Ahmet Aras’ın, Ağustos ayından itibaren “Susuz Yaz’ı” yaşayacağız tespiti ile birlikte, Bodrum’u bekleyen su sıkıntısı üzerine değişik senaryolar tartışılıyor.
MUSKİ’nin konu ile alakalı tasarrufu merak konusu olurken, geçtiğimiz gün TRT’de canlı yayın konuğu olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doçent Doktor Ceyhun Özçelik haber sitemize aşağıdaki açıklamayı yaptı:
“Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün analizlerinde son 50 yılın en sıcak Mayıs ayını geçirdiğimiz ifade edilmektedir. Ülkemiz genelinde Mayıs ayında yağışlarda % 56 oranında bir azalma, sıcaklıklarda 2.6 derecelik bir artış söz konusudur. Haziran ayında, kısa süreli sağanakların etkisiyle yağışlarda kısmen artış olmuştur. Sıcaklıklar ise mevsim normallerine göre 0.5 derece artmıştır. Henüz sulama sezonunun başında olmamız nedeniyle bu değerler oldukça önemlidir. 2021 su yılı başından itibaren, toplam yağış miktarı ülke genelinde ortalama 396.2 mm olarak gerçekleşmiştir. Uzun yıl gözlemleri dikkate alındığında toplam yağışlarda şu ana kadar yaklaşık % 25 oranında bir azalma olduğu söylenebilir. Bu noktadan sonra, sulama dönemi boyunca su temininde yaşanacak zorluklar, tarımsal kuraklığı da beraberinde getirecektir. Tarımsal ürüne bağlı olarak değişmekle beraber, sulama suyunda % 20 nin üzerindeki azalmanın, ürün rekoltesinde ciddi düşüşlere neden olacağı söylenebilir.
Yağmur yağmaz ise zorlu zamanlara doğru ilerliyoruz. Yaz aylarında meydana gelecek yağışlar muhtemel olarak kısa süreli, şiddetli sağanaklar olarak kendini gösterecektir. Yeterli içme suyu rezervuarı olmayan veya kuraklık başlangıcından itibaren gerekli altyapı ve kuraklık yönetim planlarını hazırlamamış yerleşimlerde büyük sorunlar yaşanması muhtemeldir. Sıcaklıkların artması buharlaşma, yağış azalması, sızma vb. yollarla su arzını azaltırken, içme ve kullanma suyu ihtiyacını da arttırmaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda, sıcaklıkla beraber suya olan talebin de artması beklenmektedir. 2020 Ekim ayının (2021 su yılının) başından itibaren yaptığımız uyarılarda öncelikle meteorolojik ve hidrolojik kuraklık, sonrasında tarımsal kuraklığa karşı gerekli afet yönetim planlarının hazırlanması ve bu doğrultuda da kaynak yönetiminin içme, sulama ve diğer su kullanım önceliklerini esas alacak biçimde bölgesel çalışmaların yapılması hususunda kamuoyunu aydınlatmaya çalışmıştık. Geldiğimiz noktada, gerekli hazırlıkları yapmamış veya tamamlamamış yerleşimlerde, mevcut meteorolojik koşulların sürmesi durumunda su rezervlerinin hızlı tükendiği ve su temininde zorlukların yaşandığı durumları görmemiz kaçınılmaz duruyor.
Bodrum özelinde Mumcular Barajı’nın doluluk oranının % 30’un altına düştüğünü söyleyebiliriz. Daha henüz sulama mevsiminin başında sulama suyu temininde zorluklar yaşandığı görülmektedir. Yaklaşık 1400 ha alanda ekili tarım ürününün risk altında olduğu görülmektedir. Diğer yandan, bu baraj Bodrum’a içme suyu da sağlamaktadır. Bodrum’a içme suyunu sağlayan diğer baraj ise Geyik Barajı’dır. Bu iki barajdan temin edilen yaklaşık 10 milyon m3’lük su kabaca 250 bin kişinin ihtiyacı kadardır. Bodrum’un içme suyu ihtiyacını karşılayamayacağı açıktır. Geyik Barajı esas olarak Yeniköy Termik Santrali’ne soğutma suyu sağlamaktadır. Geyik Barajı’ndan Bodrum’a sağlanan su tahsisinde önemli bir artış olmadığı sürece Bodrum içme suyu da risk altındadır. Dolayısıyla, gerek içme suyu gerek sulama suyu açısından Bodrum’u zor günlerin beklediği söylenebilir. Geyik Barajı’nda yaz aylarında görülecek sağanakların etkisiyle ve etkin bir su kaynakları yönetimiyle söz konusu zor günlerin aşılmasını ümit ediyorum.