunun için elimizden geleni yaptık. Onu da ayakta tutmak kolay değildi. Elimizden geleni yapmaya çalıştık sonuç itibariyle. Barış’ı da istemeyenler var. İyi ki yaptık, iyi ki o barış süreci vardı. Biz elimizden geldiğince barışı zorladık. Suruç’taki, Kobani’deki katliamlar, Barış’ı sürdüremez hale gelince, artık ondan sonra yapacağınız başka bir şey yok. Vatandaşımızın ve polisimizin, askerimizin güvenliğini savunmaktan başka çare bırakmadılar bize” dedi.
Öztürk, “Terör kimden gelirse gelsin, terör kim olursa olsun, masum Türk milletine karşı yapılmış haince saldırılardır. Bunun siyasi partisi olmaz, seni beni de olmaz. Hep birlikte bir olmamız lazım. Birlikte mücadele etmemiz lazım. Bu mücadeleden kastım şu. Yani Gelin, hükümette AK Parti var, destek olun, biz bunu başkalarının siyasi fikirleri ile özdeşleştirmiyoruz. Herkesin kendi siyasi fikri ve eleştirisi olacak, çözüm önerisi olacak. Ama
Çözüm önerisi şu değil. Biz bunu konuşalım. Konuşarak hallolacak olsa çözüm sürecinde çok konuştuk. Ölen her teröristin bir ailesi var. Doğu için söylüyorum. Bunun bölgede yansımaları var. Bu mücadeleyi yaptık. Mecliste konuşarak halledebilseydik, 15 Temmuz olmazdı, konuşarak olmuyor bazı şeyler. Eyleme geçmeniz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bana göre hem ordusuyla, hem halkıyla, milleti ile büyük bir devlet. Büyük bir devlet olmanın gereğini yapıyor şu anda o yüzden Suriye’deyiz. O yüzden doğudaki mücadelemiz sürüyor” dedi.
TERÖRÜN MERKEZİ AYNI MEYDANDAKİLER İZDÜŞÜMÜ…
Öztürk, hiç kimsenin böyle oluşumlarla ortak olmayacağını belirterek, “PKK 40 yıldan beri bu milletin canına kastetmiş milletin birliğine beraberliğine kastetmiş bir örgüt. DEAŞ dediğiniz hadise onlar PKK’dan daha kalleş. Neden biliyor musunuz? Dünya üzerindeki Müslümanların ahengini bozdular, birliğimizi beraberliğimizi bozdular. Mücadelemizi dünya üzerinde farklı yere getirdiler. O açıdan onların da PKK’dan bir farkı yok bana göre. Onlar PKK’dan da daha hainler. Terörün merkezi belli, FETÖ dediğiniz hadise de bunların izdüşümü. Yani bu iki yapıyı da yönetmiş, zaman gelmiş DEAŞ ile işbirliği yapmış, zaman gelmiş PKK ile işbirliği yapmış. Özellikle devletin içene sızması, devletin içerisinde bir takım bilgileri sağa sola göndermesi, İşte bunları yaşadık biz. Hiçbir güç kendine böyle bir ortak yapmaz. Kimse kendi kendine millete zarar verecek bir oluşumla yan yana yürümez. Biz ne zaman fark ettik,
o zaman çıktık bunun gereğini yaptık. Ama 17-25 Aralık’tan sonra gidip bunlarla, o yapıyla işbirliği içerisine girmedik ve bunun bu devlete ve millete nasıl zarar verdiğini benim cumhurbaşkanım saatlerce anlattı” dedi.
CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, “Ülke olarak sıkışmış durumdayız. Herkesin birlik içinde olması gerekiyor. Bir defa dillerimizi değiştirmemiz gerekiyor, ayrımcılık yapmamamız gerekiyor. Teröre karşı tek vücut olmamız lazım diye düşünüyorum” dedi.