1 Temmuz 2024 tarihinde yapılan Bodrum Otelciler Derneği olağan seçimli genel kurulunda, BODTO Başkanı Mahmut Serdar Kocadon’un yaptığı konuşmada ifade ettiği nüfus – yatak sayısı değerlendirmesi aklımın bir kenarında kalmıştı.
BODTO Başkanı Goca Bodrumlu Kocadon, nüfus – yatak sayısı istatistik verilerinin % 20’li ve 50’li rakamlar arasında nasıl yükseldiği ve gerilediğini anlatarak tehlikeye dikkat çekip, uyarılarda bulunmuştu.
Sanki Bodrum’un son 40 Yılını uzaylılar yönetmiş gibi..
Allahtan Başkan Kocadon‘un konuşmasını yukarıdan seyrettim. Göz teması kurma tehlikesi yaşamadığım için ön sıradakilerin kaderine haliyle de maruz kalmadım.
Etki alanı dışında kalınca da söylenenleri sorgulama imkanı oluyor insanın haliyle..
Bu Yarımadanın ilçe merkezi Bodrum ve 10 beldesini Bodrumlu ailelerin çocukları değil de; İstanbullular, Ankaralılar, ulusal ve uluslararası sermaye şirketlerinin CEO’ları mı yönetti acaba?..
Yazarken dönüp Handan’a sordum! Kendisi benim hem eşim hem de editörüm olur.
Handan, benim bilmeden yaptığım bir imar planı var mı? Bak varsa söyle lütfen, Mahmut Başkanla ters düşmeyeyim!
Neyse ki, bilmeden de olsa böyle bir şey yapmadığımı teyit edince sevgili eşim, rahatladım.
Dönelim konumuza..
Sorunu yaratanların sorunu yaşayanlara durumu şikayet etmesini, tehlike altındasınız aman dikkat edin demesini ironik buluyorum.
Benim bünyem kabul etmiyor bu ayarları..
Dün kasabanın 11 belediyesinde onlarca Bodrumlu Belediye Başkanının yaptığı imar planlarının sonuçları bugün yaşanırken, yarının sorunlarının da ekimini bugünlerde yapıyorlar bu coğrafyanın çocukları…
Nerede BODTO, nerede DTO nerede BODER, nerede Bodrum Esnaf Odası, nerede Şoförler Odası, nerede bilumum vakıflar?
Nerede bu STK’ların başkanları, meclis başkanları, yönetim kurulu üyeleri..
Nerede Bodrum Belediyesi nerede Muğla Büyükşehir Belediyesi..
Neden soruyorum acaba neredesiniz diye bu kadar STK’nın muhataplarına..
Kumbahçe Mahallesinde yapılması planlanan marinaların ÇED toplantısında olmadıkları için olabilir mi acaba?
Belirtmeden geçmeyelim. Bazı istisnaları salonda gördük, sesini pek duyamasak da..
***
Gelelim ÇED toplantısı münazarasına.. Hikaye büyük ve kapsayıcı..
Ne oldu da son yıllarda Bodrum’un kıymetli koylarının hepsine bir marina hikayesi yazılmaya başlandı.
Avrupa’nın Akdeniz çanağı içerisinde yer alan önemli turizm merkezlerinde ki marinaların yarattığı olumsuz çevre etkileri; kapasite artırımlarının ve yenilerinin yapılmasına önemli bir engel oluşturmaya başladı.
Peki, başta Akdeniz ülkelerinin tersaneleri olmak üzere, üretilen bu kadar tekne nereye bağlanacak ? Kim çözecek Avrupalı zenginin teknesinin park sorununu!
Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti..
Atıklarını bile Türk toprakları üzerine boşaltan Avrupalı, teknelerini mi bağlayamayacak kıyılarımıza. Gülerim..
Başta Bodrum olmak üzere tüm Türkiye kıyıları emrinize amade.. İşin içinde nasılsa üretmeden para kazanma var. Bu sebep de yeterli bizim için..
Kimin umurunda; çevre, ülke ve bölge insanının yaşam tercihleri ve yarınları..
Kimin umurunda; Anayasa’nın 43. Maddesi‘nin, “kıyılar ve onların devamı niteliğindeki sahil şeritlerini kullanma ve koruma, kamu yararı önceliklerine bağlamıştır” hükmü..
Bodrum Belediye Meclisinin 07.04.2024 tarih ve 2024-49 Sayılı Kararıyla kurulan “Turizm ve Denizcilik Komisyonu” üyeleri olan; Cumhur Güven Taşbaşı, Abdullah Engin Başol, Hüseyin Cem Köylü, Halil Eser ve Rıza Karakaya’nın yükü ağırdır.
Başkan Mandalinci’nin ilk meclis toplantısında üzerine basa basa ifade ettiği “emanete olan hassasiyetini” unutmadık ve hatırlatmaya gerek görmüyoruz..
Yoksa bu şaşı bakış açılarının sonu kör kalmak olur düşüncesindeyim..
***
Hadi 20 Yıl sonra Bodrum’da yapılan bir STK toplantısını simüle edelim.. Kürsüde bir Goca Bodrumlu konuşuyor..
“Sevgili Dünyalılar.. Güzel Bodrumumuzun kıyılarında denize girilecek yer kalmadı maalesef..
Böyle giderse dünya markası ve tatilcilerin gözdesi olan şehrimiz yaşanılamaz hale gelecek.
Limanlarımıza ve marinalarımıza bağlı olan teknelerin rakamlarını büyük bir üzüntü içerisinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kıyılarımızı adeta işgal eden yaklaşık 30 Bin tekne, denizin görülmesini engelleyen doğal bir duvar oluşturdu.
Bu gidişat gidişat değil sizi uyarıyorum, tehlike altındayız!”
***
Profesyonelce kurgularla bizi ipteki cambazlarla meşgul eden yapıyı görmek lazım, bilmek lazım..
Ayrıca yaşanan bu kadar kötü ve çirkin gelişmenin içerisinde iyi bir şeyde olmalı tabi ki.
Dün yaşanan ÇED krizinde etkili bir direnç gösteren güzel insanların oluşturduğu sinerji, Bodrum coğrafyasında yaşayan insanların sosyolojik gelişimlerine katkı sağlar umudundayım.
Bize yaşatılan her krizi avantaj haline getirerek, toplumsal dayanışmamıza katkı koymamız umuduyla..