Arena Bodrum Haber – Uzunca bir süredir tehlike altında olan Milas’ın Akbelen Ormanlarını korumak için İkizköylü kadınlar biraraya geldi.
Akbelen ormanlarında kömür ocağı yapmak için ağaçların kesilmeye başlaması çevreciler için bardağı taşıran damla oldu. Bölgedeki ilk tepkide İkizköylü kadınlardan geldi.
Akbelen’deki 600 dönümlük alanı kömür ocağına çevirmek için jandarmanın gözetiminde başlayan ağaç kesimine İkizköy’de yaşayan Necla Işık isyan ederek bir video çekip, yardım istedi.
Işık, çektiği videoda “Nefes alamıyorum şu anda. Bugün, yarın derken en son sabahın körü gelip girdiler. Herkes işteyken, herkes hayvanların yanındayken kimse müdahale edemeden gelip indirmeye başladılar ağaçları. Karşımızda bir insan yok. O kadar konuşuyoruz, durun kesmeyin diye. Karşımızda bir insan yok, taş parçası var karşımızda, duygusuz insanlar var karşımızda. Lütfen desteğe gelin, yardıma ihtiyacımız var. Burası giderse biz biteriz. Herkesler biter. Sadece İkizköy‘ün sorunu değil bu artık. Herkes elini vicdanına koysun artık.” ifadeleriyle çağrı yaptı.
Bu çağrıya başta bölgede yaşayanlar derhal karşılık verdi. Önce sosyal medya üzerinden başlayan desteğin İkizköy’e desteğe gelenlerin sayısı arttı. Kadınların çağrısına destek verenlerden biri de Avukat Sevin Çağlayan.
Çağlayan, “Bu cennet diyarı, cehenneme çevirmek isteyenlere karşı sonuna kadar savunacağız.” şeklinde konuştu.
“Ben Muğla’da doğdum. Kendimi bildim bileli, Allah’ın bir lütfu olan bu diyarda yaşadığım için şükrettim. Sevgili hemşehrim Necla Işık nefes alamıyorum demişti. Ona nefes olmaya koştum. Bu bölgede hukuksal mücadele uzun süredir devam ediyor. Bölgedeki 740 dönümlük ormanlık alanın Limak Holding’e ait Yeniköy Kemerköy termik santraline satılmasının ardından ağaçların kömür ocağı açmak amacıyla kesilmesini önlemek için, “Orman Kesim İzninin İptali Davası” açıldı.
Ramazan Bayramı öncesinde planlanan ağaç kesim durdurulsa da, yine mübarek günlerde Kurban Bayramı öncesinde bu kez Jandarma ile ağaç kesimine başlandı.
İktidar ve gözü dönmüş yandaşları gözlerini Türkiye’nin en değerli kamusal varlıklarına dikmiş durumdalar. Muğla’yı paramparça etmeye sanki yemin etmişler. Özelleştirmeler, madenlere açılan orman alanları, bir gecede kanun hükmünde kararnamelerle imara açılan kıyılar , çıkartılan orman yangınlarından sonra dikilen oteller…
Bütün bölgeyi kendi malı gibi gören, istediği her şeyi zorla alacağını düşünen zihniyete ve bütün gücümüzle karşı koyacağız. Bu cennet diyar ne saray ve çevresine kümelenen bir grup insanın ne de bizim. Buralar bizim geleceğimiz olan çocuklarımızın. Büyük bir iştahla yok etmeye çalışanlar kolluk kuvvetlerini de arkalarına alarak, milletin olana göz dikse de, millet de kolkola bu zulme direnecek. Burada partiler üstü bir duruş var. AK Partili kardeşlerimiz de olan biteni hazmedemiyor. Allah’ın izni ile bu talanı de durduracağız”