Arena Bodrum Haber – Köroğlu’nun seçime bir ay kala CHP’nin aday adaylığı sürecinde kullandığı usullerle ilgili değerlendirmeleri dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri ve Bodrumlulara hitaben yapılan açıklamanın birçok ara başlığı var. Köroğlu açıklamasında; kurumsal ve ideolojik değerler üzerinden CHP yönetimini eleştirirken, insani bakış açıları üzerinden değerlendirmeler de bulundu.
Köroğlu, eleştirilere dayalı açıklamasının sonunda “kardeşim Tamer Mandalinci’nin seçilmesi için tüm varlığımla çalışacağım” mesajı verdi.
CHP Grup Sözcüsü Emre Köroğlu’nun açıklaması şu şekilde oluştu:
“Mart 2024 yerel seçimlerine ilişkin parti tüzüğümüzde siyasal yaşamda görev almanın onurlu bir toplum hizmeti olduğunun altını çizen siyasal yaşam anlayışımızın bütününde; parti ilkeleri, partide görev alma ve yükselmeye ilişkin kural ve yönetmeliklerin şaşırtıcı ve sarsıcı bir tutumla görmezden gelindiğine tanıklık etmiş olmaktan dolayı son derece üzgünüm.
“Erdemli olmak, Cumhuriyet Halk Partili olmanın önkoşuludur.”
Parti tüzüğümüzün siyasal yaşam anlayışının birinci maddesi bu cümleyle biter. Beşinci madde ise şöyle başlar: “Siyasal yaşamda erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esastır.”
Gençlik kollarından başlayarak ilçe başkan yardımcılığı ve halen meclis üyeliği yanında parti grup sözcüsü olduğum bugüne değin partimizin hemen hemen her kademesinde bu ilkelere bağlı olarak toplum hayatının ve parti görevlerinin gerektirdiği nitelikleri kazanma önceliği ve sorumluluğu ile hareket etmeye çalıştım.
Bu duygu ve hassasiyet içinde gördüğüm manzara; partimizi başarıya götürecek bir rehber olan parti ilkeleri ve tüzüğümüzün ilgili maddeleri giderek anlamını yitirmekte ya da anlamsızlaştırılmaktadır.
En başından itibaren değişime inanan, bu ihtiyacı öngörüp ifade etmiş bir partili olarak partimizi değişimin kaçınılmaz eşiğine getiren tutum ve tavırların azalmak yerine bir öncekinden daha kaygı duyduğumuz bir çizgiye geldiğini tecrübe etmenin endişe verici olduğunu söylemeliyim.
Yerel seçim takvimi öncesinde yayımlanan genelgeleri yok hükmünden kabul eden aday belirleme yöntemsizliğinin bugün parti yetkili organları tarafından bir yöntemmiş gibi sunulması, adaydan daha çok partinin kazanacağı bilinen yerlerde dayatma başkan ve meclis adaylarının listelere şartlı koşulması, seçim kazanmanın salt başarı kriteri olarak kabul gördüğü, seçim sonrası için bir kenti hak ettiği şekilde yönetmenin öncelik olarak alınmadığı, hazırlığı ya da hayali bile olmamış adaylarla ‘kervan yolda düzülür’ ilkelliğini; akıl, bilim ve sanatı esas alan Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına gelmesi gereken en son şey olmalıydı diye değerlendiriyorum.
Yüce Atatürk, üstün yönetici ve lider vasfını şöyle tanımlar: “Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.”
Bugün kalpler kırılmıştır. Bugün, hiç yokmuş gibi sayılan meclis üye ve belediye başkan aday adaylarının kırgınlıkları, tercih edilip edilmedikleri için ya da değersizleştirilmeleriyle ilgili değildir.
Kalpler kırılmıştır, çünkü kendileri yerine yok sayılan inançla sarıldıkları parti ilkeleri olmuştur. Artık ilgili yönetmelikler ve genelgelerin gereklerine uyarak aday olmak itibarlı bir yol sayılabilir mi? Partide görev alma ve yükselme esasları, nepotizm yani kayırmacılık, yerel – feodal ilişkiler ve parti içi rekabet genel geçer yazılı olmayan bir yöntem olarak taçlanmıştır.
Değerli partililer, saygıdeğer Bodrumlular,
Mustafa Kemal Atatürk ünlü Bursa nutkunda, içinde olduğumuz haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltme görevinin de yine bizlerin sorumluluğu olduğunu kesin bir dille hatırlatır.
Öncelikle yaşadığım yere, ülkeme ve hayata olan sadakat ve sorumlulukla sizlere hislerimi en doğru şekilde aktarmayı bir borç olarak görüyorum.
Ne yazık ki parti içinde karar yetkisini elinde bulunduranların hamasetle üzerini örtmeye çalıştıkları kural tanımazlık, Cumhuriyetin kazanımlarını tümden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz bir seçime doğru giderken büyük bir hayal kırıklığı yaratmış ve haklı eleştiriler her zamanki gibi şimdi sırası değil mahalle baskısıyla bir başka bahara ertelenmiştir.
Açıklamalarımı, endişe, kırgınlık ve şaşkınlık içinde tarihe düşülen bir not olarak değerlendirmenizi rica ediyorum. Bu düşüncelerle hak, hukuk ve adalet adına; tüm bu ilkesizlik, dayatma ve oldubittiye şerh koymakla birlikte ulusumuza hizmet yolunda Cumhuriyet Halk Partisi içinde mücadeleme devam edeceğim.
Şunu da ifade etmek isterim ki; beş yıl boyunca Bodrum Belediye Meclisinde birlikte mesai yaptığım başkan adayı olarak atanan kardeşim Tamer Mandalinci’nin emek ve liyakat temelinde bir yönetim anlayışıyla başarılı olması, Bodrum’u kuşatan küresel sermaye ve iş birlikçilerinin kazanmaması adına erdem sahibi partililerimizle birlikte tüm varlığımla çalışacağım.”