Muğla Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği “Deprem Çalıştayı”nda sunum yapan ünlü Mühendis Prof. Dr. Naci Görür, Muğla’da en büyük depremin 7 şiddetinde olabileceğini bu şiddette bir depremin Muğla’ya çok zarar vermeyeceğini söyledi. Görür, Muğla’nın Türkiye’de ki diğer İllere göre düşük katlı yapılar sayesinde daha avantajlı olduğunu deprem bölgesi olmasına rağmen çok zarar görmeyeceğini belirtti.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarım, Maden ve Orman çalıştaylarının ardından son günlerde ülke gündemini meşgul eden deprem konusunda da çalıştay düzenledi. Ülkemizde ve dünyada söz sahibi olan ünlü mühendis ve mimarların sunum yaptığı çalıştayda Muğla’nın fay hatları, deprem jeolojisi, geçmiş depremler ve kentsel dönüşüm konuları konuşuldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen çalıştaya Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün yanı sıra Muğla Valisi Esengül Civelek, CHP Muğla Milletvekilleri, İlçe Belediye Başkanları, siyasiler, STK’lar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Çalıştayda konuşan Muğla Valisi Esengül Civelek, çalıştayın depreme karşı bilinçlendirme, hazırlıklı olma ve depremin yıkıcı etkilerinden korunma konusunda büyük katkıları olacağını belirtirken çalıştayı düzenlediği için Başkan Osman Gürün’e teşekkür etti.
Çalıştayda konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Muğla’daki yapılaşmanın dikey değil yatay olarak sağlandığını bu nedenle Bodrum depreminin şehri etkilemediğini söyledi. Türkiye nüfusunun yüzde 95’inin deprem riski taşıyan bölgelerde yaşadığını bu nedenle depremin bir felaket olamaması için ülkenin tüm paydaşlarıyla depreme hazırlıklı olunması gerektiğini belirten Başkan Gürün, “1/25 binlik planlarımız oy birliğiyle 100.000 ‘e uygun yapılmıştır. İlçelerimizle 5 bin artı binliği yapmak için belli bir bölgeye ayırdık ve geleceğe disiplinli bir yerleşim yaratmak için disiplinli bir çalışma yapıyoruz. Ülkemizde meydana gelebilecek büyük depremlerin etkileri can kayıplarının yanında büyük ekonomik kayıplara da sebep olacaktır. Mevcut sanayi merkezlerinin de yüzde 98’i deprem riski taşıyan bölgelerde kuruludur. Bu nedenle depremlere önlem almazsak ülkemiz birçok acıyı aynı anda yaşayabilir. Bu nedenle imar planları, kentsel dönüşüm gibi konularda büyük çaba harcanmalı” dedi. Başkan Gürün ayrıca imar affı nedeniyle mevzuata uygun olmayan birçok kaçak yapının meşruiyet kazandığını ve bunun olumsuz etkilerinin ileride karşılarına çıkabileceklerini söyledi.
Elazığ’da yaşanan deprem felaketini yaptığı araştırmalar sonucu öncesinde tahmin edip uyarılarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür Muğla’da düzenlenen deprem çalıştayında bölgedeki deprem hareketlilikleri hakkında bilgi verdi. Muğla’nın Ege ana graben sisteminin tavan bloğu üzerinde yer aldığını belirten Görür, Muğla’nın kendi fay hatlarının hareketleri dışında Kıbrıs, Balıkesir ve İzmir gibi komşularının fay hareketlerinden de etkilendiğini söyledi Naci Görür, “Muğla’nın hem kendi depremini üreten fay hatları var hem de komşularının depremini üreten fay hatlarından etkileniyor. Ancak yine de Muğla deprem konusunda şanslı. Çünkü burada en büyük deprem 7 şiddetinde olacaktır. Eğer Muğla kentsel dönüşümü ciddi yaparsa depremlerden yıkılmaz. Ancak ülkemizde 5 şiddetinde bile yıkılan yapılar ve can kayıpları olabiliyor. Bu nedenle ciddi önlemlerle Muğla depremlerden etkilenmez” dedi.
Ülkemizdeki Kentsel Dönüşüm anlayışının yanlış olduğunu ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme çevrilmeden birçok etmeni içinde barındıran bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurgulayan Görür, bizde kentesl dönüşüm denince akla sadece yapıların güçlendirilmesi yani müteahhitlik projeleri akla geliyor. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm değildir. Gerçek anlamda kentsel dönüşüm; bir kenti deprem güvenli kent haline getirmek için tüm bileşenleri de deprem güvenli hale gelmelidir. Bunun başında halk gelir. Halkı bilinçlendirmek gerekmektedir. Halk eğitimi verilmelidir. Halk bilinçlendirmesinin yanında kentsel dönüşüm yönetim, altyapı, yapı stoğu, çevre ve ekonomik bileşenleri kapsamalıdır.
Çalıştayda ayrıca Japon Mimar Yoshinori Morıwakı, Dr. Ebru Harmandar, Prof. Dr. Murat Balamir, Dr. Murat Ersen Aksoy, Mimar Cengiz Bektaş ve Doç Dr. Deniz Ülgen sunumlarını gerçekleştirdi.