Bodrum Kent Konseyi 4. döneminin ilk 2 yılını kapsayacak seçimler; öncesi ve seçim anında yaşanan her anıyla bir hayal kırıklığı olarak hafızamda yerini aldı.
Seçimin üzerinden 3 gün geçti. Yazmak için özellikle bekledim. Neden mi? Haddimi aşan kelimeler, cümleler kullanmamak için.
Gerçi seçim sürecinde birçok kişi ya haddini aştı yada yetersiz kaldı ama yine de diplomatik dili elden bırakmamak lazım..
Neden mi?
Seçim sürecinde ağzı bozulan ve etrafı yaftalayan değerlendirmelerin yanı sıra, olan biten çirkinlikleri normalleştiren ve bunu bir motivasyon aracı haline dönüştürenlerden biri olmamak gerektiği düşüncesiyle..
***
Bodrum Kent Konseyi’nin 3 dönemdir gelenekselleşen bir seçim usulü vardı.
Seçimde aday olmak isteyen STK temsilcilerinin, seçim tarihine kısa bir süre kala oy kullanacak insanları arayarak, ziyaret ederek ve neden aday olduklarını nezaketle anlatarak oy istedikleri bir süreç yaşanırdı.
Başka bir deyişle, adaylar kendilerine neden oy verilmesiyle ilgili sorunun cevabını vermeye çalışırlardı STK temsilcilerine..
Seçimi bir güç gösterisi, Kent Konseyi’ni de işgal edilecek bir alanmış gibi gören ve ekip kurarak birlikte hareket eden adaylar şimdiye kadar hiç olmamıştı.
Bu coğrafyada yaşayan herkesin mutlaka bu kente koyacağı bir fayda vardır düşüncesiyle soruyorum?
Ne oldu da? Durum bu hale evrildi? Ne oldu da? Bu kadar büyük bir yığın bir sabah kalktı hep birlikte kente sahip çıkmaya karar verdi.
Seçim merkezleri kuruldu. Aylar itibarıyla organize çalışmalar yapıldı. Adaylar ve oy kullanacaklar kategorize edildi. Bazıları kucaklanırken bazıları reddedildi. Bu kafa neyin kafası anlamak mümkün değil.
Başkan ve yürütme kurulu adayları; özerk olan bu alana, siyasetin uyguladığı ve giderek çirkinleşen yöntemlerini taşıyarak, gelenekselleşen Kent Konseyi seçim usulünden neden uzaklaştı?
Adaylar özerk olan bu alanda, önceki dönemlerde olduğu gibi kendilerini, sadece kendilerini anlatarak oy alabileceklerini neden hiç düşünmedi? Bilemedim!
Gerçi Bodrum Kent Konseyi’ni seçime hazırlayan Başkan İzzet Kayahanlı yaptığı kısa ama içeriği uyarıcı birçok mesaj içeren konuşmasında söylenmesi gereken her şeyi söyledi. Anlayana sivrisinek sazdı..
Bu konuşmayı yazımın sonuna ekliyorum. Kentin notları arasında yerini almalı..
***
Gelelim seçim gününe..
245 Kişinin Hazirun listesini imzaladığı seçimde; başkan oylamasında 237, yürütme kurulu oylamasında da 165 geçerli oy kullanıldığını dikkat çekerek devam edelim. Diğer taraftan bu sayılar tüm zamanların rekoru oldu.
Başkan ve yürütme kurulu adaylarının kapı önü karşılamaları, oy kullanacak olan bileşen temsilcilerine yakın markajları, kent konseyinin özerk ruhuna fatiha okutacak cinstendi.
İzzet Kayahanlı’nın konuşmasından sonra divan oluşturulmasındaki amatörlüğe ne desem bilemedim. Siyaset ve STK deneyimlerinin had safhada olduğunu düşündüğümüz başkan adaylarının, önceden divan başkanı adı üzerinde mutabık kalmalarına rağmen, genel kurula divanı oylatacak dilekçeyi hazırlamaktan bihaber olmaları akıllara zarardı.
Belki de STK tarihinde ilk defa divan başkanı ve üyeleri ayrı ayrı oylatıldı. Peki divan başkanı! O apayrı bir durum; “Kent Konseyi Yönetmeliği” ve “Bodrum Kent Konseyi Yönergesi” konularındaki yetersizliği yanında; genel kurula seçim süreciyle ilgili bilgiyi aktarmaktan yoksun olması, başkan aday başvuru çağrısı konusunda usulü bilmemesi, kaç aday olduğu belli olmadan iki adayımız var demesi, adaylık başvurularını yazılı olarak almadan adayları konuşmaları için divana davet etme çağrısı, anlat anlat bitmez.
Divan başkanından devam edelim…
Delegasyon listelerini sandıklara ayırmadan seçimi tek sandıkta yaptırması, başkan ve yürütme kurulu seçimlerinin birlikte yapılması konusunda verilen önergeye rağmen genel kurulu yönetememesi, bu nedenle yaklaşık 80 delege eksikle yürütme kurulu seçiminin yapılmak zorunda kalınması, seçimi 134‘e karşı 103 oyla kaybeden Emre Köroğlu’nun yürütmeye aday olan arkadaşlarını da çekilme konusunu telkin eden talihsiz konuşmasına “burası çarşaf listeyle yapılan özerk bir genel kurul diyerek” müdahale etmemesi, hatta kendisinin de bu talebi tekrar etmesi, divanda görev yapan bir görevliye adaylıklarından geri çekilen varsa gelip imza versin, çağrısını tekrar yapmasını izlemesi, oy kullanma alanlarında kimi ararsan bulunmasına müdahale etmemesi…
Yazarken hala derin nefes alıyorum. Evet iyi ki 3 gün bekleyip yazmışım bu yazıyı..
Gamze Türk Oğuz’un ekibiyle daha rahat çalışabilmesi için önünü açmak istiyorum diyerek, yürütme kurulu adaylarının da geri çekileceğini belirten Köroğlu’na;
Gamze Türk Oğuz’un, Olur mu Emre Bey! Arkadaşlarımızın hepsi delegasyon için kıymetlidir lütfen! demeyip yapılan bu yanlış çağrıya göz yumması, Bodrum Kent Konseyi tarihine altın harflerle geçmiştir.
Başkan adayı Emre Köroğlu, bu telkini yaparak yürütme kurulu adaylarının seçilmesi konusunda seçimin doğal akışına müdahale etmiş, kendi ekibinin lehinde oy kullananların salonu terk etmelerine neden olmuştur. Dolayısıyla da gerçekten Bodrum Kent Konseyine hizmet etmek isteyecek olan yürütme kurulu adayı arkadaşlarının seçilebilme hakkının önüne geçmiştir.
Köroğlu’nun yaptığı talihsiz müdahaleyi anons ettiren divan başkanına haddini aştığını belirtmekle birlikte, adaylıktan çekilenlere de; siz sadece kendinizden sorumlusunuz bu telkine uymak sizi siz yapmaktan çıkarır uyarısını yaparak da, kendi haddimi aştığımda doğrudur.
Burada kendime yeter artık diyerek durayım…
***
Sondan bir önce dikkat çekeceğim bir konu daha var bu sıkıntılı seçimde. Oda seçim salonda “kelebek gibi uçan arı gibi sokan Niyazi Atare.” Teşbihimde hata aramayın lütfen!
Bildiğiniz üzere kendisi Bodrum Belediyesi meclis üyesi.. Konu ne olursa olsun hemen hemen hiçbir seçim alanından eksik olmaz sevgili Atare. Seçimin başından sonuna kadar büyük hassasiyet gösterdi sağ olsun. Kulağından telefon düşmedi. Geleni karşıladı, gideni yolcu etti. Çoğuyla kucaklaştı, arada sırada da etrafa şahin bakışlar attı..
Salonu da son terk edenlerden oldu, Atare.. Avrupa’da doğsa ve birazda futbolla alakalı olsa, UEFA’nın vazgeçemeyeceği gözlemcisi olurdu! Hem vallahi hem billahi hem de tallahi..
Bu kadar analiz yapınca Bodrum’un sevgili abisi Mahmut Kocadon‘u da unutmayalım. Kocadon’da gereğini yaptı. Bodrum’un en kuvvetli STK’sının başkanı olarak salona tebasıyla geldi ve oyunu kullandı. Kısa bir süre yukarıdan görüntüsünü verip, özel kucaklaşmalarını yaparak, izini seçim salonuna bıraktı..
***
Hiç mi güzel bir şey yoktu bu seçimde? Vardı tabii ki!
Oda, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci. Seçimin özerkliğine azami hassasiyet göstererek; konuşmasını yaptı, kent konseyin de verilen emeği gördüğünü, göreceğini ifade etti, adayları dinledi ve oyunu kullanıp salondan herkesle selamlaşarak ayrıldı.
Bu durum da ilk defa yaşandı Kent konseyinde.. İhsan istememize ihtiyaç bırakmadı sayın başkan…
***
Bu kadar lafı da Bodrum Kent Konseyi’nin ilk iki döneminde görev yapan katkı koyan birisi olarak ediyorum. Kısacası, bu tarlada izim var..
Süreç içerisinde Bodrum Kent Konseyi’nin seçim sonrasını da sebep-sonuç bağlantılarıyla değerlendirmeye devam ederiz.
Bazen yazdıkça yazası geliyor insanın diyerek, Özcan Özgür‘e selam olsun diyorum…
***
Vekil Başkan İzzet Kayahanlı’nın açılış konuşması…
Sayın Kent Konseyi Bileşenleri..
Yerel yönetimlerin önemli ve tamamlayıcı bir parçası olan ve 2012 yılından bu yana Bodrum’a hizmet eden Bodrum Kent Konseyi’nin genel kuruluna hoş geldiniz.
Bugün bir araya geliş sebebimiz; Bodrum Kent Konseyi’nin 4. Döneminin 2 yıl sürecek 1. Bölümünün seçimli olağan genel kurulunu gerçekleştirmek.
Konuşmama aramızdan kısa bir süre önce ayrılan 3. Dönem başkanımız doğa, deniz ve Bodrum dostu Arif Yılmaz’ı anarak başlamak istiyorum.
Bu genel kurulu onun yapması en büyük isteğimizdi. Bugün gecikerek yaptığımız genel kurul, Arif Başkanımızın iyileşip, onun yapacağı umudu nedeniyledir. Yaşadığı amansız hastalığı yenemediği ve aramızda olamadığı için çok üzgünüm, üzgünüz…
Sevgili Yılmaz’ın Bodrum’a yaptığı katkılara minnettarız ve unutmayacağız.
Öncelikle geçmiş dönemlerde Bodrum Kent Konseyi’nde görev yapan, emeği geçen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Çünkü gönüllülük esasıyla yapılan her iş, takdiri ve teşekkürü fazlasıyla hak eder.
STK’larda toplumsal fayda ve katkı yaratmak amacıyla görev yapmak, yapılması en zor toplumsal sorumluluklar arasındadır.
O nedenledir ki bugün burada gösterdiğiniz katılım kıymetlidir. Birazdan yapacağımız seçimlerle aranızdan Bodrum Kent Konseyi Başkanı ve yürütme kurulu üyelerini seçeceğiz.
Bu görevi yüklenilecek olan bileşen temsilcilerine birkaç hatırlatma yapmak istiyorum.
Gönüllülük esasına göre yapılacak bu tip görevlerde önemli olan yüklendiğiniz görevin tanımıdır. Bu ifadeyi şu nedenle kullandım.
Bugün burada aramızda kişisel kariyer planlamalarıyla bulunan, Bodrum ve Bodrum’un sorunlarından önce kendini önceleyen varsa bu önemli ve geleceğimiz için kritik olan görevlere lütfen talip olmasınlar.
Önümüzdeki dönemde bu kurumun içinde görev yapacak olan temsilciler isimleriyle değil, birlikte yapılan işlere koyduğu katkılar ve değerlerle anılsınlar.
Bodrum’un çevresel, sosyolojik ve ekonomik sorunlara karşı oluşturulacak olan güvenlik duvarına sağlam bir tuğla olsunlar.
Başkan adaylarının yapacağı konuşmalarının içeriğinde en büyük beklentim, böyle bir bakış açısının türevi olan düşünsel değerlendirmeler ve iddialı bir kararlılığın olmasıdır.
Kent Konseylerinin yaşam alanları özerktir. Siyaset üzeri düşüncelerle hizmet üretme alanlarıdır.
Siyasal hareketlerin doğasında olan her alanı işgal etme düşüncesiyle, her alanı arka bahçesi yapılabileceği düşüncesiyle hareket etme tehlikesine istinaden yapıyorum bu hatırlatmayı.
Burada bulunan bileşenlerin seçme ve seçilme tercihlerini kullanırken en azından bugün, kendini siyaset üstü bir düşünceyle güncellemesini ve tercihlerini öyle yapmalarını rica edeceğim.
Bunun dışında bir hatırlatma daha yapmak istiyorum. Bodrum Kent Konseyi için harcanacak zamanı, verecek mesaisi olmayan da bu değerli oluşuma aday olmasın.
Bu görev için yeterli liyakat sahibi olduğunu düşünse de, ayıracak yeterli zamanı olmayan adayların süreç içerisinde oluşturacağı boşluk Bodrum Kent Konseyini eksik ve kadük bırakacaktır.
Konuşmamı kısa ve makro bir bakış açısıyla öncelikle usul üzerinden yapmaya gayret ettim. Hamasi konuşmaların tüm insanlığa katkı sağlamadığı gibi Bodrum’a da katkı sağlamayacağı düşüncesindeyim.
Önümüzdeki dönemde görev alacak bileşen temsilcilerine dikkat çekmek istediği son hususta şudur;
Toplumumuzda gerçekleşen sosyal çürüme bağlamında kurumların içi hızla boşalıyor. Bodrum Kent Konseyi’ni bu erozyondan koruyarak, kaybedilen toplumsal değerlerin tekrar vücut bulduğu bir yer olmasını sağlamak ve korumak görevinizdir.
Değerli katılımlarınıza ve önümüzdeki dönemde ortaya koyacağınız olası katkılarınıza şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İzzet Kayahanlı / Kent Konseyi Başkanı
