Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki ikinci duruşmaya, sanıklar Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Gültekin’in yakınları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Muğla Barosu temsilcileri, kadın hakları derneklerinin üyeleri ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Tanık olarak dinlenen Ceren Tunç, Pınar Gültekin ile Cemil Metin Avcı’nın 2,5 yıllık ilişkilerinin olduğunu bildiğini söyledi.
Pınar’ın kendisine “Ev kiramı Cemal ödüyor” dediğini ileri süren Tunç, “Pınar, bana ‘Cemal, karısından çok korkuyor’ derdi. Açık açık tehdit ettim gibi cümleler kurmuyordu. Pınar’ın anlattığı kadarıyla Cemal ev kirasını ödüyor ve harçlık gönderiyormuş. Son zamanlarda Cemal’e, ‘Karına söylerim’ diyerek, aldığı paranın meblağının arttırıldığını söylüyordu. Pınar’ın Cemal’den para aldığını kardeşi de biliyordu” ifadelerini kullandı.
Tanığın ifadesinin ardından Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Sibel Gültekin ile Ceren Tunç’un yüzleştirilmesini talep etti.
Sibel Gültekin, Cemal Metin Avcı’nın sürekli ablasını rahatsız ettiğini söyledi.
Cemal Metin Avcı’nın evli olduğunu bilmeden önce ablasına kira yardımında bulunduğunu savunan Gültekin, “Olaydan kısa süre önce evli olduğunu öğrendi. Ablam, Cemal’e ‘Beni rahatsız edersen eşine söylerim.’ dedi. Ablam yüklü meblağlarda para almadı. Kendisi sürekli çalışan bir kızdı.” diye konuştu.
Avukat Epözdemir, mahkemede sanığın değil, müvekkilinin yargılanmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Bugünkü ifadelerin tamamının yönlendirmeli olduğunu savunan Epözdemir, mahkeme heyetinin reddi talebinde bulundu.
Baba Sıddık Gültekin de mahkemede adil yargılama olmadığını öne sürdü ve “Kızım suçluymuş gibi davranılıyor.” diyerek duruşma salonunu terk etti.
Mahkemede savunması istenen Mertcan Avcı, yaşanan olayla hiçbir alakası bulunmadığını iddia ederek “Yalvarıyorum eğitim hayatımı lütfen elimden almayın
Amaçsız bir insan olmak istemiyorum. Keşke elimde olsa da size kanıtlayabilsem. Tahliyemi istiyorum.” dedi.
Sanık Cemal Metin Avcı ise yaşananların hepsinden pişman olduğunu söyledi. Mahkemedeki ifadelerin gerçek olduğunu ve yalan söylemediğini belirten Avcı, “Söylediğim her şey doğru. Yaptığım olayda kimseyle alakam yok. Keşke bunlar yaşanmasaydı.” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına ve reddi hakim talebinin Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vererek duruşmayı 15 Şubat’a erteledi.
Pınar Gültekin’in aile avukatı Rezan Epözdemir, duruşma sonrası adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemede sadece bir tanık dinlenebildiğini, okunan belgelere karşı beyanda bulunamadıklarını söyledi.
Ailenin talebi üzerine reddi hakim talebinde bulunduklarını aktaran Epözdemir, şunları söyledi:
“Müvekkilim duruşma salonunu terk etti. Müvekkiller mahkemenin tarafsızlığına halel geldiğini düşünüyor. Onların böyle bir hassasiyeti var. Sanki yargılanan Cemal Metin Avcı ve Mertcan Avcı değil de Pınar Gültekin gibi bir intiba oluşturulmaya çalışılıyor. Kamuoyu nezdinde bu cinayet meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Sanki burada yargılanan Pınar Gültekin ve Pınar Gültekin’in özel hayatıymış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.”
Sanığın akıl sağlığının yerinde olduğunu vurgulayan Epözdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cinayet mahallindeki koşulların sağlanamadığını anlattık. Bilirkişi raporunun akademik ve bilimsel anlamda fizik ve kimya mühendisleri tarafından tanzim edilmesi gerektiğini aktardık. Raporun hükme esas alınamayacağını ifade ettik. İstanbul Adli Tıp Kurulundan iki defa rapor geldi, buna rağmen yeni rapor alınıyor. Ortada haksız tahrik savunması bıçaklama iken buradan ABD’ye müzekkere yazılıyor. Türk tarihinde bunun örneği var mı bilmiyorum. Maktulenin geriye dönük 8 aylık telefonunda kayıtlı videolar, mesaj içerikleri isteniyor, onunla da yetinilmiyor varsa telefonun şifresini yollayın deniliyor. Yani sanki yargılanan burada sanıklar değil de Pınar Gültekinmiş gibi bir algı uyandırıyor. Siz niçin kamuoyu nezdinden maktulenin saygınlığını, güvenini tartışılır hale getiriyorsunuz, ailenin itibarını, şeref ve haysiyetini rencide etmeye çalışıyorsunuz? Bu müzekkerenin yargılamaya hiçbir katkısı olmayacak. Bir yıl içinde gelip gelmeyeceği belli değil.”
Gelinen noktada adil yargılama çıkmayacağına inandıkları için müvekkiller nezdinde reddi hakim talebini sunduklarını dile getiren Epözdemir, “Umut ediyoruz, bu talebemiz kabul görür. Önce mahkeme kendisi bir rapor yazacak sonra bir üst mahkemeye gidecek. 15 Şubat’a kadar bu prosedürler işletilecek ve onu bekleyeceğiz.” diye konuştu.
Epözdemir, bugün dinlenen tanığın ifadesi alınırken yönlendirildiğini iddia etti.
Baba Sıddık Gültekin ise ilk kez kendisini sanık sandalyesinde bulduğunu belirtti.
Yüreği yanan bir baba olduğunu söyleyen Gültekin, “Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Sanki sanık biziz de mağdur olan onlar. Bu mahkemeden sağlıklı bir karar çıkacağına inanmıyorum. Reddi hakim istiyorum. Benim yerimde kim olsa mahkemeyi terk eder. Mahkemede şahitlere resmen yön veriliyor. Ben ilk kez gördüm.” diye konuştu.
İçeride neler yaşandı? sorusuna ise Sıddık Gültekin, “Neler yaşanmadı ki. Şahit ifade veriyor. Mahkeme başkanı şahide yön veriyor.” dedi.
Akyaka Mahallesi’nde tek başına yaşayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin’in (27) kaybolduktan 5 gün sonra 21 Temmuz 2020’de cesedinin bulunmasıyla ilgili genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı tutuklanmıştı.
Sanıklardan Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle dava açılmıştı.
MUĞLA (AA)