Kimseden milliyetçilik dersi istemediğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Milliyetçi olan kendi ülkesi için çalışır. Milliyetçi olan kendi ülkesinde hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye inşa eder. Milliyetçi olan Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmaz. Milliyetçi olan bayrağına saygılı olur. Bizim iki kırmızı çizgimiz var, vatanımız ve bayrağımız. Bunu söylediğiniz andan itibaren her şey bitmiştir.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çalışarak ve üreterek ne kadar güçlü bir ülke olduğunu dünyaya göstereceklerini kaydetti. 5 yıl içerisinde Akdeniz havzasının en güçlü devletinin Türkiye olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“5 yıl içinde İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak. 5 yıl içinde Mersin havzası Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar olan havza Akdeniz’in en büyük üretim merkezi haline dönüşecek. Göreceksiniz 5 yıl içerisinde Kayseri’yi, Çankırı’yı, Yozgat’ı demir ağlarla İskenderun Limanı’ndan Mersin Limanı’na bağlayacağız. Dolayısıyla oradaki fabrikalar, demir yoluyla malı taşıdıkları zaman ihracat için lojistik masrafların tümünü devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece boşalan Anadolu’nun içinde fabrikalar olacak, insanlar çalışacak, insanlar üretecek. En önemlisi katma değeri yüksek ürünleri üreteceğiz.”
Ünlü olma gibi bir düşüncesinin olmadığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasette kalıcı olmak gibi bir düşüncem yok. Bu ülkeyi ayağa kaldıracağız, bu ülke büyüyecek. Bu ülke huzur içinde olacak. Ülkeye kardeşlik, barış, huzur, her şey gelecek. Devletin bozulan kolonlarını yeniden inşa edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, polislerin, öğretmenlerin, işçilerin yaşadıkları sorunları iyi bildiklerini ve çözüme kavuşturacaklarını kaydetti.
Kendisinin Cumhurbaşkanı olmasını istemeyen grupların bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlardan birincisi beşli çete. Beşli çetenin yapmadığı rezalet kalmadı. Her türlü rezaleti yaptılar ‘Kılıçdaroğlu gelmesin’ diye. Geleceğim, geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını burnunuzdan fitil fitil getireceğim. Kimsenin endişesi olmasın. İkincisi uyuşturucu baronları. Dünyanın parasını kazanıyorlar. Onlara vatandaşlık veriyorlar. 400 bin dolar verdin mi vatandaşlık alıyorsun. Sonra milyar dolarlar kazanıyorsun ve Türkiye’de bu kara para aklanıyor. Onlar buraya geliyorlar, kendi aralarında hesaplaşıyorlar. Uyuşturucu çeteleri ne iş yaptığını en iyi bizim polislerimiz bilir. Nereye gelirler? Nerede yuvalanırlar, satarlar. Hangi gemi gelirler? Bunların hepsi biliniyor. Ama siyasi otorite polisin elini kolunu bağladığı için bunlarla yeteri kadar mücadele edemiyor. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğumda ‘Uyuşturucu çetelerinin kökünü kazıyacaksınız, kim size müdahale ederse bana söyleyeceksiniz.’ diyeceğim.”
MUĞLA (AA)