Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesi’nde, “15 Temmuz Darbe Girişiminden Sonra Türkiye” konulu oturum gerçekleştirildi. Oturuma Atlantik Konseyi’nden Aaron Stein, Amerikan İlerleme Merkezi’nden (CAP) Alan Makovsky, Gazetecileri Koruma Komitesi’nden (CPJ) Nina Ognianova ve Uluslararası Şiddet İçeren Aşırılıkları Çalışma Merkezi’nden Ahmet Sait Yayla katıldı.
YAYLA SON ANDA EKLENDİ
Alt komitenin internet sitesinde oturumdan birkaç saat öncesine kadar programa Stein, Makovsky ve Ognianova’nın katılacağı yazılıydı ancak son dakikada Yayla’nın da eklendiği görüldü. Sunumunda darbenin arkasında FETÖ elebaşı Gülen’in olmadığını savunan Yayla, Türk hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminin arkasında olduğunu ima etti.
Yayla’nın uzun yıllar emniyet amirliği yaptıktan sonra 2014 yılında mahkeme kararıyla Harran Üniversitesine’ne atandığı, 2015 yılının kasım ayında bir haftalık izin alarak ABD’ye gittiği ve sağlık sorunlarını gerekçe göstererek bir daha geri dönmediği kaydediliyor. Oturumda alt komitenin başkanı California vekili Cumhuriyetçi Dana Rohrabacher’in oturumun açılışında Türkiye’yi ve Türk hükümetini hedef alan sözleri dikkati çekti. Darbe girişiminin arkasında FETÖ’nün olduğuna inanmadığını vurgulayan Rohrabacher, aynı zamanda FETÖ elebaşı Gülen’in iadesi için Türkiye’nin daha fazla ve somut kanıtlar sunması gerektiğini savundu.
YAYLA’NIN EKLENMESİ TEPKİ ÇEKTİ
Oturuma FETÖ’yle bağlantılı olduğu iddia edilen ve Türk pasaportu iptal edilen Yayla’nın son anda konuşmacı olarak davet edilmesini, Washington DC’deki Türk sivil toplum kuruluşları da tepkiyle karşıladı. Turkish Heritage Organization (THO) Başkan Yardımcısı Ali Çınar, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, kendilerinin Türkiye ile ilgili bu oturuma katılmak için birkaç haftadır çaba gösterdiklerini, ancak alt komite yöneticilerinin “sadece üç kişilik yerimiz var” mazeretiyle karşılaştıklarını belirtti.
“Daha dün programa baktığımızda üç kişi vardı, oturum sabahı Yayla’nın eklendiğini üzülerek gördük. Bu tür çabalar, Türk-Amerikan ilişkilerinin daha iyi olmasına hizmet etmiyor.” şeklinde konuşan Çınar, konuyu yakından takip ettiklerini vurguladı.