Bir kentte yaşayanlar, ulaşım sorunlarıyla uğraşmıyorsa bu konuda sorun olmadığı anlamına gelmemeli. Çünkü artan kent nüfusuyla orantılı bir ulaşım sistemi planlanmazsa, yakın gelecekte ulaşım sorunlarından şikayetler başlayacaktır.
Hele hele bir kentteki ulaşım, süre/tür/kalite/işletme açılarından mutsuzluk yaratıyorsa oturup düşünülmesi lazım. Ama aklına gelen bu konuda ahkam kesmese ne iyi olur. Zaten Şehir Planlama mesleğinin en önemli sorunu da tam burada yatıyor.
Çünkü “şehir planlama bilimi” birçok bilim dalının içinde olduğu bir bilim ve sanat alanı olmasına rağmen, canı sıkılan herkesin fikrinin olduğu, kahve sohbetlerinde bile çözümlerin havada uçuştuğu, neredeyse astrolojik kehanetlerle bile öngörülebilen hale gelmiştir ülkemde.
Yahu bu işin bir ilmi var, bileni var, kuralı var, süreci var.. Var da var.. Lakin bakın çevrenize, herkes şehir plancısı.
Gördük işte şehir planlama disipliniyle geliştirilmeyen bir şehirde neler olduğunu. Her gün öfke, her an mutsuzluk, her dakika şehrin damarlarımıza kattığı stres ne hale getirdi bizi. Önümüze geleni linç etmeye kalkmamız bundan değil mi?
Bodrum’da ulaşım süresi artık öngörülemiyorsa, sadece tek tür ulaşım sistemine mahkum olunmuşsa, bir yerden bir yere gitmek için güneşin altında beklenilen duraklarda toplu taşıma araçları dolu olduğu için yolcu alınamıyor ve insanlar saatlerce bekliyorsa, 65 yaşın üstündeki insanlara eziyet ediliyorsa, özel araçların park edecekleri yer yoksa ve yüksek miktarlarda özel otopark ücretleri ödeniyorsa, ulaşım sistemi çalışmıyor demek değil mi?
Bir defa “kentsel ulașım sistemi”, öyle rastgele popüler projeler ortaya atarak çözülecek bir mesele değildir. “Ulaşım Planlaması” bilimsel temellere dayalı yöntemlerle analiz edilir, alternatifler üretilir ve çözümler geliştirilir.
Doğru ve sürdürülebilir ulaşım planlaması, şehrin imar planlarıyla birlikte değerlendirilmek zorundadır. Bunun için de geleceği olabildiğince doğru okuyan bir imar planınızın olması gerekir.
Bodrum’da ulaşım sistemini oturtabileceğiniz bütün bir imar planımız var mı? Yok.. Çünkü 11 tane belediyenin imar planları bir türlü bir araya getirilememiş. Nasıl ki Çarşı’dan Turgutreis’e giderken, “dur şimdi ayrı bir imar planı olan yerden geçiyoruz” denmiyorsa, o halde ulaşılabilirlik için kentin tamamını birlikte düşünmek zorundayız.
Çarşı Mahallesi için ayrı, Turgutreis Mahallesi için ayrı ulaşım sistemleri geliştirirseniz çuvallarsınız. İşte bu yüzden ulaşım planlaması topyekün bir arada gözüken ve geleceğe yönelik en doğru planlama kararlarını içeren bir imar planı üzerinde geliştirilmelidir.
Hava ulaşımı ve şehirle olan bağlantıları, deniz ulaşım sistemleri ve güzergahları, toplu taşıma sistemleri ve güzergahları, raylı sistem olabilirlikleri, yayalaştırılmış alan gereksinimleri, otopark sistemleri ve kapasiteleriyle nitelikleri..
Tüm bunların her yeri sit alanı olan bir kentin üzerine nasıl yerleştirileceğinin çözümleri, kapasiteleri, uygulama süreçleri ve bütçelemeleri.. Hepsini birlikte düşünüp bütün bir planlama yapmazsanız, daha çok hırpalarız birbirimizi.
Ah Bodrum ah.. Plansız, hedefsiz, vizyonsuz, kalitesiz, bilinmez bir yolculuğa çıkmış gidiyor ve tüm yolcular burnundan soluyor. Sahi bir ara Bodrum Belediyesi ulaşım planlaması için “danışman” çalıştırıyordu, ne oldu ki? Nasıl bir analiz yapıldı? Ne tür alternatifler üretildi? Hangi çözümler önerildi? En azından ben bilmiyorum.
Bir de Turgutreis’te yapılması planlanan “Sahil Güvenlik Limanı Projesi” vardı. O ne oldu? Onu da bilmiyorum.
Sevgili okurlar, durum hakikaten ciddi. Bodrum Belediyesi internet sayfasını açınca gördüğünüz bir ifade var. “Bodrum Belediyesi – Doğal Değerlerin Var Olma Güvencesi”. Ya “biz yazalım da bulunsun” diye oraya konmuş, ya da “nasıl olsa yine bizi seçeceklerdir” kafasındalar. Ben Belediye Başkanı olsam, bu şartlarda utanırım.
Dur bakalım şimdi ne komiklikler izleyeceğiz Herodot Kültür Merkezinde oynanacak olan “Bodrum Halk Meclisi” sahnelerinde.
Sağlıkla kalın.