Bu serüven serin bir Cuma sabahı Bodrum’dan başladı. Tülay ile birlikte İzmir’in köklü çarşısı Kemeraltı’na doğru yola koyulduk. Bu tarihi çarşı, her adımda başka bir hikaye fısıldıyordu. Orada, yıllardır esnaflık dostlukları kurduğumuz arkadaşlarla buluştuk.
Tülay’ın samimi tavırları, her dükkânda ona uzanan hediyelerle karşılık bulurken, İzmir’in dostlukla harmanlanmış havası bize enerji kattı.
Öğle vakti geldiğinde, her İzmir ziyaretimde uğradığım Kızlarağası Hanı’ndaki Akyaka Balıkçısı’nda mola verdik; Ege’nin taptaze balıkları, Kemeraltı’nın tarih kokan sokaklarına karışan lezzetiyle bizlere yeni bir başlangıç sundu.
Bu hazırlıkların ardından asıl yolculuk başladı. Seferihisar’a vardığımızda, şehrin “yavaş şehir” unvanına layık atmosferi bizi karşıladı. Doğa ile uyumlu, sakin bir yaşamın hâkim olduğu Seferihisar, modern dünyanın hızlı temposundan uzakta, huzurun ta kendisiydi.
Bu güzel ilçe, tarih ve kültürle bütünleşmiş, geçmişin izlerini bugüne taşıyan eşsiz bir kimlik kazanmıştı. Konaklayacağımız otelin adı, kadim Yunan şehri Teos’un izlerini taşıyordu. Sanat ve şarabın tanrısı Dionysos’a adanan bu antik şehir, tarihte bir kültür merkezi olarak anılıyordu.
Otelin adını gördüğümde, eski dostlarla kurduğumuz Telos adlı atölyeyi hatırladım ve geçmişe dair anılarla Tülay’a o günleri anlatarak nostalji rüzgarları estirdim.
Otelin misafir profili ise bizler için alışılmışın dışındaydı.
Modern tavla camiası olarak turnuvaya katıldığımız otelde, geleneksel kıyafetli birçok konuk vardı. Gülsiye Hanım, Marmaris’ten gelen tavla misafirimiz olarak bu durumdan rahatsız olurken, Antalya’dan katılan Emre Bey de tesettür kurallarına uyulmasını gerektiren bu ortama uyum sağlamakta zorluk çekti.
Ancak farklılıklara rağmen Bodrum ekibi, birlik içinde, tavlanın eğlence dolu rekabetinde birbirine kenetlendi.
Her hamle, dostlukla taçlanıyor ve Bodrum ekibinin enerjisi çevrede hayranlık uyandırıyordu. Turnuva boyunca birçok unutulmaz an yaşandı.
Meral Yılmaz ve Yücel, danışman çift olarak turnuvada elde ettikleri başarılarla ekibimizi gururlandırdılar. Tülay ise kadın oyuncular arasında en öne çıkan isimdi; Tülay Emekçi güçlü rakiplerini geride bırakarak kadın ödülünü kazandı.
Bu başarısı, bizler için büyük bir gurur kaynağı oldu. Tülay’ın zarif ama kararlı hamleleri ve sahadaki üstün performansı, hem bizleri hem de turnuvayı izleyenleri derinden etkiledi.
Dönüş yolumuz, Ege’nin nefes kesen kıyı manzaraları eşliğinde Kuşadası üzerinden oldu. Yeşil ormanların, masmavi denizle birleştiği bu yolculuk, bize doğanın huzurunu hissettirdi. Seferihisar’ın sakinliği, Teos’un antik dokusu ve turnuva boyunca yaşanan dostluk dolu anılarla dolu geçen hafta sonu, bizlere unutulmaz bir hikâye kattı. Her şey, Ege’nin sıcak kültüründe ve tavla masasında, dostlukların nasıl ölümsüzleştiğini bir kez daha gösterdi.
Bu yolculuk, Seferihisar’ın saklı güzelliklerinde, dostlarla dolu anıların yeni sayfasını açtı.
