Muğla Çevre Platformu’nu (MUÇEP) temsilen bir gurup, Ankara’ya giderek “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” hakkındaki görüş ve endişelerini dile getirdi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarının, meclisin ekim ayında açılmasının ardından gündeme gelerek kanunlaşması hedefleniyor. “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” adıyla hazırlanan çalışma, şu anda TBMM Çevre Komisyonu’nda. Komisyon 15 AK Parti, 6 CHP, 3 HDP ve 1 MHPli milletvekillerinden oluşuyor.
KOMİSYON BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜLER
TBMM Çevre Komisyonu’nun Başkanı AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, Muçeplileri TBMM’deki odasında kabul etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmede, Muçepliler tasarının bu hali ile yasalaşmasındaki endişelerini dile getirdiler. Gurup adına söz alan Mehmet Çilsal “Tasarıda yer alan tabiatı ve biyolojik çeşitliliği korumak için açıklanan ‘Milli Park…Tabiat Anıtı…Tür ve Habitat Koruma Alanları…Tabiat Parkı…Yaban Hayatı Koruma Alanı…’ dışında kalan bir alan, bu kanunda sayılanlardan biri değilse, korunan alan değil midir? Böylece, tasarının kanunlaşmasıyla birlikte daha önce korunan alan statüsünde olan doğal SİT’ler artık tarihe karışıyor; 20.000 km karelik (2434 adet) doğal sitlerin koruma statüleri ya kalkıyor, ya sınırları ve adı değişiyor! ‘Mutlak Koruma Bölgesi’ diye bir tanım ile sayılanların dışında önceki mevzuatlarda geçen 1., 2., 3. Derece, Sürdürülebilir, Nitelikli, Hassas Alan gibi tüm tanım, sıfat, statü ve kategoriler kalkıyor. Böylece, şimdiye kadar bir biçimde yapılaşmaya uğramış doğal sit alanlarında bir nevi ‘imar affı’ mı getiriliyor? Diğer taraftan, bugüne kadar salt doğal SİT statüleri nedeniyle yapılaşmadan korunmuş; ancak bu tasarı ile doğal sit statüsü ortadan kaldırılacak olan deniz ve göl kıyıları, makilik alanlar, step alanları, göl havzaları, dere-akarsu havzaları gibi bölgesel düzeyde çok geniş olan alanların, madde-12/1 de sayılan statülerden birine girmediği için koruma dışına çıkarılacağı kesin gibidir.” diyerek Muçep’in endişelerini dile getirdi.
PEKTAŞ “TASARIMIZDA STKLARIN GÖRÜŞÜNE BAŞVURUYORUZ”
Komisyon Başkanı Cihan Pektaş ise “Tasarımız henüz çok yeni. Ancak, biz bir çok kuruluştan görüş alıyoruz. Greenpeaace bile dahil, stklardan görüş alıyoruz ve alacağız. Ancak, sitlerle ilgili konu Çevre Şehircilik Bakanlığı’mızın uhtesinde. Ziyaretiniz bizi çok memnun etti. Bundan sonra sizlerin de görüşünüzü almak isteriz. Getirdiğiniz dosyayı mutlaka inceleyeceğiz ve yeni bilgileriniz, çalışmalarınız olursa mutlaka bize ulaştırın” diyerek, Muçeplileri , Orman ve Su İşleri Bakanlığı , Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş’a yönlendirdi.
TAŞ “İLGİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş’la yapılan görüşmede de Muçepliler, yerel yönetimlerin, yerel kuruluşların, stkların ve üreticilerin önemine değinerek, hazırlanacak her türlü tasarıda ortaklaşa çalışma yapılmasının, geri dönülmez hataların da önünü keseceğini ifade ettiler. Genel Müdür Taş ise “Yaptığınız çalışmaları çok önemsiyoruz. Her birini, her zaman bizlere ulaştırabilirsiniz. Bakanlığımızın yetkisi dahilinde olan her türlü konuda yanıt veririz elbette. Ancak, bazı sorularınıza ancak Çevre Şehircilik Bakanlığımız yanıt verebilir” dedi.
“DOSYAMIZI TÜM PARTİLERE ULAŞTIRDIK”
Görüşmelerin sonunda ise, Muçep üyeleri Meliha Tekin, Şamil Beştoy ve Rezzan Şebin ise “Elbette yararlı görüşmeler yaptık. Ve sadece komisyon başkanına değil, komisyondaki diğer partilerin vekillerine de dosyamızı ulaştırdık, bazıları ile de görüşebildik. Çıkacak kanun sadece Muğla’yı ilgilendirmiyor esasında. Bütün Türkiye’nin sorunu. Ancak korunan ve korunması gereken alanlar en çok Muğla’da var. Bölgemizin turizmdeki yerinin önemini de düşünürsek, ne yazık ki rantın en yüksek olduğu yerdeyiz. Bu nedenle çok daha önemsiyoruz bu tasarıyı. Ve bu tür önemli tasarıların sadece Ankara’dan yapılmasını değil, yerele mutlaka danışılmasını ve ortak akılla çözümler üretilmesini istedik. İsteğimizin memnuniyetle karşılanması elbette çok önemli. Umuyoruz, sayın yetkililer verdikleri sözde duracaklardır” dediler.