arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
34,0020
EURO
38,0357
ALTIN
2.832,30
BIST
9.975,61
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Az Bulutlu
28°C
Bodrum
28°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
27°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
26°C
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
Pazartesi Açık
27°C

Bizim Köyün Suçu Ne?

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, henüz Kurtuluş Savaşından yeni çıkmış ve her açıdan yorgun olan bir ülkede “Köylü Milletin Efendisidir” sözünü pekiştirmek üzere daha 1924 yılında Köy Kanunu çıkarılmıştır.

Köy Kanunu ile, köylerdeki yasal ve yönetsel işleyiş belirlenirken aynı zamanda köyde yer alması gereken alanlara ilişkin hükümler de bulunmaktadır. Nitekim Atatürk’ün önerisi ile, kendi fikirlerini de yansıttığı “Cumhuriyet Köyü” prototipi, 1937 yılında gündeme gelmiştir. Ancak Atatürk’ün erken vefatı, projenin hayata geçmesini etkilemiş, Afet İnan gibi ileri görüşlü isimlerin bile çabaları yetersiz kalmıştır.

Cumhuriyet Köyü fikri, Atatürk’ün çağdaşlaşmayı ve kalkınma vizyonunu kırsal bölgelerdeki yaşam kalitesini artırma anlayışına dayandırmasından kaynaklanmaktadır. Kendi kendine yeten bir kırsal yerleşim, etrafındaki kentleri de besleyecek ve doğru kurgulanmış bir kooperatif örgütlenmesiyle de ekonomik güce kavuşacağından, kente göçü engelleyebilecektir.

Atatürk’ün hayal ettiği Cumhuriyet Köyünde neler olacaktı biliyor musunuz ? Konferans salonu, ziraat ve el işleri müzesi, halk odası, gençler kulübü, köy gazinosu, kooperatifler, köy dükkanları, pazar yeri ve köy zahire loncası, berber, terzi, nalbant, marangoz, kalaycı, demirci, fırıncı, arabacı, köy konağı, otel,  cami, asri mezarlık, mandıra, değirmenler, kireç, taş, tuğla ve kiremit ocakları, çeşmeler, hamam, artezyen, yunak yeri, umumi tuvalet, su deposu, telefon santrali, köy itfaiyesi, Ebe, sağlık korucusu, revir, etüv makinesi, veteriner, çocuk bahçesi, köy parkı, panayır yeri, spor sahası, okul ve uygulama bahçesi, okuma odası, öğretmen evi, hayvan sağlığı korucusu, fenni ağıl, tavuk, tavşan, arı istasyonları, damızlık ahır, hayvan mezarlığı, yonca ve hayvan pancar tarlası, koruluk, gübrelik, fidanlık, selektör binası.

Cumhuriyet Köyü’nün projesi, bir merkezden dışarıya doğru ışınsal yollarla şekillenen ve suya atılmış bir taşın oluşturduğu dalgalar şeklinde genişleyen nitelikte hazırlanmıştı. Kuşkusuz bu model, coğrafi ve topoğrafik koşullara göre güncellenebilirdi. Asıl önemli olan, kırsal nitelikleriyle üretim üssü haline gelecek bir köy yapısı oluşturmak ve kendi kendine ayakta duran bu tür kırsal yerleşmelerden dolayı kentlerdeki yoğunlaşmayı önleyebilmekti.

Nasıl bir vizyon, nasıl bir ileri görüşlülük. Eğer böyle projeler hayata geçseydi ve bu tür projeleri destekleyen Köy Enstitüleri de ayakta kalsaydı acaba bugün kahrolduğumuz “Narin” örneği ve belki de bilinmeyen binlerce Narin olayı yaşanırmıydı ? Peki, yıllardır kartopu gibi birikerek ülkemin üstüne çullanan ve en önemli sorunu olan biat kültürüyle feodal yapı, topyekün kalkınmanın önündeki en büyük engel değil midir ?

Cumhuriyet Halk Partisinin 1969 seçim bildirgesinde yer alan ve sonrasında da Köy İşleri Bakanlığı tarafından geliştirilen Köy-Kent Projesi de, kırsaldan kalkınmanın öncü modeli olarak tarihe yazılmıştır. Proje 1978-1979 yıllarındaki Bülent ECEVİT döneminde Van ve Bolu’da birer köyde uygulamaya başlamışsa da CHP’nin iktidardan ayrılması ile yarım kalmıştır. Hatta 2004’de Ordu Mesudiye’de uygulanmaya çalışılan projeyi incelemek üzere gelen Dünya Bankası yetkilisi, projeye başlangıç olarak 300 milyon dolarlık kredi yardımı yapılacağını açıklamışsa da, ne üzücüdür ki bu fırsat da değerlendirilememiştir.

Gelelim Bodrum’daki duruma. 1960’lı yıllara kadar Bodrum İlçesinde sadece Bodrum Belediyesi varken, ilk olarak 1967 yılında Karatoprak Belediyesi (daha sonra Turgutreis Belediyesi), sonra da Mumcular, Yalıkavak, Gündoğan Belediyeleri oluşmuştur. Nihayet 1999 yılında çıkarılan Belediye Kanunu sonrasında, Bodrum İlçesi sınırları içinde 11 belediye kurulmuştur.

Niye bunu anlattık ? Çünkü 1960’lı yıllara kadar kendisi dahi kırsal nitelikleriyle tanımlanabilecek Bodrum’un dışındaki diğer beldeler, esasen tamamıyla kırsal karaktere sahipti. Hatta nitelikli toprak varlığının azlığından dolayı kendi kendine yetemeyen bir kırsal yapı niteliği söz konusu olduğu için halk ya denizden ekmeğini kazanmaya çalışıyor, ya da yakın çevre yerleşmelerdeki verimli tarımsal topraklarda para kazanmaya çalışıyordu.

Belediyelerin kurulması ve 1985 yılında İmar Kanunu ile belediyelere kendi başına imar yetkisi verilmesinden sonra işler değişmeye başladı. Kırsal nitelik taşıyan köyler belediye statüsü kazanınca hemen imar planları yapmak suretiyle inşaat ekonomisine kucak açtılar. Nihayet 2004 yılında 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu çıkarıldı ve 2014 yılında da Muğla Büyükşehir Belediyesi statüsüne alındı. Böylece Bodrum ilçesi sınırları içindeki 11 belde belediyesi kapandı ve tek başına Bodrum Belediyesi oluşturuldu. Büyükşehir Belediyesi Kanunu gereği de, Bodrum ilçesi sınırları içindeki tüm köyler “mahalle” oldu.

İşte olanlar o zaman oldu. Bodrum artık kırsal nitelikleriyle yaşayan köylerin olduğu bir ilçeden, her köyün mahalle olduğu ve sonrasında da her mahallenin imar açısından cazip hale geldiği bir yerleşmeler bütünü haline geldi. Büyükşehir Belediyesi Kanunu gereği “mahalle” statüsündeki yerleşmelerde başta hayvancılık olmak üzere tarımsal üretim olanakları kısıtlandı, ama inşaat olanakları herkesin iştahını kabartacak bir ekonomik kurtarıcı haline geldi.

Şimdi neyi konuşuyoruz ? Bodrum’a domates biber Antalya seralarından geliyor, Bodrum’a doğal özelliklerinden dolayı gelen turistler gelmez oldu, Bodrum’da mafya grupları çarpışıyor, Bodrum’da yaşayanlara belediye hizmetleri yetmiyor, Bodrum artık kasabalıktan çıktı, Bodrum elden gidiyor.. Gitti gitti hiç merak etmeyin. Hem de Bodrum’da nefes alan herkesin el sallamaları eşliğinde gitti.

Büyükşehir Belediyesi Kanunu sayesinde kırsal yerleşme karakterinin sonlandırıldığı anlaşılınca kısmen tornistan yapıldı ve “Kırsal Mahalle” ve “Kırsal Yerleşik Alan” tanımlaması gibi pansuman çareler arandı ama o da çözüm olmadı. Çünkü tarımsal üretim ve kırsal yaşam karakteri ağır yara aldı.

Bodrum Belediyesi, Ahmet ARAS başkanlığı döneminde son bir gayretle 5 Kasım 2021 tarihinde aldığı Meclis Kararıyla 8 mahalleye “Kırsal Mahalle”, 6 mahalleye de “Kırsal Yerleşik Alan” özelliği verilmesi için Muğla Büyükşehir Belediyesine başvurmuşsa da, dönemin Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi bu talebi, düzelterek kabul etmek yerine 10 Şubat 2022 tarihli kararıyla reddetti. Yani hala Bodrum’un kırsal nitelikli bir yerleşmesi yok. Şu anda Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ahmet ARAS’ın bu konuyla ilgili ciddi projeleri olduğunu biliyoruz.

Gördüğüm ve kendi kendime sorduğum soru ise şudur. Cumhuriyet ilkeleri ve Atatürk sevdasıyla yanıp tutuşan Bodrum, Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden olan “Cumhuriyet Köyü” gibi, “Köy-Kent Projesi” gibi, “Köy Enstitüleri” gibi kalkınmayı kırsal alandan yönlendirme anlayışını niye bağıra bağıra konuşmaz ?

Ahmet ARAS’ın başlattığı “Garaova Tarım Parkı”, “Tohum Takası Şenliği” gibi girişimler, örnek köy yerleşmeleri oluşturmakla, örnek köy okulları açmakla devam etse güzel olmaz mı ?

Sağlıkla kalın…

Yazarın Diğer Yazıları
8 Eylül 2024 10:24
1 Eylül 2024 10:03
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.