Gündem olmadan yazılan konuların altında genelde maksat arar yurdum insanı..
O yüzdendir ki çoğu zaman durursun, ıkınırsın, sıkılırsın.. Şimdi konuşmanın, yazmanın, söylenmenin zamanı değil diyerek, koyarsın bir kenara.
Doğru bir şey söylemek, yazmak isterken yanlış değerlendirmelere maruz kalmak en zül haldir.
Buradan yola çıkarak gazeteci-yazar Özcan Özgür’ün ‘Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’nden istifasının gerekli gündemi oluşturduğu düşüncesindeyim. Üstat Özgür, önemli bir figürdür Muğla’nın basın dünyasında..
Menteşe’nin köklü kurumlarından Hamle Gazetesi’nde yazar yıllardır. Yazdıklarını, tarihe düştüğü notlarını genelde de gece yarısı yayınlar.
Uyumamışsam günü Üstat Özgür’le tamamlarım.
Tarihe düştüğü notlar derken, başta köşe yazılarını ifade ettim tabii ki.. Gazetecinin yazdıkları, yaşadığı coğrafyanın hikayesine düştüğü notlardır benim için..
Neyse, üstat gece yarıları ‘ansızın yayınladığı köşe yazılarının’ yanına birde kısa bir not iliştirmiş.
“Kurucu üyesi olduğum ‘Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ üyeliğinden istifa ediyorum. Üçüncü şahıslar duyurulur.”
İstifa ediyorum kelimelerinden dolayı eylemin gerçekleştiği-gerçekleşmediğini bilmiyorum. Beni ilgilendiren tarafı vitrinde olan bir gazeteci-yazarın istifa söylemi.
Muğla’da yüzlerce üyesi olan gazeteci cemiyetlerinden belli aralıklarla istifalar oluyordur niye bu kadar bekledin derseniz yazmak için “maksat hasıl” oldu derim.
Bu istifa söyleminin sonrasında sadece bize ait olan alanın, yani gazeteci cemiyetlerinin çatısı altında bulunmanın verdiği dayanışma halinin geldiği durumu değerlenmek yerinde olur sanırım.
En hafif ifadeyle mesleki dayanışmanın hallerini mumla arar hale geldik bugünlerde.. Yazmaya devam yazının sonunda bayram var..
Rahmetli Ünal Türkeş’e rağmen ‘Muğla Gazeteciler Cemiyeti’ içerisinde yıllardır bir arada olan gazetecilerin ayrılarak, hatta karşısına geçerek, kurdukları ‘Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’nden ağır ağabeylerinden birinin ayrılma reaksiyonunu göstermesi önemli bir haldir.
Bu hali değerlendirmek gerekir. Sorunların halının altına süpürerek yürütülmeye çalışılan mesleki dayanışma için buluştuğumuz cemiyet çatısı-çatıları çürüdü artık.
Çatı sayısı çok, kaça bölündük takip etmek zor. 2’ye 3’e 4’e yok artık demeyin 5.’si var, 6.’sı yoldadır belki. Belki de kurulmuştur.
Bölünerek sorunlar ortadan kalkmıyor, mesleki dayanışma güçlenmiyor öğrendik bunu.
Kendini, Ünal Türkeş ve çırağı Süleyman Akbulut dönemlerinde güncellemeyi başaramayan ‘Muğla Gazeteciler Cemiyeti’nin bünyesinden çıkan, tıpkısının aynısı olan diğer cemiyetlerde benzer sorunlarla boğuşuyor. Yöneten değil, idare eden başkanlarımız var maalesef..
Cemiyete güç katan başkan ara ki bulasın. Adının önüne neredeyse 2 satır unvan yazan, niye seçildiği, ne yapacağı, mesleğe-meslektaşına ne kattığı ne katacağı belli olmayan başkan istemediğin kadar.
Muğla’da çok sayıda cemiyet-dernek adı altında kurulu mesleki dayanışma kurumumuz olduğu için rahat rahat yazıyorum. Sayı çok olduğu için büyük bir ihtimalle hiçbiri üzerine alınmayacak, darılmayacak, yazılanlardan..
Mesleki tariflendirme ve üye olma kriterleri net olan, başkanlık süreleri belli olan, seçimlerini çarşaf listeyle yapan, görevlendirmenlerle katılımcı bir yönetim oluşturan, şahıslar ve kurumlar önünde mesleki saygınlığı sağlayacak ilkeleri olan kısacası kendini yenilemeye kodlanmış bir tüzüğü sahip bir cemiyet beklentisi içindeyiz.
Tıpkısının aynısı kurulan cemiyetlerle olmayacak, olmaz..
Meslekte usta çırak ilişkisi hep vardı ve olacak. Benim demem odur ki, ustalara oradan bakıyoruz, buradan bakıyoruz, şuradan bakıyoruz görmek istediğimiz duruşu göremiyoruz.
Üstat Özgür’ün istifa söylemi bir milat olsun, umut olsun. Muğla basın dünyasının kıymetlisi olan ‘Muğla Gazeteciler Cemiyeti’ altında birleşmenin zamanı geldi sanıyorum.
Çarşaf listeyle yapılacak bir seçimle çıkan başkanda, yönetim kuruluda hepimizin olsun, hepimiz olalım.
Gördüğümüz lüzum üzerine birleşelim..
Alın kararları 24 Temmuz 2023 lafta değil, gerçek bayramımız olsun..