Arena Bodrum Haber – Bodrum Haber Sitesinden Mustafa Gündoğ’un, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a hitaben yazdığı “Sayın Başkan; Türkiye Cumhuriyeti hukuk Devletidir.” başlıklı köşe yazısında “Ben yaptım oldu, istediğimi yaparım, ben başkanım.” düşüncesinden vazgeçin cümleleriyle de gönderme yaptığı Kortan Restoranın yıkım işlemine işletme sahiplerinden de tepki geldi.
Dün, belediye yetkilileri Kortan Restoranın olduğu parsel ile önündeki parselde kaçak yapı yıkım işleri yapılmak üzere, belediyeden saat 17:30 da ekip gönderilip, saat 18:30 da yıkımı durdurdu.
Tamda bu duruma dün ve bugün oluşan eleştiriler, işletme sahiplerinin mülkiyeti Hazineye ait arazi üzerinde bulunan ve imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi olan eklentilerin yıkımı üzerinden oluştu.
Kortan Restoran’ın işletmecileri, hazineye ait parsele yapılan eklentilerle ilgili yapı kayıt belgeleri aldıklarını ve kullanım hakları olduğunu, Bodrum Belediyesi’nin yıkım kararı olmadan bu eklentileri yıkmasının ise hukuka aykırı olduğunu iddia etti. İşletme sahipleri yıkım ile ilgili adli süreç başlatacaklarını söyledi.
Kortan Restoran’ın üçüncü nesil işletmecilerinden Ali Can Günaydın, yerel bir basın kuruluşuna yaptığı açıklamada tahliyenin ardından Bodrum Belediyesi ile davalık olduklarını belirterek şunları dile getirdi:
“Biz 1973 senesinden beri burada hizmet veriyoruz. Bodrum’da turizmin tam olarak bilinmediği yıllardan beri bu işi yapmaya çalışıyoruz. Kendimizce güzel bir iş yapmaya çalışıyoruz. Ama belediyemizin bizim bu sene buradan tahliye olmamızla alakalı ciddi ısrarları oldu. Bu noktada bize dava açtılar. Bizim burada işgalci olduğumuzu söylediler. Biz de burada işgalci olmadığımızı, burada hala kiracı olduğumuzu kendilerine belirttik. Bir davada bulunduk ama bu davamız henüz sonuçlanmadı. Biz “Kortan Restoran” olarak burada koruyucu bir tedbir alamadık ama bu işin sonunda başarılı olabiliriz ve burada kiracı olduğumuzu ispatlayabiliriz. Biz bunu belediye başkanımıza da söyledik ama uyarılarımıza rağmen bizi buradan tahliye etti. Dün de bizim yapı kayıt belgesi aldığımız yerlerle alakalı belediyenin bir yıkım gerçekleştirdiği haberini aldık. Bunu mesai saatinin bitimine doğru, 17.00 gibi başlattılar ki; biz hakkımızı savunmakta zorlanabilelim. Bu pandemi döneminde yangından mal kaçırır gibi bunların yapılması üzücü bir durum. Dün burada yapı kaydımız olan yapıyı yıktılar. Burada bir tentemiz vardı, o şu anda yok. Bugün yine buraya işlem yapmaya geldiklerinde biz polis davet ettik. Polis geldikten sonra ‘Biz burayı temizlemeye geldik’ dediler. işleme başlayacak insanlar bir anda durdular. Biz bu konuda halkımızı doğru bilgilendirmek istiyoruz.”
“Bizim kiracılık olan bölgede herhangi yapı kayıt başvurumuz olmadı. Daha sonra kendileri bizlerle sözleşme yenilemediler. Bizi tahliye etmek istediler. Biz de yürütmeyi durdurma talebinde bulunduk. İlk başta yürütmeyi durdurmayı aldırdık, daha sonra bu kaldırıldı. Biz de 17 Mart itibariyle anahtarlarımızı paşa paşa teslim ettik. Lakin kiracılık ilişkimiz olmayan parseller burada mevcut. 5 parsel diye geçen bir bölge var; mutfak ve tuvaletlerimizin olduğu bölge. Bu parselde yapı kaydımız söz konusu. Belediyenin mülkiyeti 6 parsel diye geçiyor. Kiracılık ilişkimiz olmayan hazine parselinde yapı kaydımız vardı. Dün gördük, yıkıma başlamışlar. Soruyorum; herhangi bir mahkeme kararınız var mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizim yapı kaydımızı iptal etmiştir, amenna. Yıkarsınız da yaparsınız da. Kaldı ki illegal bir başvurumuz da yok. Tamam yıkmaya geldiniz, bana bir yıkım kararı gösterin. Zaten belediyenin kendi tasarrufunda bir parsel değil. Şunu anlarım; belediye parseli ile ilgili bir karar çıkmıştır, bizim zaten buna diyebileceğimiz bir şey olmaz. Lakin, sizin tasarrufunuzda dahi olmayan bir parselde düzenlenen yapı kayıt belgesinin iptali söz konusu olmadan ne cüretle gelip yıkarsınız. Neye dayanarak, hangi kanuna dayanarak?”