Yeşil alanlar.. Hepimizin “aaa bir kentte mutlaka olması gereken yerler” dediğimiz alanlardır. Hatta medeniyet ölçütü olarak bile kullanırız bir şehirdeki yeşil alan varlığını.
Şehirlerde farklı kullanım alanları arasında tampon görevi vardır. Örneğin gürültülü sanayi alanlarıyla konut alanlarını birbirinden ayırır ki, konutlarında yaşayan insanlar koku, gürültü ve trafikten olumsuz etkilenmesin diye.
Şehirdeki yapıların ışık ve hava almasını, gürültülü yörelerde gürültünün perdelenmesini ve araç yollarının kenarında yer alan yaya yollarında yürüyenlerin konforunu ve güvenini sağlar.
Biyolojik çeşitliliğin şehirlerde sürdürülebilmesini mümkün kılar. Ayrıca özel düzenlenmiş yeşil alanlar, çocukların doğayı tanımasına imkan sağlar.
Yeşil alanlar ve yeşil mimari bir şehrin monoton görüntüsünü ve yüksek yapılaşmanın insanı ezen etkisini yumuşatır, insan ile yapı arasında ölçüsel bir denge kurulmasına katkıda bulunur.
Yeşil alanlar insana huzur, canlılık, dinleklik verir, dolayısıyla şehirde yaşayanların psikolojik rahatlamasını sağlar. Hatta yeşil, “zihinsel ve ruhsal dolum istasyonu” olarak tanımlanmaktadır.
Yeşil alanlar fotosentez nedeni ile havayı temizler. Bir şehrin iklimini düzenler. Örneğin yeşil alanı olmayan bir şehirdeki sıcaklık gece 2 derece, gündüz ise 7 derece daha fazladır. Çünkü yeşil alanlar güneş ışığını içine çeker, şehrin beton ve asfalt yüzeyleri ise güneş ışığının zararlı etkilerini olduğu gibi insanın yüzüne yüzüne kusar.
Şehir Planlama biliminde yeşil alanlar “Aktif Yeşil Alanlar” ve “Pasif Yeşil Alanlar” şeklinde iki türde ele alınır. Pasif yeşil alanlar; yol şeritleri (refüjler), erozyon bölgeleri, kayalık ve makilik alanlar, ağaçlı bulvarlar, ormanlık ve koruluk alanlardır. Yani her an kullanılmayan, erişilemeyen ama görsel olarak olumlu etkisi olan alanlardır.
Aktif yeşil alanlar ise; oyun alanları, parklar, çocuk bahçeleri ve spor alanlarından oluşur. Parklar ise; mahalle parkları, kent parkları, bölge parkları, milli parklar olarak 4 gruba ayrılırlar.
Bir şehirdeki yeşil alanların en büyüğü olan kent parkları; etki alanı tüm şehir olup kullanıcıların seyredeceği, dinleneceği, eğleneceği, seyir noktaları, gezi noktaları ve su öğesini bünyesinde barındıran kullanımlardır.
Yeşil alanlar planlanırken yararlanacak nüfusun yaş, gelir, eğitim, çalışma saatleri gibi bir çok kriter göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin trafiğin hızlı aktığı bir ana yolun kenarına ya da dağın başında, çevresindeki konut alanlarına uzak bir yerde “çocuk oyun alanı” kurarsanız bir işe yaramaz. Boşuna kamu kaynağını harcamış olursunuz. Yok yok, Bodrum Belediyesi böyle çocuk oyun alanları yapıyor diye söylemiyorum. Hani bilgi olsun diye..
Şehir içindeki yeşil alanların, konut bölgelerine kolayca erişilebilir bir uzaklıkta kurulması gereklidir. Bu nedenle, yeşil alan planlamasında öncelikle yerleşim bütününde gereksinim duyulan alan büyüklüğü ve gereksinimin çeşidi ve hangi yaş grubuna hizmet edeceği belirlenmelidir.
Bu tür alanların yerleşim bütünündeki dağılımında bir yeşil alan sisteminin oluşturulmasında da yarar bulunmaktadır. Yeşil alan sisteminin planlanmasında, yeşil alanlar arasında fiziki, estetik ve fonksiyon açısından bağlantılar, yeşil alanlarla mimari yapılar arasında bağlantılar, açık alanlarla insanlar arasında bağlantılar dikkate alınmalıdır.
Şehrin bütünündeki yeşil alan miktarına ilişkin standartlar da vardır. Örneğin geçerli olan İmar Kanunumuza göre bir şehirdeki yeşil alan miktarı, o şehirde “yaşayacağı düşünülen” nüfusun en az 10 (on) ile çarpılması sonucu elde edilecek metrekare büyüklüğünde olmalıdır. Gelgelelim bu standart neredeyse hiçbir şehirde sağlanamaz. Ya da çeşitli sayısal oyunlarla sağlanmış gibi gösterilir.
Gülmeyin, size dünyadaki bazı şehirlerde kişi başına düşen yeşil alan miktarlarını söyleyeceğim. Gökdelenleriyle ünlü New York’ta kişi başına düşen yeşil alan 27 metrekare. Viyana’da kişi başına 60, Amsterdam’da 45, Londra’da 27, Singapur’da 46, Madrid’de 14, Şanghay’da 18, Pekin’de 88 metrekare. İstanbul’u söyleyeyim mi ? 1 (yazıyla bir) metrekare. Ama gülmeyin demiştim..
Bodrum’da bu miktarın ne kadar olduğunu ben bilmiyorum. Yine gülmeyin ama söyleyeyim, Bodrum Belediyesi de bilmiyor. Çünkü çok sayıda imar planı olduğu için, kimisi yargı tarafından iptal edildiği, kimisi henüz onaylanmadığı, kimisi günaşırı değiştirildiği için ne Bodrum’da imar planlarıyla “yaşayacağı düşünülen” nüfus büyüklüğü biliniyor, ne de bu nüfusun ihtiyacı olan yeşil alan büyüklüğü biliniyor.
Yani sevgili okurlar, şimdilik Bodrum’daki imar planlarında “sırf yeşillik olsun diye” yeşil alanlar belirlenmiş durumda ne yazıkki. Ben de sırf yeşillik olsun diye yazdım zaten.
Pazarınız yeşil olsun.