Arena Bodrum Haber – Bodrum Kent Konseyi (BKK) ofisinde yapılan yazılı açıklamaya BKK Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) bileşenleri katıldı.
Bodrum Kent Konseyi‘nin yazılı açıklamasını Yürütme Kurulu Üyesi Feyha Karslı okudu. Açıklamada “BKK’nın sözünün ve yerinin olmadığı yerde Bodrum ‘un; doğası, tarihi, kültürü, kent yaşamı ve yaşam alanları konusunda sorun vardır veya oluşacaktır” düşüncesine dikkat çekilerek şunlar ifade edildi;
10-12 Haziran 2021 tarihleri arasında Bodrum Belediye Başkanlığının ev sahipliğinde turizm sektörü liderlerinin bir araya geldiği “Global Tourism Forum – Bodrum Summit” toplantısı için Bodrum Kent Konseyi olarak öncelikle davet almadık. 11.06.2021 tarihinde Global Turizm Fuarında sözümüz olduğunu fakat davet almadığımız eleştirilerimizi Bodrum Belediye Başkanlığına ilettik. Bunun üzerine foruma katılımımız için aynı gün davetiye iletildi.
Ancak, Bodrum Kent Konseyi olarak ‘sözümüzü’ iletmek için katılmak isteğimizde ısrarcı olduk. Forum boyunca talebimizi tekrar tekrar ileterek bekledik. Ancak yanıt alamadık.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yerel yönetim tarafından düzenlendiği belirtilen bu organizasyonda, dünya ve Türkiye’de çok önemli bir Turizm kenti olan Bodrum’da, turizm adı altında doğayı, tarihi, kültürü, kent yaşamını, yaşam alanlarımızı yok eden, baskılayan plan proje uygulamalar ve politikalarla karşı karşıya olduğumuz bu süreçte Bodrum ve Turizm adına sözümüzün bu forumda da taraflara ulaşmasını istediğimiz için konuşmayı istemiştik.
Ancak, Rio konferansı ve YG 21 de altı çizilen ve sonrasında yapılan tüm toplantılarda da uygulaması geliştirilen “toplumsal uzlaşma olmadan sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılamaz” ve “küresel ortaklık” prensiplerine rağmen merkezi ve yerel yönetim organizasyonundaki bu forumda söz hakkımız kullandırılmadı.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’ydü..
Stockholm deklarasyonu 1. Maddesinde “İnsanın; hürriyet, eşitlik ve yeterli yaşam koşulları sağlayan onurlu ve refah içinde bir çevrede yaşamak temel hakkıdır. İnsanın bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumak ve geliştirmek için ciddi bir sorumluluğu vardır” olarak belirtilmiştir.
Biz insanlar dünyadaki canlı nüfusunun yaklaşık binde biriyiz. Ama dünyadaki tüm canlı ve cansız yaşamının kaderini belirliyoruz. Yapılan araştırmalara göre bugüne kadar dünyadaki hayvanların %83, bitkilerin ise % 50 sinin yok olmasına neden olmuşuz. Ekonomik büyümeyi merkezine alan , doğayı, ekosistemi umarsızca tüketerek kullanan politikalar ile İklim krizini yarattık ve her geçen gün ağırlaşan sonuçlarını yaşıyoruz. Mevsimler olumsuz yönde değişiyor, tarım alanları, ormanlar yok oluyor, kuraklık yanında temiz su kaynakları kirleniyor, ekosistem tahrip oluyor, canlı türleri yok oluyor, çevre geri dönülmez şekilde kirleniyor ,yok oluyor. Bunlar sonucu göç, yoksulluk, kıtlıkla ve savaşlarla ve tabi ki eşitsizlikle karşı karşıyız.
Yakın zamanda Avustralya’dan bilim insanlarının yayımladığı bir çalışma, dünya genelinde turizm sektörünün küresel seragazı emisyonlarının %8’inden sorumlu olduğunu ispatladı.
Öte yandan iklim değişikliği de turizmi olumsuz etkiliyor. Fırtına, kasırga ve aşırı hava olaylarının artması, bunlardan etkilenen bölgelerde turizmin zarar görmesine neden oluyor.
İklim krizi ve çoklu yaşamsal sonuçları , pandemi ile içinden geçtiğimiz bu kriz zamanında Turizm sektörünün yatırımı , ekonomik büyümeyi ve ekonomik sürdürülebilirliği konuşurken Stockholm deklarasyonunda belirtildiği gibi sektör sorumluluğunun farkındalığıyla, sürdürülebilir yaşamı merkezine almış , ürettiği sera gazı emisyonunu azaltmayı hedefine koymuş eylem ve politikalarıyla yeni bir Turizmi tartışması, tanımlaması, planlaması gerekiyor. Çünkü yaşadığımız iklim değişikliği, seller, fırtınalar, susuzluk, kıtlık, pandemi süreci de göstermiştir ki doğaya yapılan her kötülük bizlere geri dönmektedir. Tabi ki her alanda olduğu gibi yatırımın, planlamanın her alanında YG21 kapsamında yerelin katılımı, ortaklığı, sözü ile bu süreçlerin ilerlemesi gerekiyor.
Bodrum da elbette bu süreçlerden değişen iklim koşulları ile , ekonomik büyümeyi merkezine koymuş yatırımlar sonucu doğanın geri dönülemez tahribatı ile, yok olan tarih, kültürel, kentsel değerler ile payına düşeni almaktadır. Yanlış yatırımlar over turizm tehdidini de yaratmıştır.
Bu sebeple; Bodrum Kent Konseyi olarak sadece ekonomik kalkınma, büyüme hırsı ve ekonomik sürdürülebilirliği esas alan talan ve sömürü politikalarıyla, doğayı tüketecek , yaşam alanlarımızı yok edecek Turizm yatırımlarının karşısındayız.
İkinci yılına girdiğimiz pandemi sürecinden istihdam, gelir olarak olumsuz etkilenen turizm sektörünün bu forumda sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir yaşam merkezli tüm etkileşimlerin konuşulmasını, tartışılmasını bekliyorduk.
Ama iki gün olarak ilan edilen oturumlara rağmen tek gün süren forumda bunlar konuşulmadı. Konuşmak isteyen yerele de söz verilmedi.
12 haziran cumartesi günü ise forum kapsamında ilan edilen dışında yürütülen programda izlediklerimiz canımızı sıktı, vicdanımızı yaraladı ve bizleri kızdırdı.
Forum katılımcıları hep birlikte Aspat koyunda bulunan Ant Yapı tarafından yapımı sürdürülen Anthaven projesi içinde yer alan Radisson Collection Hotel’in açılışını yaptılar.
Bu projenin doğal ve arkeolojik sit alanlarında , kıyıda, azmak, flora ve faunada yaratacağı tahribat ve olumsuzluklar sebebiyle ileri sürülen itirazlara rağmen Muğla Valiliği 21.06.2018 tarihinde ÇED gerekli değildir kararı verdi. Bu ÇED gerekli değildir kararının iptali için TMMOB (Muğla/Bodrum Şubesi ) tarafından dava açıldı. Dava sonucunda ÇED gerekli değildir kararı iptal edildi. TMMOB Bodrum arkadaşlarımız bugün burada olamadılar ama dava süreciyle ilgili detaylı bilgilendirmeyi en kısa sürede yapacaklarını ilettiler.
Olarak belirtilmiştir.
Cumartesi günü bu projenin açılış programında Bodrum Belediyesi’nin bir çalışanı sunuculuk yaptı. Hukuksal açıdan devam eden sürece rağmen, çevresel etkisinin büyüklüğü bilirkişi raporlarıyla tespit edilen bu projenin açılışı ise “doğa dostu, çevre dostu” diye tanıtılarak AKP Muğla milletvekili, Bodrum Kaymakamı, Bodrum Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısı, bazı CHPli Belediye Meclis Üyeleri ve forum katılımcıları ile yapıldı.
Bodrum’da Merkezi ve Yerel yönetim eliyle; “Doğanın, tarihin, kültürün umarsızca yok edilişinin taçlandırıldığı” bir gün olarak 12 Haziran’ı unutmayacağız, unutturmayacağız.
Ve merak ediyoruz acaba foruma Yurt dışından katılan katılımcılar doğa dostu, çevre dostu diye tanıtılan bu tesisin açılışını yaparlarken gerçekleri biliyorlar mıydı?
GTF ( World Tourism Forum) bildiğiniz gibi İngiltere merkezli olarak Bulut Bağcı tarafından kuruluyor ve ilk organizasyon 2015 yılında İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Bulut Bağcı organizasyonu şöyle tanıtıyor “ hem Türkiye’ye yatırım , hem iş insanlarına yatırım için yeni pazarlar. “ Şimdi Bodrum Belediye Başkanı Sayın Ahmet Aras’a soruyoruz ve kamuoyuna açıklama bekliyoruz;
Bodrum’un ne Davos’a, Ne Maldivler’e ne de başka şehirlere benzetilmesine hiç ihtiyacı yoktur. 3000 yıldan beri süren kesintisiz yaşamı ile, sürdürülebilir bir yaşamı merkezine almış, yaşama saygılı, doğanın, tarihin, kültürün teminatı olmuş bir Turizm kenti olması için Bodrum’u ve yaşam hakkımızı korumak ve savunmak için mücadeleye devam edeceğiz.
Başka Bir Bodrum Yok!