Dünümüz, bugünümüz, geleceğimiz olan çocuklarımızın, yeterince önemli ve değerli bir konu olduğunu düşünüyorum.
Çocuklarımızla ilgili tartışılacak çok konu başlığı var kuşkusuz ama biz mesleğimizi ilgilendiren boyutunu tartışalım bugün.
Evet.. Uzmanların söylediğine göre bedensel gelişim sadece boyun ve kilonun artışıyla açıklanmaz. Bir insanın sağlıklı olabilmesi için kemik ve kas sistemlerinin dengeli gelişmesi önemli olduğu kadar zihinsel ve psikolojik gelişiminin de doğru olması önemlidir.
Sağlıklı gelişmesini tamamlayamamış insanların toplum içinde ortaya çıkardığı rahatsızlıklar, hepimizin canını acıtan sonuçlara neden olabilmekte.
Hani hep deriz ya çocuklarımız için “devletine, milletine hayırlı bir evlat olsun” diye.. İşte acaba bu nasıl olabilir diye hiç düşündük mü ?
Öncelikle insanın çocukluk dönemini iyi tanımalıyız.
Psikologlar çocuğu 4 evrede incelemektedirler. Doğumdan 2 yaşına kadarki devre, 2 ile 5 yaş arası, 5 ile 12 yaş arası ve 12 ile 18 yaş arası.
Peki “nedir bu evrelere ayırma işinin gereği” derseniz, sağlıklı büyüyen bir çocuğun, topluma katılımının da sağlıklı olacağını düşünürseniz, o halde sağlıklı bir çocuğun ihtiyaçlarının ne olduğuyla ilgilenmeniz gerekecektir.
Bu ihtiyaçlar da her yaş evresi için farklılaşmaktadır.
Bakın, yine uzmanlar diyor ki; “Çocuklar oyunlar ya da oyun içindeki hareketleri yoluyla”; Gerçek yaşamı denerler ve cinsiyet ayrımının farkına varırlar, kendilerini, fiziksel ve sosyal çevrelerini keşfederler, başkalarıyla ilişki kurma ve anlaşabilme özelliklerini edinirler, “kabul etmek” ve “kabul edilmek” duygularını edinirler, bedensel gelişimleri dengeli olur, hızlı bir şekilde biriken enerjilerini boşaltabilirler.
Yine uzmanlar diyor ki; Çocuk oyunlarında gözlenen 140 farklı eylem türüne göre 5 değişik oyun türü söz konusudur. Bunlar; Etkin, edilgen, bilişsel, fantezi ve yaratıcı oyun türleri.
Demek ki, bir insanın sağlıklı gelişmesi için “Oyun” çok önemliyken, “oyunun gerçekleşeceği alan ya da mekan” da bir o kadar önemli.
Peki çocukların sağlıklı büyümesi için gerekli oyun mekanları nerelerdir ? Tabi ki başta evin içi.
Örneğin 2 yaşına kadar çocuklar, anne ve babalarının kontrolünde olmak zorundadır ve bunun için en güvenli yer ise evdir. Peki sonra ?
2 yaşından 5 yaşına kadarki evrede çocuk dış dünyayı tanıyacak, çevrede başkalarının olduğunu görecek, doğayı izleyecek ve tüm bunları deneylemek için evin dışına çıkacak.
5 ile 12 yaş arası çocuk, yoğun enerjisini atacak güvenli ve sistemli planlanmış oyun alanlarında bireysel ve arkadaş gruplarıyla oyun oynayıp gelişimini sürdürecek. Bunu nerede yapacak ? Okulda, sokakta, mahalle parkında..
12 ile 18 yaş arası çocuk (ergen) ise artık evden biraz daha uzaklaşmayı isteyecek. Arkadaşlarıyla organize etkinlikler düzenleyecek, kendi toplumsal çevresini oluşturacak, küçük sorumluluklar yüklenecek. Nerede ? Evin, anne ve babanın kontrolü dışında, sokakta, mahallede, kentin diğer mahallelerinde.
Hepimiz çocukluğumuzu şöyle bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirelim. Arkadaşlarımızla oynadığımız oyunları, komşu kızı ya da oğlanı yüzünden yaptığımız kavgaları, gürültü yaptığımız için mahallenin yaşlılarından işittiğimiz azarları.. Hatta kırdığımız camlar için annemizden yediğimiz terlik cezalarını..
Her yaptığımız eylem “Yaramazlık” olarak adlandırılıyordu değil mi ? Oysa değil.. Çünkü biz çevremizle olan bağları kurmak için her şeyle deney yapıyorduk. Bazı deneyler başarısız oluyordu kabul. Ama yapmasaydık başarıyı bilemezdik ki.
Demek ki neymiş ? Evimizde, sitemizde, mahallemizde, kentin herhangi bir yerinde toplumla ilişki kurmak adına oyun oynayan çocukların, aslında ne kadar önemli bir iş yaptıklarının farkına varmalıymışız.
Oyun oynayan çocukları azarlamamalıymışız, aşağılamamalıymışız, korkutmamalıymışız, kovalamamalıymışız, hatta ters bile bakmamalıymışız. Çünkü onlar bizim yaşadığımız erişkin dünyayla doğru ilişki kurmak için oyun oynamak zorundalar.
Peki ne yapmalıymışız ? Evimizde, sitemizde, mahallemizde, kentimizde; Çocukların özgürce oyun oynayabilecekleri, gelişim evrelerine göre özel olarak tasarlanmış, sadece renkli plastikten oyun aletlerinin konmasıyla olup bitivermeyen Parklar, Oyun Alanları düzenlemeliymişiz.
Evinden oyun alanına giderken arabanın altında kalmayacak şekilde planlama yapmalıymışız. Oyun alanlarına mutlaka basit müdahaleleri yapacak bir görevli, kameralar ve ilk yardım malzemeleri koymalıymışız.
Ve tüm bunları düşünerek planlar yapmalı, geleceğimiz olan çocuklarımızın hakkı olan çevreyi sunmalıymışız.
Duydunuz mu büyükler, yetkililer ?