(St. John Hospitaller Şövalyelerine içeriden bakış)
Leleg-Halikarnas Yarımadası’nda St. Peter-Pierre Kalesi inşaatı sürdürülürken, bir yandan da normal gündelik hayat devam ediyordu. Rodos’tan sık gelen emir ve talimatlara ise her zaman uyulmuyordu.
1450’ye gelindiğinde Bodrum Kalesi’nin Fransız (Naillac) Kulesi, Şapel(1519-1520’de Gotik tarzda yeniden inşa edilecek), Schlegelholtz (sonradan İspanyol-Yılanlı) Kulesi, Naillac Bastionu, Liman Kulesi, İtalyan Kulesi, İngiliz Kulesi ile kuzeydeki perde duvar bitmişti. İtalyan Kulesi ve Kuzey Hendeği’nin tamamlanması Grand Master Anton Fluvian(1421-1437) ve St. Peter(Bodrum) Kalesi Amirali Angelo Muscetulla zamanında(1431-1436); Alman Kulesi Grand Masterı John of Lastic(1437-1454) zamanında yapılmış; İngiliz Kulesi ise 1430’da başlanıp 1450 gibi bitirilmişti. Fransız ve İtalyan Kulelerinin boyu 1450’lerde yükseltilmişti. (Kaynak-Bkz:Essai de chronologie des campagnes de construction du château Saint-Pierre -Bodrum/Prof. Jean-Bernard de Vaivre)
(Resim1) :St.Peter-BodrumŞövalyeleri; illustration
Fransız Kulesi, Şapel, Schlegelholtz Kulesi ve Naillac Bastionu içkalenin unsurlarıydı.
“Norman mimari tarzı, askeri mimarinin gelişimde önemli bir bileşen oluşturuyordu. Haçlı seferleri öncesine ait bu tarz, Levant’da inşa ettikleri kaleler için önemli bir unsur haline gelmişti. Bunun yanı sıra içkale, ortaçağ toplumunun en önemli şekillendirme güçlerinden biri olan şövalyelik kavramına da tekabül ediyordu. Fedden ve Thomson’a göre, şövalyeler saldırı-taarruz için etkili silahlara sahipti. Bununla birlikte, dinlenmek zorunda kaldıkları anlarda kaplumbağa gibi bir kabuğa ihtiyaçları vardı…İçkale yapıları, ani saldırılardan ve baskınlardan az sayıda olan bu uzman savaşçıları, şövalyeleri korumak için çok uygundu.
(Resim 2): 1440’larda kale kulelerinin bitmiş krokisi
Haçlı seferli kalelerin karmaşık geçit yapıları, bent girişleri vardı. Kapılar iki dik açıdan kaleye girebileceği bir kule içine yerleştirildi. Bazen bu koridorlar çok dardı; anca, tek bir kişi için uygundu. Daha sonraki mimari gelişmelerle birlikte geçitlerin izlendiği kesikli çizgiler ve boşluklar içeren kapak yapısına yehlikeli durumlarda askerler kapının içinden ateş edebilsin ve saldırabilsin diye kaplı bir pasaj eklendi.
Böylece, düşman içeri kolay giremez oldu. Kapıların yakınındaki yankapılar savunma pozisyonundakiler için saldırı imkanı verdi. Haçlı kalelerinin çok etkili parçaları olan bu karmaşık kapılar, aslında eskiçağın askeri unsurlarıydı. Bunlar Avrupa’da kullanılmaz ve bazen Bizans kalelerinde görülürken, haçlılar onları kalelerine alışkanlık yaptılar. Latinler Romalılardan devraldıkları demir parmaklıklı büyük kapılar da kullandılar…
(Resim 3) : Bodrum Kalesi; C. Thomas Newton- Richard P. Pullan
Katolik Latinler’in kale inşası konusunda doğuda edindikleri en önemli tecrübe, savunma mimarisinde kare kuleden yuvarlak kuleye geçişti. Perde duvarlarına uzun aralıklarla yerleştirilen küçük kare kulelere ilaveten yuvarlak kuleler, hem düşmanın yaklaşmasını engelliyor hem de her yönden savaşma imkanı veriyordu.”( Kaynak: THE CRUSADER CASTLES OF CYPRUS AND THEIR PLACE WITHIN THE CRUSADING HISTORY –Mimarlık Tarihi mezuniyet tezi, 2004-ODTÜ, Gülnur Uçar )
(Resim 5) :Teutonik Mimar Şövalye Schlegelholtz ve ekibi; temsili illustration
Mimar Şövalye Schlegelholtz, yukarda aktarılanları St. Peter(Bodrum) Kalesi’nde mükemmel uygulamıştı. (Resim 6) : Bodrum Kalesi burçlerı; temsili çizim
“Feodal lordlara hizmet eden Avrupa kalelerinden farklı olarak Levant kaleleri, idari ve askeri merkez olarak kullanılmıştır. Haçlılar Birliği’nin kaleleri, Avrupa’da olduğu gibi canlı aile konutları değil, içinde garnizonların barındığı kalelerdi. Askerlerin yaşaması için barakalar gibi basit hücreler vardı. Ayrıca, toplantılar ve ziyafetler için bir salon ve üst düzey yetkililer için odalar vardı. Büyük kalelerde, çoğunlukla tek bir avlusu olan basit şapeller inşa edilirdi. (Benevisti 1972, 290).” (a.g.e)
(Resim 7-8) :Bodrum Kalesi hendek girişi ve askı köprü; temsili çizim
St. Peter(Bodrum) Kalesi’nin ilk görevi, Rodos’un doğusundaki Castellorizzo(Meis) garnizonu gibi gözetleme yapmak; Kos’taki kalelerle birlikte Rodos’a yönelik düşmanca yaklaşımları önceden haber vermekti.
(Resim 9) :Bodrum Kalesi; C. Thomas Newton- Richard P. Pullan
1412 yılına girildiğinde, Rodos Şövalyeleri Grand Master(baş komutan) vekilliği St.Peter (Bodrum) Kalesi’nin mimar ve müteahhiti olan H. Schlegelholtz’a verilmişti. Ancak, bu Teutonic Şövalye, ne yazık ki aynı sene vefat etmişti.
Bodrum Kalesi’nin dahi mimarı H. Schlegelholtz, Küçük Asya’ya 1380 gibi gelmiş ve 1381 Kasım’ında yaşadığı bir olay nedeniyle Şövalyeler arasında ünlenmişti: “Rodos’taki küçük sıkıntılar bazen dramatik sonuçlar doğuruyordu. 2 Kasım 1381’de, Cos’da zimmetine para geçirmek dahil pek çok suçtan dolayı geçmişte hüküm giymiş, ama artık rehabilite olmuş Fransız (Gascon) bir Şövalye, Rodos Conventual Kilisesi kalabalıkken kendisinden beklenmedik şekilde Grand Master’a bıçakla saldırmış; ancak orda bulunan Şövalye Palamedo Giovanni ve Hesso Schlegelholtz tarafından engellenip başından ayağına kadar kesilip öldürülmüştü” (Kaynak: Bkz-Kenneth M. Setton- A history of the Crusades ) https://archive.org/details/AHistoryOfTheCrusades14th15thC
H. Schlegelholtz 1386’da zorunlu görev kuralı gereği Kos’a (Lango) tayin edilen ilk komutan olmuştu. Halikarnas-Zephyria’da ilk harcı karan, ilk duvarı ören bu Şövalye, aynı zamanda Kalymnos, Leros’tan da sorumluydu ve bölgeyi avucunun içi gibi biliyordu. Yokluk, kıtlığa rağmen yedindeki üç adayı da bayırdır hale getirmişti. Grek Tarihçi Zacharias N. Tsirpanlis, onun, Kos’ta tarım ve hayvancılığı çok geliştirdiğini hatta Rodos’taki Grand Masterlığa her sene 10.000 duchy vergi, kira vb. ödediğini, muhtemelen gayet iyi yürüyen düzen bozulmasın diye Schlegelholtz’un ölümünden sonra yeni bir vali tayin edilmediğini yazmaktadır.(Bkz- Zacharıas N. Tsırpanlıs/ Forms of judıcıal autonomy ın dodecanese on lıteracy) ορφές διοικητικής αυτονομίας στα Δωδεκάνησα.pdf) Görüldüğü gibi H. Schlegelholtz, Halikarnas-Zephyria’da kale inşa etmek, garnizona anakaradan gizli yollarla erzak temin etmek, askeri ve idari görevler icra etmek vb. den başka kale yakınlarında ziraat ve hayvancılık gibi işleri de gayet güzel organize etmişti. Mimar Teutonik Şövalye H. Schlegelholtz’un, P. De Naillac’ın İtalya’dan döndüğünün ertesi sene 1421’de Grand Master vekilliğini yapamadan ölmesiyle birlikte St. John Şövalyeleri dünyasındaki askeri ve ruhani disiplin, emir komuta zinciri iyice bozulmaya yüztutmuştu.
(Resim 10) :St. Peter Bodrum Şövalyelerinin tarım faaliyetleri; temsili minyatür)
1440’larda kule ve bina türünden yapıların hepsi bitmişti. Batı Hristiyanlar Birliği olarak da adlandırılan Rodos St. John Şövalyelerinin öncelikli ihtiyacı olan Şapel, 1410’dan önce tamamlanan ilk dört yapı arasındaydı. 1994’te Amerikalı arkeologların(INA) Bodrum Kalesi’nde yaptığı kazı sonuçlarına göre Şapel, Bizans döneminden kalma harabe bir kilisenin üzerine bilerek inşa edilmişti. Bu eski kilisenin altından mezarlar, mezarların içinden ise zırh ve kılıçlarıyla gömülmüş savaşçılar; yaşlı, genç, çocuk ve kadın kemikleri çıkmıştı. Hem doğu hem de batı Hıristiyanlığında kiliselerin içine ölü gömmek normal ve eski bir adetti. (Kaynak-Bkz: Beneath the Knights’ Chapel: INA’s Excavation in the Castle of st. Peter by Stefan Hans Claesson and Frederick M. Hocker, Sarah W. & George O. Yamini Faculty Fellow/THE INA QUARTERLY-Volume 21-1994/ Texas A&M University )
Kemiklerin Teksas’ta yapılan karbon test sonuçları Bodrum Kalesi yetkililerine gönderilmiş mi bilmiyoruz ama eğer bu test sonuçları bazı kadın ve çocuk kemiklerinin 15.yy’a ait olduğunu ortaya koyarsa; bu, St John Şövalyeleri kalelerinde aile hayatı da vardı anlamına gelir ki bunu şöyle de yorumlamak yanlış olmaz: 15.yy’dan itibaren St. John Şövalyeleri için salt askeri ve dini saiklerin önemi azalmış, yerini sosyal hayat, ticaret, mal-mülk tutkusu, soylu sınıf katına sıçrama vb. gibi saikler almıştı.
(Resim 11): Bodrum Kalesi ilk Şapeli; temsili çizim
St.John Şövalyeleri ve Apostilik(Havari) Ruh
11.yy’da Aziz Yahya-Yuhanna(St. John) adıyla Küdüs’te ilk hospitaller manastırı kurulduğunda, şövalye olmanın ilk şartı ‘mal-mülk sahibi/düşkünü olmama’ andı içmekti. Bekaret, oruç vb. sonra gelen kurallardı. Yahudi asıllı Vaftizci Aziz Yahya, Hz. İsa’nın en gözde havarisiydi.
“Yahya’nın deve tüyünden giysisi, belinde deri kuşağı vardı. Yediği, çekirge ve yaban balıydı.”
15.yy’a gelindiğinde artık o eski Aziz Yohanna(St. John) Şövalyeleri tarih olmuştu. Orijinden uzaklaşma, bozulma, değişim yaşanmıştı. Öte yandan, 17’nci yüzyılda Osmanlı Ordusu da benzeri bir değişim geçiriyordu. Yeniçeri dünyasında başlayan bozulma süreci Haçlılar Birliği Ordusu’ndan daha erken başlamıştı. 19.yy’a girildiğinde Osmanlı Ordusu’nda devşirme(pençik) usulüyle alınmış tek bir yeniçeri dahi kalmamıştı. Yeniçerilerin esame cüzdanları günümüz borsasının değerli kağıtları gibiydi; asker olmayanlar bile ona sahipti.Geleceğin yeniçerisine dönüşecek acemi oğlanların hemen hepsinin babası ya ümera ya ulema sınıfı mensubuydu. Koskoca Osmanlı İmparatorluğu hiçbir cephede savaş kazanamıyordu. Yeniçeri, askerlikten başka her işle(esnaflık, taşımacılık, kahvehanecilik vb.) meşguldü.
15.yy’ın Haçlılar Birliği Ordusu(St. John Şövalyeleri), tıpkı 19.ncu yüzyılın Yeniçerileri gibi haydutlaşmaya, tüccarlaşmaya ve gemi taşımacılığına vb. başlamıştı…
Mehmet Çilsal / Hukukçu-Tarih Araştırmacısı
Devam edecek…