Yerel yönetimlere başkan ve meclis üyesi düzeyinde aday olan siyasilerin Bodrum özelinde spora bakış açılarını dikkatli bir şekilde izlemeye gayret ediyorum.
Gayret ediyorum diyorum çünkü, ortada dolaşan söylemlerde ne bir spor politikası, nede ayakları yere basan bir proje var.
Neden mi?
Bu kasabada yakın geçmişte ve bugünlerde yetki kullanan yöneticilerin tamamına yakını; hem dün hem de bugün sporun Bodrumspor‘dan ve Bodrumspor Başkanı Rıza Karakaya‘dan ibaret olduğunu sanıyor.
Bir başka deyişle; sporun Bodrum’da sadece Bodrumspor’dan, Bodrumspor’un da sadece futboldan ibaret olduğu düşündükleri için diyebiliriz.
Kimse kusuruma bakmasın yazacaklarım için..
Ayrıca Bodrum’un kaynaklarını yıllar itibarıyla adeta hortumlayan Bodrumspor‘un üzerinden yapılan söylemlerde proje değil, spor politikası hiç değil..
Zaten ortada da Bodrumspor bünyesinde Bodrum’a ait bir futbol takımı da yok maalesef!
Bu durumu yazarak çizerek anlattım, davulla zurnayla anlattım, çiçekle böcekle anlattım ama olmadı.
Bir kere daha anlatalım.. Bodrum spor kamuoyunun bilip duymak istemediği, duyup görmek istemediği, anlayıp anlamazdan geldiği durumu belki pekiştirebiliriz.
2009-2014 ve 2014-2019 yılları arasında on yıl Bodrum Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Kocadon‘un siyasi kariyerine hizmet etmek için kurgulanan ve finanse edilen Bodrumspor, 2019 yılında Kocadon’un siyasete havlu atması nedeniyle borçlarıyla ortada kaldı.
Çiftli sayılarla ifade edilen milyon düzeyinde borcu olan ve bu durumdan kurtulmak düşüncesiyle başlatılmış şirketleşme sürecini yaşayan Bodrumspor, 6 ayda kendini Bodrum Belediye Başkanı bulan Ahmet Aras’ın kucağında patladı.
Satır arasına bir not düşelim.. Şirketleşme sürecine ilk realist tepkiyi bana göre Bodrumspor’un gerçek sahibi olan Asi Tayfa gösterdi. Tribün lideri Doğan Yıldırım, Tamer Yaman ve bazı kulüp çalışanlarının ortaya koydukları tepki ve itiraz gerekçeleri daha dün gibi aklımda.. Çok haklıydılar..
Yazmaya devam..
O dönemde bende düşüncemi; Bodrum Belediyesi’nin Bodrumspor’dan olağanüstü bir kongreyle acilen kurtulması gerekiyor şeklinde, defalarca ifade etmiştim. Üzgünüm.. Başkan Aras bunu yapmadı, yapamadı..
Başkan Aras’ın yapamadığı kongreyi Başkan Karakaya yaptı. Önceden çok yönlü tartışılması gereken konunun genel kurulu hızlıca yapıldı ve Karakaya yetkiyi aldı..
Bodrumspor A.Ş.’ye dönüşen futbol şubesinin çoğunluk hisseleri Fikret Öztürk’e devredildi. Hemen sonrasında Öztürk Bodrumspor’u, acil tarafından Bodrum FK’ya evirdi.
Yapılan hatalar sonrasında Mehmet Kocadon ve Rıza Karakaya tarafından ödemesi gereken bedel, Bodrumspor’un lokomotifi olan futbol şubesinin satışıyla Bodrum halkına ödetildi.
Kocadon’un yarattığı ekonomik enkazın bedelleri ile Karakaya ve yönetim kurulundaki bazı arkadaşlarının kefaletleri gibi konuların TL’sel bedelleri hızlıca temizlendi. Veleddalin amin..
Ezcümle; efsane olduğu iddia edilen başkan Rıza Karakaya, 92 yıllık armada Bodrumspor’un futbol takımını efsane bir yönetim becerisiyle sermayeye teslim etti.
Başkan Karakaya’nın, 25 Temmuz 2023 tarihinde Ortakent Golf Kulüpte yapılan devir-teslim töreninde, Bodrumspor A.Ş.‘nin başkanlığını Fikret Öztürk‘e teslim ettiği güne, biz basın mensupları da şahitlik etmiştik.
Yeni Başkan Fikret Öztürk mealen dedi ki; Bu genç adam bu işi yaparken çok borçlanmış, ben borçlarını ödedim, 3 yıldır da para harcıyorum bu takıma.. Süper ligin kapısına kadar da getirdim.
Dün sordum, şimdi yine soruyorum.. Harcadığım para 16 Milyon Euro, 2.5 Milyon Euro gelir var. Kalan bakiye 13.5 Euro, verin paramı kulüp sizin.. Yoksa aldım, işiniz gücünüz rast gelsin..
Şimdi soruyorum? Ortada efsane bir başkan var mı?
Evet var.. Oda Fikret Öztürk.. Adam geldi, ortaya Bodrum adına bir duruş koydu. Bodrumspor’un Türk spor kamuoyu önünde rezalet boyutuna varabilecek olası tüm sıkıntılarının önünü aldı.
Peki başka ne var ortada..
Başkan Kocadon ve Karakaya’nın finansal olarak iflas ettirdikleri bir Bodrumspor..
Birde, bu konuyla hiç alakası olmayan ama masada kalan son adam olduğu için hesabın tamamının üstüne yıkılmaya çalışılan Ahmet Aras..
Satır arasına bir not daha düşelim.. Elde kalan Bodrumspor’un SGK ve vergi dairesine biriken borcunun yaklaşık 3 milyon TL’ye ulaştığı konusu.. Sporcu alacakları da ayrı bir konu..
Şimdilerde gündemde olan kadın voleybol takımını da önce A.Ş. yapıp, sonra satmak zorunda kalmamak adına hatırlatayım dedim..
Başka bir notumuzda Bodrumspor yönetimi içinde parasıyla, tecrübesiyle ve spora olan gönül bağıyla beklentisiz mücadelesi olan yöneticilerin olduğu konusu olsun. Onlar da bu özellikleriyle görünüyorlar, görüyoruz..
Durumun detayı çok olmakla birlikte bazıları da yatak odası mahremiyetinde diyelim ve konuyu bağlayacağımız yerden devam edelim.
***
Şimdilerde efsane olduğu iddia edilen başkan Karakaya, kasabaya özde değil sözde ait olan Bodrum FK‘ya stat yapmanın ve tesisleştirmenin sorumluluğuna soyunmuş.
Geçen yazımda da ifade etmiştin Başkan Karakaya kendi PİAR’ı konusunda gerçekten muhteşem.. Bu durumu yıllardır deneyimliyoruz..
Benim anlamakta zorlandığım; kasabayı yönetmeye soyunanların; spor politikalarını, projelerini ve sorumlularını oluştururken yaşadığı düşünsel sığlık.
Verilen mesajların içinin boş olduğunu görüyorum. Bir iki görselin dışında hiç bir şey yok.
Kasabanın spor envanteri hakkında bilgi yok. Spor takviminin lafı var detayı yok.
Sayısı 82 olan ve birçoğunun yerelde, ulusalda ve uluslararasında kendini fazlasıyla ispatlamış spor kulüpleri hakkında analitik bir değerlendirme yok.
Eldeki tesislerin revizyonları hakkında planlama yok.
Bodrumlu için kitle sporları konusunda bir tek lafta yok projede yok.
Peki bir kere daha soralım ortada ne var?
Bodrum’da sporun; sadece Bodrumspor ve Rıza Karakaya’dan oluştuğu varsayılan kadük bir düşünce var.
Bodrum’u yıllardır yöneten CHP, spor politikaları üretme ve uygulama konularında sınıf tekrarına kalan başarısız öğrencisi durumundayken, alternatif olduğunu iddia eden Cumhur İttifakı‘nın efsane başkanla birlikte yapacağız, edeceğiz söylemleri birçok spor insanını tatmin etmedi.
Bilinmesinde yarar olduğu düşüncesindeyim..
