Arena Bodrum Haber – 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir açıklamada bulunan Muğla Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Akbulut basın mensuplarının hak ettikleri güvencelere kavuşturulması gerektiğine vurgu yaparak, mesleklerinin siyaset, sermaye ve medya ortamında erozyona uğratıldığını söyledi.
Basının, önemli ve etkin bir denetim organı olarak, demokrasinin temel unsurlarından biri olduğunu kaydeden Akbulut, demokrasi için son derece önemli işlevi olan medya sektörü emekçilerinin büyük bir özveri ile görevlerini yapma gayreti içinde bulunduklarını belirtti.
Akbulut, “Basın özgürlüğünün ve ifade hürriyetinin korunması ve geliştirilmesi, demokratik toplum düzeninin en önemli gereklerinden biridir ancak, ülkemizde içinde bulunduğumuz medya sektörünün özellikleri, basın çalışanlarını büyük güçlük ve risklerle karşı karşıya bırakmaktadır.” dedi.
“MESLEKTAŞLARIMIZ AŞILANMALIDIR”
Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu pandemi döneminde de basın mensuplarının sahada görev yaptıklarını ve rsik altında olduklarını dile getiren Başkan Akbulut, “Karantina tedbirleri sırasında uygulanan kısıtlamalarla birlikte, her türlü ortamda zor şartlar altında çalışan, kamu yararı için her zaman halkla, bürokrasiyle ve siyasilerle sürekli yüz yüze olan meslektaşlarımızın sağlık çalışanlarından hemen sonra aşılanmaları gerekmektedir. Her an her yerde olmaları kaçınılmaz olan meslektaşlarımızın yapılacak aşı sonrası virüs ile ilişiği kesilerek sağlıklı ortamlarda görev yapması bir an evvel sağlanmalıdır.” dedi.
YEREL GAZETELER BİR BİR KAPANIYOR
Pandemi döneminde dövize bağlı olarak artan girdi fiyatları ile maliyetleri artan gazetelere diğer KOBİ’lere yapılan yardımlar ve desteklerin verilmemesinden dolayı, ayakta durmakta zorluk çeken yerel gazetelerin bir bir kapanıyor olduğuna dikkat çeken Başkan Akbulut, bu sürece yönelik, Muğla Gazeteciler Cemiyeti olarak yönetim kurulunda yer aldıkları Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nda çözüm önerilerinde bulunduklarını belirtti.
Akbulut söz konusu önerilerden şöyle söz etti:
“Hala yaygın Televizyonlarla aynı frekans ücretini ödeyen ve bunun altından kalkamayan yerel televizyonlar için yeni bir düzenlemeye gidilmeli. Türkiye’nin bir gerçeği haline gelen işsizlik konusunda gazetecilerin ilk sıralarda yer alması nedeniyle kamu olanakları kullanılarak işsiz gazeteciler için bir çözüm üretilmelidir. Gazetelere verilen kamu ihaleleri yüzde 15 oranında komisyon alan Basın İlan Kurumu (BİK), bir süreliğine de olsa bu komisyondan vazgeçmelidir. Son aylarda artan sahte gazetecilerin, özellikle sosyal medya üzerinden gazeteci kimliği kullanarak birer tehdit unsuru haline gelmesi gerçek gazetecileri son derece üzmektedir. Bu sorunun ve ortalıkta yoğunlaşan basın kartı adı altında sahte belgeler satılmasının çözümü; her alanda olduğu gibi Türk Ceza Kanunu’nda gerekli düzenlemelerin yapılarak cezai müeyyide getirilmesi genel isteğimizdir. Anadolu basınının zor bir süreçten geçtiği bu dönemde gazetelerin bir bir kapanması yaşanan ekonomik sıkıntıların bir göstergesi olmuştur. 4 yıl önce resmi ilan alan yerel gazetelerin sayısı Bin 800’dü, şu anda ise, 925’lere kadar düştü. Basın İlan Kurumu ve İletişim Başkanlığımızın Anadolu Basınının yaşatılması için yeni tedbirler alması kaçınılmazdır. Sürekli basın kartları süresi geçen ya da basın kartlarını yenileyecek arkadaşlarımızın kartlarının verilmesinin gecikmesi bir an önce düzene sokulmalıdır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Basın Kartlarının yetkilendirilecek bir Basın Meslek Örgütü tarafından verilmesi sağlanmalıdır. Mecliste sürekli gündeme gelen, adeta yılan hikayesine dönen ve hiçbir mekanizma tarafından denetlenmeyen İnternet Medyası yasasının acilen çıkartılması ve bir statüye bağlanması mağduriyetlerin giderilmesi için şarttır.”
“MESLEĞİMİZ EROZYONA UĞRATILIYOR”
Mesleklerinin günümüz siyaset, sermaye ve medya ortamında her gün biraz daha erozyona uğratıldığını vurgulayan Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut, “Meslektaşlarımız; baskı altında pek çok hakkı elinden alınmış, sıfır güvenceyle çalıştırıldıkları, iki dudağın arasında işsiz bırakıldıkları ve basın özgürlüğünün dibe vurduğu bir atmosferde görevlerini mutsuz bir şekilde yapmaya çabalamaktadırlar. Ülkemizdeki Basın hürriyetinin gelişmesi ve meslektaşlarımızın haklarının yerine getirilerek, mutlu olarak görev yaptıkları bir Basın ortamının, bütün dünyaya örnek seviyelere ulaşması en büyük arzumuzdur. Dileğimiz meslektaşlarımızın hak ettikleri güvencelere kavuşturulması, hak ve hukuklarını yeniden elde etmeleri ve mesleğimizin itibarının yeniden sağlanmasıdır. Dayanışma günü olarak değerlendirdiğimiz bu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, mesleki mücadele gücümüzü ve azmimizi sağlık dolu günlerde yeniden yansıtabileceğimiz daha nice meslek yılları temenni ediyor, görevlerini yaparken hayatlarını kaybeden meslektaşlarımı da rahmetle anıyorum.”