Cumartesi akşamı Bodrum’un Atatürk Caddesi’ndeki bir restoranda, Türkiye devrimci gençlik hareketinin simgesi haline gelen İlerici Gençler Derneği’nin (İGD) 49. kuruluş yıl dönümünü kutlamak üzere bir araya geldik.
12 Eylül 1980 öncesinde Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) gençlik örgütü olarak faaliyet gösteren İGD, devrimci mücadelenin o dönemki en önemli yapı taşlarından biriydi. On yıllar sonra bugün, o dönemin coşkusunu ve dayanışmasını hissetmek, gençlik yıllarımızı yad etmek için düzenlenen bu gece, katılan herkes için nostalji ve anlam yüklü bir etkinlik oldu.
İGD’nin tarihi, 12 Eylül 1980 darbesinin karanlık günlerine rağmen devrimci fikirlerin asla bastırılamayacağının bir kanıtıdır. Bugün burada bu anmayı yapabilmek, sadece geçmişi yad etmek değil, aynı zamanda devrimci fikirlerin geleceğe taşınacağına olan inancın bir simgesidir.
Bu anlamlı gece, her yıl olduğu gibi, Bodrum’un önemli devrimcilerinden biri olan Aydın Doğer’in öncülüğünde gerçekleştirildi. Aydın Doğer, yalnızca bu etkinliğin değil, Bodrum’daki birçok mücadelenin de lideri ve ilham kaynağıdır. Onu 1987’den beri uzaktan tanırdım; ancak son bir yıldır daha yakından tanıma fırsatı buldum. Aydın Doğer, çizgisinden asla taviz vermeyen, hayatını adalet, çevre ve sosyalizm mücadelesine adayan bir devrimci. Bugün bile, yaşına rağmen sanki 18 yaşındaki bir aktivist gibi heyecanla ve inançla mücadele ediyor.
Bodrum’un çevre mücadelesinden emek hareketlerine, siyasi dayanışma etkinliklerinden adalet arayışlarına kadar her alanda ön saflarda yer aldı. Akademik bilgisiyle militan ruhunu birleştirerek örnek bir mücadele insanı olduğunu defalarca kanıtladı. Güneşin Sofrası gibi etkinliklerde yan yana mücadele ettikçe onun samimiyetini, azmini ve liderlik özelliklerini daha iyi anladım. Bugün burada, bu etkinliğin düzenlenmesindeki emeği ve liderliği için ona büyük bir minnettarlık duyuyorum.
Gecede Aydın Doğer, hepimizi selamladı ve dayanışma duygusunu yeniden canlandıracak bir atmosfer yarattı. Bana da söz vererek, gençlik yıllarımda üyesi olduğum İlerici Liseliler Derneği’nden ve 12 Eylül öncesindeki mücadelemden bahsetme fırsatı sundu. Konuşmamı şu sözlerle bitirdim:
“Hapis, zindan, faşist terör; halkın milli kurtuluş ve demokrasi hareketini hiçbir güç durduramaz!”
Bu sözler, o yıllarda olduğu gibi bugün de dayanışmanın, umudun ve inancın gücünü temsil ediyordu. Bu ruhla, yoldaşlarımızı ve mücadelemizi selamladım.
Anlamlı Bir Gece
İGD’nin 49. kuruluş yıl dönümü, yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda geçmişten geleceğe devrimci mirasın taşındığı bir meşale gibi görüldü. Katılan herkes, bu anmanın Aydın Doğer gibi liderlerin çabası sayesinde gerçekleştiğinin farkındaydı. Bu gece, yalnızca anılarımızı değil, aynı zamanda gelecek mücadelelere olan inancımızı da güçlendirdi.
Aydın Doğer’i daha yakından tanımış olmak ve onunla aynı mücadele yolunda yoldaşlık etmek, benim için büyük bir gurur. Bu yazıyla, hem İGD’nin tarihini hem de Aydın Doğer’in devrimci kişiliğini ölümsüzleştirmeyi bir borç biliyorum. Çünkü geçmişin hikâyelerini yazmak, geleceğin mücadelelerine ışık tutmaktır.
