Kolay değil, sepsis hastalığını yendi…
Taburcu olur olmaz kendini Bodrum’a attı. Hem kendine daha iyi bakabilmek hem de artık tanıyamadığı İstanbul’dan uzaklaşmak adına. Kaderin garip cilvesiyle, kendi ifadesiyle ‘ölmeye yattığı’ Bodrum’daki o hastanede oyunculuk yaptı. Nejat İşler Habertürk’ten Mehmet Çalışkan’a samimi açıklamalarda bulundu.
Projenin Ferzan’a ait olması… Ferzan Özpetek’le çalışmak istedim. Aslında kitap uyarlaması gibi yola çıkılsa da hazırlık ve set sürecinde Ferzan’ı daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Projenin noktasından virgülüne her detayı Ferzan’a ait olduğundan yol boyunca sette, çekim sırasında bile ‘Bu sahnede şunu yapalım’ dediği çok ana tanık olduk. Ferzan’la çalışmak güzel bir tecrübeydi.
İstanbul Kırmızısı’nın kadrosunun hepsi arkadaşım. Arkadaşlarımla oynamayı severim. Filmde annemi Çiğdem Selışık Onat oynuyor. Evdeki hizmetliyi Serra Yılmaz, kâğıt toplayan adamı Rıza Kocaoğlu… Say say bitmez. Ferzan bir dünya hayal etti, hepimiz az ya da çok bu hayaline ortak olduk.
Ben, kendi adıma, doğup büyüdüğüm ve her şeyimi borçlu olduğum İstanbul’u tanımıyorum artık. Yaşadığım mekânlar yok, beraber yaşadığım insanlar uzaklarda. Ben de uzakta olmayı seçtim… Geçmişini yaşatmaya çalışanlar da vardır mutlaka. Ferzan da filminde onlarla tanıştırıyor bizi…
Daha yeni başlıyorum gibi geliyor. Ciddiyim… Önümüzdeki sene oyunculuktan para kazanalı 30 yıl olacak. Osman Seden’ler, Atıf Yılmaz’lar, Kartal Tibet’lerle başladım. Bir sürü işte, bir sürü ulusal, uluslararası yönetmenle çalıştım. Milyon tane set gördüm. Daha da göreceğim. Bir sürü arkadaşım oldu bu süreçte. Onların olmadığı hiçbir işte çalışamam. Buna jeneratör kamyonu da dahil…
İnsanların mülk ve güç yüzünden en yakınlarına bile ne yaptıklarını gördüm. Azla yetinmeyi bilen bir kuşağın çocuklarıyız. Evde ailemden ne öğrendiysem onu uyguluyorum. Asıl kahraman beni büyüten ailem, komşular ve mahalle abilerimdir…
Soğukta, gayet konforlu bir arabanın içinde, güvende ve sevdiğine giderken, yolun kenarında, kucağında bebeğiyle dilenen birini görüp, kafanı çevirip hayatına devam edebilir misin? Ben edemem…
Acelem, ölümü yakından görmekten. Yine böyle bir şey olur, hayallerimi gerçekleştiremem diye korkuyorum.
Çok şey var. Dünya çapında ses getiren bir tiyatro ekibi oluşturmak istiyorum. Spor ahlakına sahip, sadece kazanmayı değil, iyi oynamayı gözeten, rakibine saygı duyan sporcular yetiştirmek istiyorum. Bu işleri güvendiğim birilerine bırakıp, geciktirdiğim hayalimi, dünyayı dolaşma hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Birinin başarı öyküsünde katkım olsun istiyorum.
Şanslı. Ölmeye yattığım hastanede çekim yaptık geçen gün. Daha ne olsun…
Çocukluğumdan beri şöhretli bir tiptim zaten. Ayrıca şöhret sana değil, çevrendekilere geliyor daha çok. Onlar başa çıkamayınca dengen bozuluyor. Çevrendekileri de çok verimli seçemediğin muhakkak.